4857 sayılı İş Kanunu kapsamında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartlarını, alt işverene ait işyerinin bildirimini, tescilini, alt işverenlik sözleşmesinde bulunması gereken hususları düzenlemek amacıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

4857 sayılı İş Kanunu kapsamında asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulma şartlarını, alt işverene ait işyerinin bildirimini, tescilini, alt işverenlik sözleşmesinde bulunması gereken hususları düzenlemek amacıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan "Alt İşverenlik Yönetmeliği" 27 Eylül 2008 Tarihli ve 27010 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.

Bu yeni Yönetmelik 4 bölümden oluşmaktadır.

Bölüm 1: Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Bölüm 2: Asıl İşveren-Alt İşveren İlişkisinin Kurulması, Bildirimi ve İşyerinin Tescili

Bölüm 3: Alt İşverenlik Sözleşmesi, Asıl İşin Bölünmesi ve Muvazaanın İncelenmesi

Bölüm 4: Çeşitli ve Son Hükümler

Yönetmeliğin 4 üncü maddesine göre, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulabilmesi için;

a) Asıl işverenin işyerinde mal veya hizmet üretimi işlerinde çalışan kendi işçileri de bulunmalıdır.

b) Alt işverene verilen iş, işyerinde mal veya hizmet üretiminin yardımcı işlerinden olmalıdır. Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi durumunda ise, verilen iş işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olmalıdır.

c) Alt işveren, üstlendiği iş için görevlendirdiği işçilerini sadece o işyerinde aldığı işte çalıştırmalıdır.

ç) Alt işverene verilen iş, işyerinde yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin bir iş olmalı, asıl işe bağımlı ve asıl iş sürdüğü müddetçe devam eden bir iş olmalıdır.

d) Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kimse olmamalıdır. Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin bilahare tüzel kişi şirketin ya da adi ortaklığın hissedarı olması, alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde de zikredilen ve fakat subjektif değerlendirmelere ziyadesiyle açık olan "işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş" ifadesine, Yönetmeliğin 11. maddesinde açıklık getirilmektedir. Buna göre; işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş, "üretimin zorunlu unsurlarından olan, işin niteliği gereği işletmenin kendi uzmanlığı dışında ayrı bir uzmanlık gerektiren iş" olarak ifade edilmekte; asıl işin bölünerek alt işverene verilebilmesi için alt işverene verilecek olan işin "işletmenin ve işin gereği olması" + "teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi" şartlarının birlikte gerçekleşmesi şart görülmektedir.

Her ne kadar bu yeni Yönetmelikte "işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren iş" ifadesine genel olarak açıklık getirilmeye çalışılmışsa da, subjektif değerlendirmelere meydan verilmemesini teminen, sektör bazında iş kollarına inilerek işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektiren veya gerektirmeyen işlerin tek tek belirlenip bir Yönerge ile sektör temsilcilerine duyurulmasının gerekli olduğu kanaatindeyim.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın gemi inşa ve bakım-onarım iş kolunda işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektir-me-yen lerin neler olduğuna dair yaklaşımı bazı tersanelere gönderdiği bir resmi yazı ile sorduğu sorulardan anladığımız kadarıyla bellidir.

(Bahse konu yazı, Gemi Mühendisleri Odası (GMO)'nın http://www.gmo.org.tr/v2/detay.asp?act=d&id=186 (18.10.2008) internet adresinde yayınlanmıştır.)

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın gemi inşa ve bakım-onarım iş kolunda işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektir-me-yen lerin hangileri olduğuna dair yaklaşımını açıkça ortaya koyan bahse konu yazıda sorunlan sorulardan bir tanesi de şudur:

"Tersane işyerlerinde yapılan yeni gemi inşa işinin 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 355-371. maddelerine göre istisna aktine (eser sözleşmesi) göre yapılan bir iş olmasına, her tersanenin kendi bordrolu çalışanları ile üretime katılmasına, gerek şirket tüzüklerinde ve gerekse işin muhteviyatına bakıldığında tersanelerin asli işi olan gemi inşasında, herhangi bir teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirmeyen ve yardımcı iş niteliğinde de olmayan "çelik işleme, kaynak, montaj, taşlama, raspa-boya vb." işler hangi hukuki nedene dayanılarak (asıl iş bölünerek)  alt işverenlere verilmektedir?"

Dolayısıyla, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından bakılınca, gemi inşa ve bakım-onarım iş kolunda işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektir-me-yen işlerin hangileri olduğu zaten belli diyebiliriz. Bu nedenle, bazı kurum ve kuruluşlar ısrarcı davransalar bile, bu konuda tam yetkili ve sorumlu kurum olan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın kendi görüşleriyle çelişecek görüşlere itibar edeceğini pek sanmıyorum.

Bunun dışında, Alt İşverenlik Yönetmeliği'nin; kayıt dışı istihdamın ve haksız rekabetin önlenmesine katkı sağlamasını ve salt işgücü maliyeti üzerinden rekabet etme döneminin geride kaldığı bilincinin sektörler genelinde yaygınlaşmasına vesile olmasını umuyorum.


NOT: "Alt İşverenlik Yönetmeliği" için bkz. http://rega.basbakanlik.gov.tr/#