2012 yılının Ocak ayında gerçekleşen Costa Concordia faciası, modern yolcu gemisi tarihinin en büyük kazalarından biri olarak akıllara kazındı. İtalya’nın Civitavecchia limanından yola çıkan bu dev gemi, kaptanı Francesco Schettinotarafından planlanan rotasından saptırılmış ve Giglio Adası açıklarındaki kayalıklara çarparak 32 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Toplam 4.229 yolcu ve mürettebatın bulunduğu gemide yüzlerce kişi de yaralanmış, çarpmanın ardından yaşanan panik ve yan yatan gemiden tahliye süreci uzun süre dünya basınında gündem olmuştu.
Bu talihsiz olaya ilişkin yargı süreci, 2017’de neticelenmiş ve Schettino’ya “kasıtsız adam öldürme,” “naufragio colposo” (kusurlu şekilde gemiyi batırma) ile “gemiyi yolculardan önce terk etme” suçlamalarından dolayı 16 yıl 1 ay hapis cezası verilmişti. İtalyan mahkemelerince kararı temyiz aşamasında da onaylanan kaptan, 64 yaşına gelmiş bulunuyor. Geçen süre zarfında “Çapkın Kaptan” ve “Kaptan Korkak” gibi lakaplarla anılan Schettino, kazanın ardından kamuoyunda yoğun eleştirilere hedef olsa da, bir yandan da hayatının en büyük talihsizliğini yaşadığı yorumlarına konu oldu.
Geçtiğimiz günlerde ise Schettino, yarı özgürlük (semilibertà) talebiyle bir kez daha mahkeme gündemine taşındı. İtalyan basınında yer alan haberlere göre, Schettino cezasının yarısını çektiği ve hapishanede iyi hâl gösterdiği için alternatif ceza infaz yöntemlerine başvurma hakkı elde etti. Hâlihazırda yılda 45 gün izin hakkı bulunan eski kaptan, üç yıl önce de cezaevinde dijital arşiv görevi üstlenerek Ustica faciası ve Aldo Moro’nun kaçırılmasıyla ilgili yargı belgelerini dijital ortama aktarma çalışmalarına katıldı.
Bu gelişmeler üzerine, kazadan sağ kurtulanlardan Vanessa Brolli de düşüncelerini dile getirerek, “Bu talep beni üzüyor. Ancak Schettino erken tahliye olsa bile ölene dek bu trajedinin yükünü taşıyacak,” ifadelerini kullandı. Brolli’ye göre kaptanın cezasını çekmesi şart, fakat vicdan azabının da Schettino için en büyük cezalardan biri olduğunu söylüyor.
Gelinen noktada, 4 Mart tarihinde yapılacak duruşma, Schettino’nun özgürlüğe kısmen de olsa kavuşup kavuşmayacağını belirleyecek. Bazı hukuki çevreler, talihsiz kaptanın günah keçisi ilan edildiğini ve en büyük bedeli ödemeye devam ettiğini savunurken, çoğunluk 32 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Schettino’nun tam anlamıyla cezasını çekmeden toplumla yeniden bütünleşmesini doğru bulmuyor. Yine de hem kazaya tanık olanlar hem de hukukçular, verilecek kararı merakla bekliyor. Zira bu karar, denizcilik tarihinin en trajik kazalarından birinin sembolü haline gelen kaptanın önündeki sonraki dönemin seyrini belirleyecek.
Yorumlar
Kalan Karakter: