Bugün İstanbul Nida Otelde SEAMAP Projesi Başlangıç toplantısı gerçekleştirildi. Lucent Denizcilik ve Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. koordinatörlüğünde yürütülen Searching the Extensive Application at Maritime Protocol – kısa adıyla “SEAMAP” başlıklı Erasmus+ KA2 Mesleki Eğitim Stratejik Ortaklıklar (Yenilik Geliştirme) projesinin başlangıç toplantısında konuklar arasında bulunan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan bir konuşma yaptı. Konuşmasında projenin öneminden bahseden Metin Kalkavan proje için “ Timur ve Selim kardeşlere babaları Ronald Beye teşekkür ediyoruz. Proje çok güzel çok uğraşıyoruz” dedi.
“DTO olarak artık ülke menfaatleri ne yönelik çalışmaya çalışıyoruz.”
Kalkavan konuşmasında şunları söyledi:” Timur ve Selim kardeşlere babaları Ronald Beye teşekkür ediyoruz. Proje çok güzel çok uğraşıyoruz. Baktığınızda Deniz Ticaret Odası olarak, geçmişte hep üyelerinin menfaati, özgürlükleri, hakları doğrultusunda kurulmuşken, biraz farklı boyuta taşıdık. Şu anda ülke menfaatine yönelik çalışmaya çalışıyoruz. Çünkü ülke iyiye giderse sektör büyürse, bizlerde ülke olarak dünyadan daha fazla pay alırsak, içindeki iyi bireyler iyi şirketler de bundan mutlaka fayda görecektir. O açıdan bu proje bizim denizcilere bakışımızı ki ;deniz dediğinizde ortada bir gemi var ve ona verilen bir dünya hizmet var. Gemi olmazsa ne limana, ne tersaneye ne de denizciye ihtiyaç oluyor. Tabii bunun bir de diğer yüzü var. Gemi yapmakla kalmıyorsun. Henüz insansız gemiye ulaşmadık. Çalışan insanlarımıza, denizcilerimize ihtiyaç var. Dünyada da denizcilerin yaşantısını şartlarını nasıl iyileştirir diye uzun bir çalışma var. Çok iyi firmalarımız var. Dünyada en üst seviyeye çıkmış, çalışanına denizcisine önem veren, özellikle denizden gelen insanların, çocuklarının veya kendilerinin kurmuş olduğu belli firmalarda seviye çok yukarı çıktı. Ama bu yetmez diğerlerini de taşımamız lazım. Uluslararası denizcilik örgütü kuralları kıstıkça şartlar düzeliyor. Bazen gönüllü olarak yaparız, ama çoğu zaman mecburiyetten kuraldan yaparız. İnsanın doğasında bu var, kolaya kaçmak…
“Dünya kaliteli yaşamı denizcilere borçlu.”
Buradaki olay biraz farklı, burada bir taraftan kurallar geliyor, ama yetmiyor, insanın içinde istek olmadıktan sonra zorla bir kurumun yöneticilerine yaptıramazsınız. İstemek ve inanmak lazım. Denizciler olmazsa dünyanın kaliteli yaşamı söz konusu değil. Dünya kaliteli yaşamı denizcilere borçlu. Yüzde 88 yükün deniz yoluyla taşındığını düşünürsek ve her ihtiyacın deniz yoluyla giderildiğini düşünürsek denizcilere çok iyi bakmamız lazım. Çok meşakkatli bir meslek… Denizciyi anlamak için “Yaşamımı denize attım” diye Süleyman Savaş’ın küçük bir kitabı var onu okumanızı tavsiye ederim. Gerçek hikâyeleri anlatıyor. Denizcilerin neler çektiğini hissettiğiniz zaman olay farklı. Ben de bir denizci evladı olarak farklı bakıyorum. Denizciler zor görevlerini yaparken doğru yerlerde doğru şartlarda konumlandırmak çok önemli.
Bu proje ana felsefemize destek veriyor. Artık olay çok değişiyor. Herkes söyler değişim diye. Yeni fikirler, yenilikler lazım. Bu da denizcilikteki inovasyonlardan bir tanesi. Dünya ekonomisi küçülmüyor, taşınan mallar azalmıyor. Ne iş yaparsanız yapın yaşamak için o işte iyi olmak zorundasınız. Bunun için denizcilerimizi daha kalifiye, denizcilik kuruluşlarımız daha kalifiye hale getirmek için bu tip çalışmalara ihtiyaç var. Ama bir eksiğimiz var, insan olarak bu vatanın evlatları olarak bedava verilen bilgiyi alanı çok bulamıyorsunuz. Israrla anlatıyoruz; vereceğiniz sadece birazcık zaman… Toplumumuzun kötü alışkanlıklarından bir tanesi bilgiye uzak durması, okumaması, dinlememesidir. Eğer dinlersek, okursak, günceli takip edersek zaten var olan çalışma azmimizle çok iyi olacağız. Çok genç bir nüfususz, geleceği olan bir ülkeyiz, ama çok zor bir coğrafyadayız. Bu zor ve değerli coğrafyanın çocukları olarak çok daha iyisini yapabileceğimize inanıyoruz. Ama bir şeyleri değiştirmek için ön yargılarımızı bırakmamız lazım. Her gün öğrenmezsek ogün ölmüşüz demektir. Bugün de buraya ben öğrenmeye geldim. ”