Jersey, Birleşik Krallık’a bağlı özel bir ada olmakla beraber kendi yasalarını çıkarma ve uygulama konusunda özerk bir statüye sahip. Ekonomik Kalkınma Bakanı Kirsten Morel tarafından sunulan iki önemli değişiklik teklifi, adanın deniz mevzuatındaki eksiklikleri gidermeyi ve sularında seyir yapan herkesin güvenliğini artırmayı hedefliyor. Bu değişiklikler; pervasızca veya alkollü şekilde jet-ski, sürat teknesi gibi küçük su araçlarını kullanmanın yanı sıra, ciddi yaralanma veya ölümle sonuçlanabilecek deniz kazalarına yönelik yasal sorumlulukları yeniden tanımlıyor.
Söz konusu düzenlemeler, 2002 tarihli Shipping (Jersey) Law ve 2012 tarihli Harbours (Inshore Safety) (Jersey) Regulations yönetmeliklerinde yapılacak değişikliklerle hayata geçirilecek. En dikkat çeken noktalardan biri, “gemi” tanımının genişletilerek jet-ski gibi eğlence amaçlı kullanılan su araçlarının da bu kapsama alınmasıdır. Böylece, bu araçları kullanan sürücülerin dikkatsiz veya alkollü kullanım halinde yasal yaptırımlarla karşılaşması mümkün olacak. Örneğin, yeni düzenlemeler arasında “alkol veya uyuşturucu etkisi altında gemi kullanarak ölüme veya ağır yaralanmaya sebep olmak” gibi açıkça tanımlanmış suçlar yer alıyor. Bu adım, deniz kazalarında mağduriyetlerin azalmasını ve sorumluların net biçimde tespit edilmesini amaçlıyor.
Bakan Morel, yaptığı açıklamada, “Bu değişiklikler Jersey kara sularını herkes için daha güvenli hâle getirmek üzere hazırlandı” ifadelerini kullandı. Mevzuatta yaşanan boşluklar veya çelişkili noktalar nedeniyle, bugüne kadar bazı sürücülerin yasal açıdan daha az sorumluluk taşımaları dikkat çekmişti. Yeni düzenlemeler, bu “yasal tutarsızlıkları” gidererek tüm deniz araçlarını kullanan kişiler için eşit bir sorumluluk ve ceza dengesini sağlamayı hedefliyor.
Ayrıca, polis ve liman otoritesi yetkilileri, ağır yaralanma veya ölümle sonuçlanan kazalarda şüpheli sürücülerden alkol muayenesi ve kan testi talep edebilme hakkına sahip olacaklar. Jersey Liman İşletme Müdürü Bill Sadler da “2023’te yapılan istişarelerde geniş bir onay alan bu değişiklikler, denizdeki yasal sorumlulukları herkes için daha anlaşılır kılacak. Hedefimiz, tüm su kullanıcılarının güvenliğini sağlamaktır” şeklinde konuştu.
Bu yeniliklerin Türkiye kıyıları için de örnek teşkil edip etmeyeceği önemli bir soru olarak öne çıkıyor. Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olması nedeniyle hem turizm hem de balıkçılık sektöründe yoğun deniz trafiğine sahiptir. Yaz aylarında özellikle Ege ve Akdeniz kıyılarında jet-ski ve benzeri su araçlarının sıklıkla kullanıldığı göz önüne alındığında, benzer bir yasal düzenlemenin hayata geçirilmesi kazaları ve olası can kayıplarını azaltabilir. Alkollü veya dikkatsiz kullanımın hukuki yaptırımlarla net biçimde cezalandırılması, deniz üzerinde seyir eden tüm bireyler için caydırıcı bir unsur olabilir. Bunun yanı sıra, liman ve sahil güvenlik otoritelerinin denetim yetkilerinin artırılması ve kazalara daha hızlı müdahale edebilmeleri, güvenlik düzeyini daha da yükseltecektir.
Sonuç olarak, Jersey’deki bu yasal düzenleme hamleleri, küçük su araçlarından büyük gemilere kadar tüm deniz trafiğini kapsayan daha bütüncül bir yaklaşıma işaret ediyor. Türkiye gibi geniş deniz sahiline sahip ülkelerde de benzeri uygulamalar, turist ve yerel halkın güvenliğini korumak, aynı zamanda turizm gelirlerini ve denizcilik sektörünü sürdürülebilir bir zemine oturtmak için son derece yararlı olabilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: