Küresel denizcilik sektörü, son 20 yılın en büyük mürettebat açığını yaşıyor ve önümüzdeki yıl bu açığın 90.000 kişiye ulaşabileceği tahmin ediliyor. Global Maritime Forum'un "All Aboard" konsorsiyumu, denizcilikte yaşam koşullarını iyileştirmek ve personel tutma oranını artırmak için geniş kapsamlı bir araştırma yürüttü. Araştırmanın sonuçları, sektör genelinde olumlu değişimler sağlayabilecek somut öneriler içeren bir rapor olarak yayımlandı.
Denizcilik mesleği, uzun çalışma saatleri, yorgunluk ve aylarca karaya çıkamama gibi zorlukları nedeniyle her zaman zorlu bir yaşam tarzı olarak görülmüştür. Ayrıca bazı gemilerde kötü çalışma ortamları, psikolojik baskı ve taciz vakaları yaşanabiliyor. All Aboard Alliance'ın yaptığı araştırmaya göre, denizcilik kültüründeki bu olumsuzluklar günümüzde ciddi bir personel kaybına yol açıyor. Çalışmaya katılan denizcilerin %25’i kariyerleri boyunca taciz ve zorbalık yaşadıklarını bildirirken, bu oran kadın denizciler arasında %50’nin üzerine çıkıyor.
Araştırmaya katılan 12 armatörle birlikte çalışan konsorsiyum, özellikle kötü muamele ve tacizi önlemeye yönelik bir dizi önlem geliştirdi. İyi bir çalışma ortamı sağlamak için net politikalar oluşturulması ve kabul edilemez davranışlara karşı "sıfır tolerans" yaklaşımının uygulanması gerektiği vurgulandı.
Ayrıca, mürettebat deneyimini iyileştirmek için şu önerilerde bulunuldu:
-
Eğitim ve performans değerlendirmeleri için net yönergeler belirlenmesi,
-
Ayrımcı işe alım uygulamalarının önlenmesi,
-
Kadın denizciler için uygun kişisel koruyucu ekipman (PPE) ve yaşam alanlarının sağlanması,
-
Aile izni politikalarının oluşturulması,
-
COVID-19 sonrası dönemde büyük bir sorun haline gelen liman izinlerinin iyileştirilmesi,
-
Gemide sosyal bağların güçlendirilmesi,
-
Sözleşme sürelerinin zorla uzatılmaması ve mürettebatın en az %85’inin zamanında değiştirilebilmesi.
Hafnia CEO’su ve All Aboard Alliance Eş Başkanı Mikael Skov, bu yönergelerin denizcilik sektöründe çalışanların refahını artırmak için bir yol haritası sunduğunu belirterek, "Bu kurallar, kapsayıcılığı ve sürdürülebilirliği ciddiye alan şirketlerin belirlenmesine de yardımcı olacak. Gerçekçi ama aynı zamanda iddialı bir denge gözetiyoruz ve bu adımların sektördeki tüm çalışanlar için olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyoruz" dedi.
Ancak, araştırma bazı ülkelerde bu politikaların uygulanmasının zor olabileceğini ortaya koydu. Bazı firmalar hala kadın denizcileri işe almaktan kaçınırken, bazıları ise yalnızca belirli milletlerden çalışanları kabul ediyor. Hatta büyük Batılı şirketler bile “sıfır tolerans” politikasını tam anlamıyla hayata geçirmekte zorlanabiliyor. Dünyanın en büyük ikinci konteyner taşımacılık şirketi Maersk’in, daha önce cinsel taciz nedeniyle işten çıkardığı en az bir zabiti tekrar işe almak zorunda kaldığı belirtiliyor. Ayrıca şirketin, gemilerinde yaşanan taciz vakalarına dair kapsamlı verileri açıklamayı reddettiği, Danimarka basınına yansıyan bilgiler arasında.
Denizcilik sektöründe mürettebat açığını kapatmak ve çalışma koşullarını iyileştirmek için hayata geçirilmesi gereken reformlar, şirketlerin rekabet gücünü koruması açısından da büyük önem taşıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: