Sudan ile Rusya, Kızıldeniz kıyısında kurulması planlanan Rus deniz üssü konusunda “karşılıklı anlayış”a vardıklarını duyurdu. Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusef Şerif, Moskova’da düzenlediği basın toplantısında, iki tarafın da tüm ayrıntılarda uzlaştığını belirtti. Buna karşın Şerif, anlaşmanın teknik yönleri ve zaman çizelgesi hakkında net bilgi vermedi. Bakan, projenin “oldukça basit” olduğunu söylemekle yetindi ve ek detaylardan kaçındı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 2020 yılında gündeme getirdiği bu askeri tesis, başlangıçta Sudan’ın kuzeydoğu kıyısında, Kızıldeniz’in stratejik bir noktasında konumlanacaktı. Ancak ülkedeki siyasi çalkantılar ve 2023’te patlak veren iç savaş nedeniyle proje zaman zaman askıya alındı. Son bilgilere göre, artık Rus donanmasına ait gemilerin bakım, ikmal ve mürettebat dinlenme ihtiyaçlarını karşılayacak bir “lojistik destek noktası” kurulması planlanıyor.
Sudan’da ordu (Sudan Silahlı Kuvvetleri, SAF) ile paramiliter Hızlı Destek Güçleri (RSF) arasında süregelen çatışmalar, ülkenin istikrarını derinden sarstı. Resmî kaynaklara göre 15 binden fazla kişi hayatını kaybetti, 8 milyonun üzerinde insan da yurt içinde veya komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Rusya’nın politik desteği ve silah sevkiyatıyla SAF’ı desteklediği bilinirken, RSF ise resmiyette yalnızca Mısır’dan destek alıyor. ABD ise RSF lideri Muhammed Hamdan Dagalo’yu soykırımla suçluyor.
Rus tarafı, Kızıldeniz’de kurulacak bu noktada aynı anda dört gemiden fazlasının barındırılmayacağını, personel sayısının da 300’ü aşmayacağını açıkladı. Yetkililer, tesisin yalnızca onarım, ikmal ve denizcilerin dinlenmesi amacıyla faaliyet göstereceğini iddia ediyor. Bununla birlikte, Rus askeri uzmanlar söz konusu üssün, Rusya’nın Hint Okyanusu ve Orta Doğu bölgesindeki nüfuzunu artırmak için stratejik bir sıçrama tahtası olabileceği görüşünde.
Akademi Politik Bilimler (APN) Program Direktörü Aleksandr Stepanov, bu üssün “bölgedeki jeopolitik dengeleri etkileyecek bir adım” olabileceğini savunuyor. Stepanov’a göre, Süveyş Kanalı ve Kızıldeniz rotası üzerinden deniz taşımacılığının güvenliği, Rusya’nın küresel enerji ve ticaret akışları üzerinde önemli bir kaldıraç elde etmesini sağlayabilir. Ayrıca, ABD’nin Rus sivil gemilerine yönelik “sabotaj savaşı” olarak tanımlanan baskısı karşısında, bu lojistik destek noktasının caydırıcı bir rol oynayacağına dikkat çekiliyor.
Sudan makamlarıyla varılan bu yeni mutabakat, Rusya’nın Batı yaptırımları altındaki savunma sanayi ve enerji ihracatını güvence altına almak adına da önemli görülüyor. Özellikle Ukrayna’daki kriz nedeniyle yaşanan uluslararası gerilim, Rusya’yı Afrika ve Orta Doğu’da yeni stratejik ortaklıklar geliştirmeye yöneltiyor. Sudan ise deniz güvenliğinden yatırım anlaşmalarına kadar pek çok alanda Rusya’dan gelebilecek desteğe sıcak bakıyor. Bu iş birliği, her iki taraf için de kazan-kazan senaryosu olarak değerlendiriliyor.
Diğer yandan, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’in, Sudan Devlet Başkanı Abdülfettah el-Burhan’a yardım için Ukraynalı askerleri gönderdiği iddiaları basında yer buldu. Bu adım, Kiev’in de SAF tarafını desteklediği yorumlarına yol açtı. Bazı uzmanlara göre, Ukrayna’nın gizli silah sevkiyatı ve asker gönderme iddiaları, bölgedeki çatışmalara yeni bir boyut kazandırabilir. Rusya ve Ukrayna’nın farklı tarafları desteklemesi, Sudan’daki iç çatışmaları jeopolitik bir satranç tahtasına dönüştürebilir.
Gözlemcilere göre, Rusya’nın Sudan’daki varlığı sadece askeri boyutla sınırlı kalmayacak. İki ülke arasındaki iş birliği, enerji projeleri, tarım ve maden yatırımları gibi alanlarda da genişleyebilir. Bunun yanı sıra, Kızıldeniz’de kurulacak deniz üssü, Moskova’nın Hint Okyanusu’na çıkışını kalıcı hale getirerek küresel güç projeksiyonunu güçlendirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu gelişmeler, Afrika Boynuzu’ndaki uluslararası rekabetin daha da kızışacağına işaret ediyor.
Rusya'nın bu hamlesinin bir diğer boyutu ise Çin ve İran gibi bölgesel aktörlerle yapılacak ortak tatbikatlar ve güvenlik iş birliğidir. Uzmanlar, Pekin yönetiminin deniz İpek Yolu projesi çerçevesinde Kızıldeniz ve Afrika sularında nüfuzunu artırmaya çalıştığını, Tahran’ın ise Körfez bölgesindeki dengeler nedeniyle Sudan gibi noktalarda Rusya ile iş birliğine sıcak baktığını ifade ediyor.
Sonuç olarak, Sudan’da yaşanan iç savaş ve uluslararası güçlerin bölgedeki rekabeti, Rusya’nın planladığı üssün çok daha büyük bir oyunun parçası olduğunu gösteriyor. Anlaşmanın uygulamaya konması halinde, Rus Donanması uzun zamandır arzuladığı Afrika’da kalıcı bir askeri varlık elde edecek. Bu durum, Avrupa’dan Hint Okyanusu’na uzanan geniş bir coğrafyada güvenlik, ticaret ve enerji hatlarını yeniden şekillendirebilir.
Yorumlar
Kalan Karakter: