Küresel çelik piyasasında serbest ticaret yerini korumacılığa bıraktı
8 Nisan Salı günü Tatçelik ana sponsorluğunda, İstanbul Marriott Hotel Asia’da 400’ün üzerinde katılımcıyla ve SteelOrbis iş birliğiyle gerçekleşen Eurometal Çelik Günü & 10. YİSAD Yassı Çelik Konferansında, küresel yassı çelik sektörünün durumu ele alındı ve gelecek beklentileri paylaşıldı. Etkinliğe ayrıca Ağır Haddecilik, Gökmetal, Koyuncu Çelik Servis Merkezi ve Yametaş Yassı Metal Mamulleri gibi önemli firmalar da sponsor olarak destek verdi.
“Korumacılık, serbest ticaretin yerini aldı”
YİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Metin Tayfun İşeri ile Eurometal Başkanı Alexander Julius, açılış konuşmalarında Donald Trump döneminde uygulanan yeni vergilerin ardından serbest ticaretin yerini korumacılığa bıraktığını vurguladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ise Türkiye’de enflasyonun düşüş sürecinde olduğunu ve cari açığın tarihsel olarak düşük seviyelere gerilediğini belirtti.
İhracat rekabeti zorlaşıyor
İlk oturumda Tatmetal Genel Müdürü ve İcra Kurulu Başkanı Tolga Yalgı, ABD ve AB'nin korumacı politikalarının ihracatçıları zorladığını ve küresel kutuplaşmanın rekabeti maliyet açısından güçleştirdiğini ifade etti. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan ise AB'nin Rusya ve Belarus’a uyguladığı yaptırımlar sonucunda yeniden dağıtılan 6,5 milyon mt’luk kotanın 2024'te Türkiye'nin ihracatına katkı sağladığını, ancak ihracatta zorlu bir döneme girilebileceğini söyledi. Yayan ayrıca, 2024’ün ilk iki ayında yassı mamulde ihracatın ithalatı karşılama oranının %52,7 olduğunu ve ithalata karşı önlem alınması gerektiğini dile getirdi.
Yeni mevzuatlar, yeni fırsatlar
İkinci oturumda konuşan Van Bael & Bellis hukuk firmasından Fabrizio Di Gianni, AB’deki mevzuat değişimlerinin Türk üreticilere Avrupa pazarında stratejik avantaj sağlayabileceğini vurguladı. Tata Steel Nederlands Ticari İlişkiler Direktörü Jaap Jan Aardenburg ise korumacılığı tetikleyen en büyük etkenin Çin kaynaklı kapasite fazlası olduğunu belirtirken, AB'nin Çelik ve Metal Eylem Planı ile rekabetçiliğini korumaya çalıştığını dile getirdi. Manuchar Steel’den Laurent Taylor ise Türkiye’nin hurda bazlı yüksek kaliteli üretimiyle bölgeselleşme sürecinden stratejik fayda sağlayabileceğini ifade etti.
Hedging, risk yönetiminde kilit rol oynuyor
Konferansın üçüncü oturumunda Risk Yönet Danışmanlık şirketinin sahibi Fabrizio Casaretto, katılımcılara hedging (riskten korunma) uygulamaları hakkında bilgi verdi. Casaretto, hedgingin yalnızca risklerden değil, kurumun değerinden de kazanç sağlayabileceğini belirtti.
Servis merkezleri ve üreticiler senkronize çalışmalı
Dördüncü oturumda SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı panelde, EUROMETAL Başkanı Alexander Julius, çelik üreticileri ile servis merkezlerinin entegre çalışarak değer ve tedarik zincirini optimize etmeleri gerektiğini söyledi. Yücel Grup Satış Direktörü Kaan Sarnıç, Türkiye’de servis merkezlerinin rekabet avantajı için ürün çeşitliliğini artırması gerektiğini ifade etti. Yametaş Genel Müdürü Mehmet Ali Fincan ise artan maliyetlerin, hammadde fiyat dalgalanmalarının ve fiyat baskısının rekabeti olumsuz etkilediğini; teknoloji ve yatırımların bu süreçte kritik olduğunu belirtti. UMS Metal Genel Müdür Yardımcısı Uğur Usta ise, Donald Trump’ın yeni vergilerinin sektörde oyunun rengini değiştirdiğini ve fiyatların artık belirli bir seviyenin altına inmeyeceğini düşündüğünü söyledi.
Trump 2.0 dönemi ve Türkiye ekonomisine etkileri
Konferansın son oturumunda DNG Danışmanlık sahibi Stratejist Fatih Keresteci, “Trump 2.0 Döneminde Türkiye Ekonomisi ve Finansal Piyasalara Yönelik Stratejik Bir Bakış” başlıklı sunumuyla olası senaryoları değerlendirdi ve katılımcılardan gelen soruları yanıtladı.
Yorumlar
Kalan Karakter: