ABD'de geliştirilen bir endekse göre, küresel ticaret politikalarındaki belirsizlik, kayıtların tutulmaya başlandığı tarihten bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Federal Reserve Board'da görevli dört çalışan tarafından geliştirilen Ticaret Politikası Belirsizliği (TPU) Endeksi (aşağıdaki grafiğe bakınız), büyük gazetelerde, şirketlerin kazanç konferans görüşmelerinde ve gümrük tarifelerine ilişkin toplu verilerde ticaret politikası ve belirsizlik terimlerinin ortak kullanım sıklığını analiz ediyor. Bu yöntem, ana akım finans piyasalarında kullanılan hisse senetleri ve türev ürünlere ilişkin mevcut oynaklık endekslerine benzer şekilde tasarlanmıştır.
Endeksin 1960'a kadar uzanan verilerine göre, Donald Trump'ın 20 Ocak’ta Beyaz Saray’a geri dönmesinden bu yana rekor seviyelere ulaştığı görülüyor. Endeks, Trump’ın ilk başkanlık döneminde kaydedilen en yüksek seviyelerin neredeyse iki katına çıktı.
Trump’ın Beyaz Saray’daki ilk altı haftası, denizcilik sektöründe manşetlere; tarifeler, Ukrayna’da barış çabaları, İran’a yönelik yenilenen "maksimum baskı" stratejisi, Ulusal Enerji Hakimiyeti Konseyi’nin kurulması ve ABD limanlarına uğrayan Çin yapımı gemilere vergi getirilmesi gibi konularla damga vurdu.
TPU endeksini oluşturan araştırmacılar tarafından sunulan bir çalışma, ticaret politikası belirsizliğindeki artışların yatırım ve ekonomik faaliyetleri azalttığını, hem firma düzeyinde hem de genel verilerle ortaya koyuyor.
Son yıllarda, haber döngülerinin hızlanmasıyla birlikte denizcilik döngüleri de kısalmış ve daha dinamik bir hal almıştır. Bu görüş, JP Morgan Asset Management’ın küresel taşımacılık grubunun genel müdürü Andy Dacy tarafından dile getirilmiştir.
Dacy, "Jeopolitik olaylar, savaşlar, pandemiler, finansal krizler ve düzenlemeler, son 10 yılda deniz taşımacılığını etkiledi. Bunların daha kısa bir zaman diliminde daha fazla yaşandığını gördük" dedi.
Lloyd's Register CEO'su Nick Brown ise küresel ticaretin, pandemi, yaptırımlar, tarifeler ve savaş gibi olağanüstü zorluklarla test edildiğini kabul etti. Bunların tedarik zincirindeki kırılganlıkları ortaya çıkardığını belirtti.
Splash'ın başyazarı Andrew Craig-Bennett bu hafta yazdığı yazısında, ticaretin %80'inin deniz taşımacılığıyla yapıldığını belirtti. Maddi açıdan ise, ABD'nin dünya ticaretinin dörtte birini ve dünya ithalatının %11'ini oluşturduğunu ifade etti.
Craig-Bennett, "11% oldukça büyük bir oran" diyerek, "Başkan Trump tüm yönlere tarifeler uygularsa, denizle taşınan malımız ne olur? Muhtemelen, ABD ekonomisini çökertene kadar çok fazla bir şey olmaz. Denizle taşınan mallar başka rotalar bulur. Eğer bu rotalar daha uzunsa, daha fazla ton-mil olur" dedi.
Brokör Hartland Shipping'in son raporunda ise, "Trump 2.0'ın gerçekliği her gün, çoğu zaman piyasa hareketi yaratan tekil tweet'lerle gelişiyor. O yüzden gelecekteki arz-talep dengesini tahmin etmeye çalışmayı bırakabiliriz. Zayıf spot kazançlar, denizcilik sektöründeki ruh halini karamsar hale getiriyor, çünkü bugün için jeopolitik, ticaret ve sosyal tehditler hakkında daha fazla netlik arıyoruz" denildi.
Yukarıdaki fotoğraf, geçen yıl Baltimore açıklarında bir ABD uçak gemisinin yanından geçen bir Hapag-Lloyd konteyner gemisi tarafından çekilen bir görüntüyü göstermektedir.
Yorumlar
Kalan Karakter: