ABD Donanması'nın Yemen'deki Husi isyancılarına yönelik hava saldırı kampanyasının sonuç verdiği belirtiliyor. The Telegraph gazetesine konuşan üst düzey bir İranlı yetkiliye göre, İran Silahlı Kuvvetleri, muhtemel kayıpları ve olası bir gerilimi önlemek amacıyla Yemen'deki personelini geri çekmeye başladı. Bu gelişme, Trump yönetiminin politikası açısından önemli bir kazanım olarak değerlendiriliyor.
Aynı zamanda bu hava saldırıları, Husilerin İsrail’e ve Kızıldeniz’deki ABD hedeflerine yönelik füze saldırılarının hızını da düşürdü. Ancak New York Times’a konuşan Amerikalı yetkililer, Husilerin hâlâ korunaklı sığınaklarda geniş silah stoklarına sahip olduğunu ve ABD'nin bu sığınaklara ulaşmak için gerekli kabiliyetleri henüz sahaya sürmediğini belirtiyor.
Bir İranlı yetkili, Trump yönetiminin başlattığı hava saldırılarının artık Tahran’da ana gündem maddesi haline geldiğini, İran’ın desteklediği Hizbullah, Hamas, Irak’taki Şii milisler ve Husilerin ikinci plana itildiğini ifade etti. İsrail’le çatışmalarda ciddi kayıplar veren Hizbullah ve Hamas’ın ardından, Tahran yönetimi Husileri de "kaybeden taraf" olarak görmeye başladığını belirtti.
Yetkili şu ifadeyi kullandı:
“Buradaki görüş şu: Husiler artık ayakta kalamayacak ve son aylarını hatta günlerini yaşıyorlar. Bu nedenle onları artık listemizde tutmanın anlamı yok.”
New York Times’a konuşan üç ABD’li yetkili ise, Yemen’e yönelik hava saldırılarının kamuoyuna yansıtılandan çok daha yoğun olduğunu söyledi. Tarafsız araştırma kuruluşu Institute for the Study of War, yalnızca 2-3 Nisan tarihlerinde 28 hava saldırısı tespit etti. Yetkililere göre bu kampanya daha da yoğunlaşabilir: İkinci bir ABD uçak gemisi, USS Harry S. Truman’a katılmak üzere Kızıldeniz’e ilerliyor. Bu durum, bombardımanın aylarca sürebileceği ve Kızıldeniz'deki ticari trafiğin yılın ilerleyen dönemlerine kadar normale dönemeyebileceği anlamına geliyor.
Pentagon ise bu iddiayı kesin bir dille yalanladı. Bir sözcü, operasyonun zamanlamasının "gelecek aşamalar için planlandığı gibi ilerlediğini" söyledi.
New York Times’ın haberine göre, artık yerel ABD Donanması komutanlıkları hedef belirleme kararlarını doğrudan alıyor. Saldırıların yoğunlaşmasıyla birlikte hassas güdümlü mühimmat kullanımı da arttı. Husiler hâlâ bazı hava savunma sistemlerine sahip olduğu için ABD pilotları, hedeflerine yaklaşmadan seyir füzeleri ve planör bombalarla saldırı gerçekleştiriyor.
Bugüne kadar kullanılan mühimmatların maliyeti bölgesel bir savaş için görece düşük: Yaklaşık 1 milyar dolar. Ancak Pentagon’un asıl endişesi, bu yüksek teknolojili mühimmatların yavaş dolan stokları. Çin ile yaşanabilecek olası bir Tayvan Boğazı çatışmasının simülasyonları, ABD’nin başarısının bu mühimmatların yeterli stoklarına bağlı olduğunu ortaya koyuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: