Hindistan Denizcilikte Dünya Sahnesine Çıkıyor
Hindistan’ın eski Cumhurbaşkanı Ram Nath Kovind, ülkenin stratejik öneme sahip denizcilik sektörüne dair yaptığı konuşmada, bu alanın yalnızca ekonomik kazançlar değil, bölgesel refah ve uluslararası etkileşim açısından da kritik bir rol oynadığını belirtti. Hindistan’ın artan nüfus, geniş kıyı şeridi ve gelişen altyapısıyla, denizcilik sektöründe küresel bir aktöre dönüşmek için gerekli potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Kovind, çeşitli kamu ve özel sektör inisiyatiflerinin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekti. Aşağıdaki bölümlerde, Hindistan’ın denizcilik konusundaki mevcut durumu, yeni projeler ve uluslararası işbirlikleri ele alınacak; aynı zamanda Türkiye gibi denize kıyısı olan ülkeler için de ortak dersler ve fırsatlar değerlendirilecektir.
Denizcilik Sektörünün Stratejik Önemi
Hindistan, Güney Asya’nın en büyük ve en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmasının yanı sıra, 7.500 kilometreyi aşan kıyı şeridine sahip olmasıyla da öne çıkar. Bu uzun kıyı şeridi, limanlar, kıyı ticareti ve balıkçılık gibi alanlarda muazzam bir potansiyeli beraberinde getiriyor. Kovind, bu potansiyelin hayata geçirilebilmesi için hem merkezi hükümetin hem de eyalet yönetimlerinin ortak hedefler doğrultusunda hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Altyapı yatırımları, yeni teknoloji uyarlamaları, deniz güvenliği ve mavi ekonomi gibi konuların ulusal kalkınma planlarında daha fazla yer alması, Hindistan’ı küresel denizcilik zincirinde daha güçlü bir konuma taşıyacak.
Altyapı ve “Sagarmala” Projesi
Hindistan hükûmeti, denizcilik ve liman altyapısını iyileştirmek amacıyla “Sagarmala Projesi” adı altında geniş kapsamlı bir program başlattı. Bu proje, limanların modernizasyonu, hinterland bağlantılarının güçlendirilmesi, kıyı ekonomilerinin canlandırılması ve gemi inşa/onarım alanlarında yatırımların artırılmasını hedefliyor. Ram Nath Kovind, bu projenin denizcilik sektörünün kabiliyetlerini yansıttığını, ancak daha fazla çabanın gerektiğini söyledi. Özellikle liman kapasitesinin yükseltilmesi, lojistik ağının genişletilmesi ve özel sektörün katılımıyla rekabetçiliğin artırılması konularında ek adımlar atılması gerektiğine dikkat çekti.
“Sagarmala” kapsamında ülkenin farklı bölgelerindeki limanlar modernize ediliyor, yeni deniz terminalleri planlanıyor ve demiryolu-karayolu bağlantılarının güçlendirilmesi için projeler yürütülüyor. Bu sayede, yük taşımacılığında daha hızlı, maliyet etkin ve çevreci çözümlere ulaşmak mümkün olacak. Kovind’in altını çizdiği bir diğer nokta ise, projelerin sadece ekonomik boyutunun değil, çevresel etki ve yerel halkın katılımı gibi sosyal faktörlerin de dikkate alınması gerektiğiydi.
Mavi Ekonomi ve Balıkçılık
Hindistan’ın deniz zenginlikleri, balıkçılık ve su ürünleri açısından oldukça geniş bir potansiyele sahip. Kovind, mavi ekonomi kavramının ülkenin büyüme stratejisinde giderek daha önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Mavi ekonomi, deniz ve kıyı kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teşvik ederken, balıkçılıktan su ürünleri işlenmesine, deniz turizminden kıyı yönetimine kadar çok disiplinli bir yaklaşım gerektiriyor.
Balıkçılık sektöründe büyüme hedeflerine ulaşılması için teknolojik modernizasyon, daha verimli lojistik sistemler ve uluslararası standartlara uygun üretim tesislerine ihtiyaç duyulduğu ifade ediliyor. Kovind, Hindistan’ın kendine yeterliliğini artırabilecek, ihracat gelirlerini yükseltebilecek ve aynı zamanda kıyı bölgelerinde istihdam yaratabilecek bu sektörün desteklenmesi için kamu-özel ortaklıklarının önemini vurguladı. Hint Okyanusu’nun deniz biyolojik çeşitliliğine de dikkat çeken Kovind, çevre koruma ve sürdürülebilirlik prensiplerinin ekonomik hedeflerle eş zamanlı yürütülmesinin önemine işaret etti.
Deniz Güvenliği ve Jeostratejik Boyut
Kovind, deniz güvenliği konusunun Hindistan’ın uluslararası rolünde belirleyici öneme sahip olduğunu belirtti. Hint Okyanusu, dünya ticaretinin büyük bir kısmının geçtiği önemli bir rotayı oluşturuyor. Bu nedenle bölgede istikrar sağlamak, korsanlık ve kaçakçılık gibi yasa dışı faaliyetlerin önüne geçmek, aynı zamanda jeopolitik rekabet ortamında stratejik konumunu korumak Hindistan için bir zorunluluk. Kovind, güçlü bir donanma ve sahil güvenlik teşkilatının yanı sıra bölgesel işbirliği mekanizmalarının da hayati olduğunu ifade etti.
Hindistan, ABD, Japonya ve Avustralya ile birlikte “Quad” gibi bölgesel inisiyatifler içinde yer alarak, deniz güvenliğini kolektif bir platformda ele alıyor. Bu tür işbirlikleri, denizlerdeki ortak çıkarların korunması, ticari rotaların güvenliği ve uluslararası düzenin devamı açısından kritik. Benzer şekilde, Türkiye de son dönemde hem Karadeniz’de hem de Akdeniz’de deniz güvenliği konusuna yatırım yapıyor. Kovind’in vurguladığı ortak çaba ve çok taraflı işbirliği, Türkiye için de uygulanabilir bir strateji sunabilir.
İnsan Kaynakları ve Eğitim
Denizcilik sektöründeki gelişmenin sürdürülebilir olması için, nitelikli insan kaynağına yatırım yapılmasının önemine değinen Kovind, denizcilik akademilerinin ve eğitim kurumlarının rolüne işaret etti. Hint yetkililer, daha fazla kaptan, mühendis, liman yöneticisi ve lojistik uzmanı yetiştirmek için kapsamlı bir eğitim seferberliği planlıyor. Ayrıca, kıyı toplulukları ve genç nüfusun bu sektöre çekilmesi için burslar, staj programları ve kariyer danışmanlığı faaliyetleri yürütülüyor. Kovind, Hindistan’ın “demografik fırsat penceresi” olarak adlandırılan genç nüfus avantajını, özellikle denizcilik gibi yükselen sektörlerde değerlendirebileceğini söyledi.
Teknoloji ve Dijitalleşme
Dijital altyapı ve teknoloji entegrasyonu, günümüz denizcilik sektöründe rekabetçiliğin temel unsurlarından biri hâline geldi. Kovind, yapay zekâ, büyük veri analitiği, akıllı liman yönetimi ve siber güvenlik gibi alanlarda Hindistan’ın daha fazla ilerleme kaydetmesi gerektiğini ifade etti. “Akıllı Liman” (Smart Port) konseptinin yaygınlaştırılması, liman operasyonlarından konteyner takip sistemlerine kadar pek çok süreci hızlandırabilir ve maliyetleri azaltabilir.
Hint hükûmeti ayrıca e-pazaryerleri, online kargo takip sistemleri ve ulusal tek pencere uygulamalarıyla bürokrasiyi minimize etmeye çalışıyor. Türkiye de benzer girişimlerle ihracat, ithalat ve transit geçişlerde dijitalleşmeyi geliştiriyor. Kovind, bu konuda ülkeler arası tecrübe paylaşımının özellikle faydalı olacağını düşünüyor; zira Hindistan ve Türkiye gibi bölgelerinde lider konuma gelebilecek devletlerin karşılıklı işbirliği yaparak daha hızlı yol alabileceğine inanıyor.
Uluslararası Bağlar ve Türkiye’ye Yönelik Dersler
Kovind’in konuşması, sadece Hindistan’ın iç dinamiklerine değil, küresel denizcilik sektöründe işbirliği fırsatlarına da değiniyor. Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olarak, Hindistan’la ikili işbirliği projeleri geliştirebilir ve özellikle liman modernizasyonu, lojistik dijitalleşme, gemi inşa, balıkçılık teknolojileri gibi alanlarda tecrübe alışverişi yapabilir. İki ülke arasındaki ekonomik ve kültürel bağlar, denizcilik alanında da ortak girişimlere müsait bir ortam sunabilir.
Sonuç
Eski Cumhurbaşkanı Ram Nath Kovind’in denizcilik sektörüyle ilgili değerlendirmeleri, Hindistan’ın ulusal kalkınmasında bu sektörün oynayabileceği dönüştürücü role ışık tutuyor. Yükselen nüfus, geniş kıyılar, tarihi ticaret yolları ve hızlı büyüyen bir ekonomi, Hindistan’ı küresel denizcilik pazarında öne çıkarabilecek unsurlar arasında. Bu ilerleme, deniz güvenliğinden çevresel sürdürülebilirliğe, teknolojik dönüşümden jeopolitik etkilere kadar pek çok faktörü aynı anda yönetmeyi gerektiriyor.
Türkiye, benzer coğrafi avantajlara ve bölgesel etkiye sahip bir ülke olarak Hindistan’ın deneyimlerinden faydalanabilir. İki ülkenin ortak projeler yürütmesi, denizcilik alanındaki potansiyellerini karşılıklı olarak güçlendirebilir ve Akdeniz-Hint Okyanusu ekseninde yeni fırsatlar yaratabilir. Kovind’in konuşması, bu alanda daha fazla diyalog ve işbirliği ihtiyacına dikkat çekerken, Hindistan ve Türkiye başta olmak üzere denizci kimliğiyle öne çıkan tüm ülkeler için yenilikçi bir perspektif sunuyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: