Rus Donanması’na bağlı olduğu bilinen ve istihbarat misyonlarıyla adından söz ettiren “Yantar” adlı gemi, son günlerde bir enkaz dalışına daha imza attı. Uluslararası basında yer alan haberlere göre gemi, özel ekip ve gelişmiş su altı robotik sistemleriyle donatılmış şekilde, deniz tabanındaki bir batığa yönelik incelemelerde bulunuyor. Bu operasyon, Yantar’ın derin sulardaki kabiliyetlerini bir kez daha gündeme getirdi.
Yantar, Rus Donanması’nın “Project 22010” sınıfı olarak bilinen gelişmiş araştırma ve keşif gemilerinden biri. Resmî olarak bilimsel ve kurtarma faaliyetleri için kullanıldığı ifade edilse de Batılı uzmanlar, geminin deniz tabanında bulunan stratejik kablo hatları veya diğer kritik altyapı unsurlarını gözetleme amacıyla da görev yapabildiğini iddia ediyor. Geminin bu kez hangi bölgedeki enkazı incelediği resmen açıklanmasa da uluslararası uydu görüntüleri ve gemi takip verileri, operasyonun hassas ve gizli nitelikte olduğu yorumlarını güçlendiriyor.
Uzmanlar, Yantar’ın su altı dalış kapasitesinin 6 bin metrelere kadar uzandığını belirtiyor. Bu, gemiyi deniz dibinde bulunan enkaz, kablo veya herhangi bir su altı hedefi üzerinde çalışabilecek yetkinlikte bir platform hâline getiriyor. Dolayısıyla, Yantar’ın bu son dalışı, bölge ülkelerinin savunma ve istihbarat çevrelerinde merak ve endişe uyandırıyor. Geminin sadece enkaz araştırması değil, olası istihbarat toplama faaliyetleri gerçekleştirmiş olabileceği de dile getirilen ihtimaller arasında yer alıyor.
Öte yandan, bu operasyonun zamanlaması da dikkat çekiyor. Rusya’nın deniz gücünü farklı bölgelerde artırma çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde, Yantar’ın “bilimsel araştırma” kisvesi altında uluslararası sulara açılması, bazı ülke yetkilileri tarafından sorgulanıyor. Yantar’ın uluslararası anlaşmaları ihlâl etmediği sürece faaliyetlerini sürdürmesinde yasal bir sakınca bulunmasa da bölge ülkeleri, geminin deniz tabanındaki altyapı için potansiyel tehdit yaratabileceğini düşünüyor.
Denizcilik uzmanları, son yıllarda “hibrit tehdit” olarak tanımlanan eylemlerin artış gösterdiğini, bu kapsamda stratejik kabloların zarar görmesinin ülkeler arasında büyük krizlere yol açabileceğini hatırlatıyor. Günümüzde küresel internet trafiği ve finansal işlemlerin büyük kısmı, deniz altından geçen fiber optik kablolar aracılığıyla sağlanıyor. Bu kabloların herhangi bir hasara uğraması, sadece askerî veya istihbarat alanında değil, sivil iletişimi ve küresel ekonomiyi de doğrudan etkileyebilecek boyutta riskler taşıyor.
Yantar’ın enkaz dalışıyla ilgili spekülasyonlar devam ederken, geminin önceki görev geçmişi de yeniden inceleme altında. Daha önce Kuzey Atlantik başta olmak üzere farklı denizlerde de benzer operasyonlar yaptığı raporlanan Yantar, zaman zaman ABD ve NATO üyesi ülkelerin savunma çevrelerinin radarına takılmıştı. Bu son görev ise söz konusu ülkelerin dikkatini ve endişesini tazelemiş durumda.
Önümüzdeki günlerde, resmi bir açıklama yapılıp yapılmayacağı veya dalışın hangi enkaza yönelik gerçekleştirildiğine dair net bilgi paylaşılıp paylaşılmayacağı merakla bekleniyor. Şimdilik, Rus Donanması ve resmî makamlar konuyla ilgili ayrıntılı bir açıklama sunmaktan kaçınıyor. Ancak Yantar’ın su altı faaliyetleri, uluslararası denizcilik gündeminde önemli bir tartışma başlığı olarak öne çıkmaya devam edecek gibi görünüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: