İstanbul Avcılar’daki Ambarlı Limanı’nda, rıhtımda yükleme operasyonu sürerken aniden yan yatan “Amnah” adlı kargo gemisiyle ilgili soruşturma ve kurtarma çalışmaları hızla devam ediyor. Yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve 17 bin grostonluk dökme yük-konteyner gemisi olan “Amnah”, limana emniyetle yanaştıktan sonra rıhtıma bağlanmıştı. Ancak henüz kesin nedeni tam olarak açıklanmamış olmakla birlikte, gemi stabilitesini (GM) olumsuz etkileyen yanlış yükleme planı, uygun yapılmayan balast düzenlemesi ve olası mürettebat teknik bilgi yetersizliği gibi faktörlerin bir araya gelmesiyle gemi aniden yan yattı. Kazada can kaybının yaşanmaması ve ciddi bir çevre kirliliğinin önlenmiş olması büyük bir şans olarak nitelendirilse de, maddi kayıpların boyutu giderek daha çok merak konusu oluyor.
Deniz Emniyeti Derneği (DEDER) Başkanı Cahit İstikbal, geminin rıhtımda yükleme yaparken metacentric height (GM) değerinin muhtemelen negatife düşmesi sonucu ansızın yan yattığını, bu tip olayların kural hataları ve eğitim yetersizlikleriyle yakından ilişkili olabileceğini belirtti. İstikbal ayrıca,
“Uluslararası standartlara uygun bir yükleme planı ve yeterli teknik eğitim, benzer kazaların engellenmesinde kritik rol oynuyor. Ambarlı Limanı gibi yoğun ve stratejik öneme sahip bir tesiste, gemi ve liman personelinin her aşamada koordinasyon içinde olması gerekir,”
diyerek denizcilik sektöründe emniyet kültürünün önemini vurguladı.
Öte yandan kazanın sigorta ve hukuki boyutu da büyük bir dikkatle izleniyor. Geminin Hull & Machinery (Tekne ve Makine) sigortası, bu tür fiziksel hasarların onarım maliyetini karşılamayı hedeflerken, P&I (Protection & Indemnity) sigortası ise çevre kirliliği, liman tesisine verilen zararlar ve üçüncü taraflara gelebilecek tüm tazminat taleplerini kapsıyor. “Amnah”ın yan yatması sonucu rıhtımda yapısal hasar meydana geldiği bildirilirken, teknik uzmanlar rıhtımın uzun süre kullanılamayabileceğini ve onarım çalışmalarının zaman alacağını düşünüyor. Bu da limanın kapasitesini ve ticari operasyonlarını bir süreliğine olumsuz etkileyecek.
Rıhtımdaki yapısal hasarı onarma maliyetinin yanı sıra, limanın bu süreçte kısmen devre dışı kalmasından doğacak gelir kaybının da gündeme geleceği öngörülüyor. Sigorta uzmanlarına göre, kazaya neden olan gemi veya armatör şirketin P&I poliçesi kapsamında liman hasarlarının karşılanması söz konusu olabilir. Yine de nihai sorumluluğun nasıl şekilleneceği, yapılacak incelemeler, teknik raporlar ve akabinde yürütülecek hukuki süreçlerin sonunda kesinleşecek. Bir diğer kritik konu ise olası akaryakıt veya kimyasal sızıntı riskinin ortadan kalkıp kalkmadığı: İlk incelemelere göre büyük bir sızıntı yok, ancak bu ihtimal sigorta ve deniz hukuku boyutunda ciddi sonuçlar doğurabileceği için yetkili kuruluşlar tarafından titizlikle takip edilmeye devam ediyor.
Ambarlı Limanı, Türkiye’nin en büyük konteyner limanlarından biri olmasının yanı sıra Marmara Denizi’nin uluslararası ticari koridorunda kilit bir rol oynuyor. Yük elleçleme kapasitesinin yüksekliği ve farklı tür gemilere hizmet veriyor olması, limandaki operasyon güvenliğini en üst düzeye taşıma ihtiyacını beraberinde getiriyor. Bu kazayla birlikte, liman yönetiminin yük ve balast operasyonlarının her adımını yeniden gözden geçireceği, gemi personelinin sertifikasyon ve eğitim süreçlerinin de daha sıkı denetleneceği tahmin ediliyor. Uzmanlar, “Amnah” örneğinin, denizcilik camiasına stabilite hesaplarından teknik eğitime kadar birçok konuda ders niteliği taşıdığını vurguluyor.
Kaza sonrası kurtarma planı dahilinde, geminin güvenli bir şekilde doğrultulması ve rıhtımdan çekilmesi için çalışmalar devam ederken, kesin hasar tespiti tamamlandıktan sonra geminin tersaneye alınarak kapsamlı bir bakımdan geçirileceği belirtiliyor. İncelemelerin sonucunda ortaya çıkacak nihai raporun, denizcilik dünyasında güvenlik ve eğitim standartlarının bir kez daha tartışılmasına yol açacağı ve benzer kazaların önlenmesi için ulusal ve uluslararası platformlarda ek tedbirlerin gündeme geleceği öngörülüyor. Bu arada, liman trafiğinde aksamaları en aza indirmek için diğer rıhtımlara yönlendirmeler yapılıyor; ancak hasarlı rıhtımın devre dışı kalması nedeniyle bir süre yoğunluk ve kapasite sıkıntısı yaşanması kaçınılmaz görünüyor.