ABD savaş uçaklarının 17 Nisan’da Yemen’in Husi denetimindeki Ras İsa petrol terminaline düzenlediği bombardımanda can kaybı, Husi Sağlık Bakanlığı verilerine göre 74 ölü, 171 yaralı olarak güncellendi; Washington hedefin “Husilerin yakıt gelirini kesmek” olduğunu yineledi.
Saldırı sırasında limanda bulunan Panama bayraklı LPG tankeri St. Oslo ve ürün tankeri Palm’da görev yapan toplam 17 Türk denizci, tesisin güvenlik gerekçesiyle kapatılması sonrası beş gündür gemilerinde demirde bekliyor. Şarapnel isabetiyle hafif hasar gören Palm dışında iki gemide de ciddi yapısal sorun ya da yaralanma bulunmuyor.
SON DAKİKA: ABD bombardımanında hayatını kaybedenlerin sayısı Husi Sağlık Bakanlığı tarafından 74’ten 80’e yükseltildi; 179 yaralı olduğu bildiriliyor. CENTCOM ise operasyonun “Husilerin yakıt gelirini kurutmayı” hedeflediğini yineledi.
St. Oslo (LPG) ve Palm (ürün tankeri) hâlen limanın 2 mil açığında demirde. Kaptan raporlarına göre gemilerde ciddi yapısal hasar yok; ama Palm’in sancak bordasında şarapnel kaynaklı eziklerin sızdırmazlık kontrolleri devam ediyor. Mürettebatın sağlık durumu iyi; kuru gıda ve su stokları 3‑4 gün daha yeterli.
Türk Dışişleri, Sana’daki büyükelçilik ve BM Yemen Özel Temsilciliği aracılığıyla “insani koridor” açılması için temaslarını yoğunlaştırdı. Husiler, liman giriş‑çıkışını “ikinci bir saldırı riski” kalkana dek açmamakta kararlı olduklarını iletti. Diplomatik kaynaklar, güvenlik garantisi verilirse tahliyenin Aden veya Cibuti’ye refakatli geçiş şeklinde olabileceğini söylüyor.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ile ITF’in de devreye girerek “acil denizci koridoru” çağrısı yaptığı, ICS‑BIMCO‑WSC üçlü deklarasyonunda Red Sea risk primlerinin gemi değerinin %1,1’ine ulaştığının rapor edildiği öğrenildi.
Uydu görüntülerine (Sentinel‑2, 18 Nisan) göre terminal iskelesinin kuzeyinde geniş yanık izleri, depolama tanklarının batı kısmında aktif yangın kalıntıları görülüyor; limanın ana rıhtımı hâlâ sular altında sağlam, ancak kara bağlantı yollarında ağır ekipman yoğunluğu dikkat çekiyor. (Görüntü, EO Browser üzerinden herkese açık indirilebilir.)
Sektör temsilcileri, “mürettebatın fiziksel güvenliğinden çok uzayan belirsizliğin psikolojik etkisine” vurgu yapıyor. Çalışma saatleri esnetildi, şirketler uydu internet kotalarını yükseltti. Buna rağmen denizciler, aileleriyle düzenli iletişimin “en büyük moral kaynağı” olduğunu aktarıyor.
Son durum: BM arabuluculuğunda koridor görüşmesi bugün Sana’da teknik düzeye indi; Husiler yedi saatlik ateşkes penceresi karşılığında liman çevresine insansız gözlemci yerleştirilmesini talep ediyor. Tahliye için kritik eşik, gelecek 24 saatte çıkacak güvenlik garantisi. Şimdilik gemilerde panik yok — ama saat ilerledikçe yakıt ve su planlaması daha da sıkılaştırılıyor.
DÜZELTME VE CEVAP
www.denizhaber.com internet sitesinde 21.04.2025 tarihinde yayımlanan “Ras İsa Çıkmazı: 17 Türk Denizci Hâlâ Gemide” başlıklı haberde yer alan “Kaptan raporlarına göre gemilerde ciddi yapısal hasar yok; ama Palm’in sancak bordasında şarapnel kaynaklı eziklerin sızdırmazlık kontrolleri devam ediyor. Mürettebatın sağlık durumu iyi; kuru gıda ve su stokları 3‑4 gün daha yeterli” ifadeleri gerçeği yansıtmamaktadır. Geminin sancak bordasında hasar yoktur. Geminin mukavemetine ve yüzdürülebilirliğine engel teşkil eden bir durum yoktur. Gemide 3-4 günden çok daha uzun süre yeterli kumanya stoğu mevcut olup herhangi bir stok yetersizliği bulunmamaktadır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
(Denizhaber'in Notu: Haberimiz TRT Wold'ün X gönderisine dayanmıştır: LİNK
GÜNCELLEME 22 Nisan 2025 akşamı itibarıyla — hem Türkçe hem yabancı basında yapılan son taramaya göre — St. Oslo ve Palmtankerlerindeki 17 Türk denizcinin durumunda somut bir değişiklik yok; mürettebat hâlâ Ras İsa limanının hemen açığındaki demir yerinde bekliyor.
Türk Dışişleri kaynakları, “mürettebatın sağlık durumu iyi, gemilerde yapısal risk yok; Husilerle tahliye koridoru için görüşmeler sürüyor” bilgisini yineledi. Bu mesaj, 19 Nisan’da paylaşılan ve hâlen güncellenmeyen MFA açıklamalarının aynısı; yeni tarihli resmî ek duyuru gelmedi.
Husi yetkilileri limanı kapalı tutma kararını kaldırmadı; liman çevresine yönelik “ikinci dalga” ABD saldırısı ihtimali öne sürülerek güvenlik riski gerekçe gösteriliyor. ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) son beş gün içinde yeni taarruz gerçekleştirmedi ancak 18 Nisan tarihli açıklamalarında limanı “Husi finansman kaynağı” olarak nitelemeye devam etti.
Bölgeden sızan görüntüler haricinde gemilerdeki personele veya operasyon anına ilişkin yeni fotoğraf yok. AP, Reuters ve Al Jazeera ekipleri güvenlik nedeniyle Hodeyde vilayet sınırına geçemedi; sosyal medyada dönen tek video, bombardıman sırasında yükselen alev topunu uzaktan gösteriyor — kaynağı bağımsız olarak doğrulanamadı.
Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) ile ITF’in “acil denizci koridoru” çağrısına 21 Nisan’da BIMCO ve ICS de katıldı; ancak Husiler henüz ateşkes penceresi ve limana bağımsız gözlemci kabulü konusunda uzlaşmadı. Sektörün savaş risk primi açıklamaları, gemilerin bekleyişi uzadıkça navlun ve sigorta maliyetlerinin artacağını gösteriyor; somut rakamlar değişmedi.
Özetle: Bugün yayınlanan haberlerde, denizcilerin serbest kalması ya da gemilerin limandan ayrılması yönünde hiçbir yeni gelişme yer almıyor. Yetkililer hâlen BM arabuluculuğunda güvenlik garantisi pazarlığındalar; gözler Sana’da yapılacak teknik toplantıdan çıkacak ateşkes formülünde. Yeni fotoğraf ya da video akışı da şimdilik bulunmuyor; uydu görüntülerine erişim ise (Sentinel‑2, 18 Nisan) daha önce paylaşılan adımlarla sınırlı.
Yorumlar
Kalan Karakter: