Türkiye’de denizcilik sektöründe son dönemde gündemde olan “Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetlerinin Yeniden Düzenlenmesi” başlığı, sektörün çeşitli paydaşları tarafından tartışılmaya devam ediyor. Özellikle 11 Şubat 2025 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni Kılavuzluk ve Römorkörcülük Hizmetleri Yönetmeliği, denizcilik camiasında farklı görüşleri beraberinde getirdi. Bu düzenlemenin gelecekte yaratabileceği etkiler, Deniz Ticaret Odası (DTO) Mart ayı Meclis Toplantısı’nda da masaya yatırıldı. Toplantıda konuşan Emekli Baş Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen, söz konusu değişikliklere yönelik ciddi endişelerini dile getirdi.
Oğuzülgen’in ifadelerine göre, yeni düzenlemeyle birlikte kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri, ihale ve açık artırma yoluyla özel sektöre devredilecek. Böylece daha önce kılavuzluk hizmeti verme konusunda tecrübesi olmayan şirketlerin dahi, ihaleyi kazandıkları takdirde bu alanda faaliyet gösterebilecekleri öngörülüyor. Bu yaklaşımın rekabeti artırmak yerine tam tersine farklı türde bir rekabet ortamı yaratacağını söyleyen Oğuzülgen, hizmet niteliğinin düşebileceğini ve bunun da kazalara davetiye çıkarabileceğini savunuyor.
İhalenin Doğurabileceği Sorunlar
Oğuzülgen’e göre, denizcilik sektörü gibi yüksek risk barındıran bir alanda kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetlerinin salt ticari bir faaliyet olarak konumlandırılması, uzun vadede ülke deniz güvenliği açısından sakıncalı. Kendisi konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu yöntem, yaşadığımız dünyamızda ve gelişmiş ülkelerin denizcilik uygulamalarında yaygın olarak görülen bir yöntem değildir maalesef. İhale ve açık artırma sonucunda kazanan şirket geçmişte ülkemizde kılavuzluk hizmeti vermemiş olsa dahi, kılavuzluk hizmetlerini verme yetkisi alabilecek. Bu durum, rekabete gerçek anlamda yer vermiyor; aksine hizmet kalitesini en başından riske sokuyor.”
Kılavuz kaptanların nitelik ve deneyim seviyesinin, deniz kazalarının önlenmesinde temel unsurların başında geldiğini belirten Oğuzülgen, ihale yöntemine dayalı rekabetin bu niteliği düşüreceğinden endişe duyuyor. Ona göre kılavuzluk, dünya genelinde “rekabete kapalı” olarak tanımlanan, yarı kamu niteliğinde bir hizmet. Yani sadece ticari kazanç sağlama endişesiyle bu hizmetin sunulması, can ve mal güvenliği ile çevreye yönelik büyük riskler doğurabilir.
IMPA ve EMPA İlkelerine Aykırılık İddiası
Uluslararası Kılavuzlar Birliği (IMPA) ve Avrupa Kılavuzlar Birliği (EMPA) gibi kuruluşlar, kılavuzluk hizmetlerinin bağımsız, tarafsız ve güvenlik odaklı şekilde yürütülmesi gerektiğini savunuyor. Oğuzülgen, yeni yönetmeliğin söz konusu uluslararası kuruluşların ilkeleriyle çeliştiğini belirterek şu sözleri ekledi:
“Bu uygulama, IMPA’nın ve EMPA’nın kılavuzluk hizmetlerine dair temel prensiplerine tamamen aykırı. Kılavuzluk hizmetleri rekabete açıldığında, kılavuz kaptanların niteliklerinde önemli ölçüde düşüş yaşanır. Bu da beraberinde deniz kazalarının artması riskini getirir.”
Kılavuzluk hizmetlerinin niteliği kadar, hizmet esnasında alınan kararların da bağımsız olması gerektiği vurgulanıyor. Çünkü bir limana yanaşma ya da limandan ayrılma sırasında kılavuz kaptan, geminin güvenli manevralar yapabilmesi için kritik derecede önem taşıyan rehberliği sağlıyor. Bu kapsamda kılavuz kaptanın çalıştığı kurumdan bağımsız davranarak sadece seyir, can, mal ve çevre emniyetini gözetmesi bekleniyor.
Hizmetin Yarı Kamu Niteliği ve Koruma Gerekliliği
Emekli Baş Kılavuz Kaptan’ın konuşmasında dikkat çektiği bir diğer husus ise kılavuzluk hizmetlerinin yarı kamu niteliğinde görülmesi gerektiği. Oğuzülgen bu konuda şöyle diyor:
“Olması gereken, kılavuzluk hizmetlerinin römorkörcülük ve palamar hizmetlerinden ayrılmasıdır. Kılavuzluk, tamamen ticari bir faaliyet değil; yarı kamu hizmeti sayılabilecek, emniyet ve sorumluluk açısından yoğun bir görevdir. Verilen hizmette tüm tarafların haklarının eşit düzeyde korunması esastır.”
Denizcilik mevzuatına bakıldığında, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmeti sunanların sorumluluklarının açıkça tanımlandığı görülüyor. Yönetmeliğin ilgili maddelerinde, bu hizmetlerin can, mal ve çevre güvenliğine yönelik düzenlemeleri harfiyen yerine getirecek şekilde tasarlandığı belirtiliyor. Ancak uygulamanın ihaleye açılacak olması, hizmet veren kurumun veya kaptanın sorumluluğunu ticari çıkarlar ya da maliyet kaygılarıyla ikinci plana itme riskini doğurabilir.
Haksız Rekabet Endişesi
Oğuzülgen, son düzenlemede yer alan bir maddenin altını özellikle çiziyor. Yönetmeliğin 24. maddesinin beşinci alt bendinde, “Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetinin bağımsız ve tarafsız ilkesi gözetilerek, emniyet ve güvenlik odaklı ve ayrımcılık yapılmadan yürütülmesi gerektir” esasına vurgu yapıldığını hatırlatıyor. Aynı zamanda, bu hizmetleri verenlerin haksız rekabet ve hukuka aykırı çıkar sağlama eylemlerinden kaçınmakla yükümlü oldukları belirtiliyor.
Oğuzülgen’e göre, söz konusu yönetmelik her ne kadar bu ilkeleri barındırsa da ihaleyle gelecek “rekabetin” pratikte nasıl işleyeceği belirsiz. Zira deneyimsiz şirketler veya mali anlamda daha avantajlı kurumlar, sadece ekonomik çıkar odağıyla hizmeti üstlenebilir. Bu da nitelikli kılavuz kaptan istihdamını tehlikeye sokabilir.
“Deniz Kazaları Artabilir” Uyarısı
Deniz emniyetinin sağlanmasında kılavuz kaptanların oynadığı kritik rol, Oğuzülgen’in uyarılarının temelini oluşturuyor. Emekli kaptan, rekabete dayalı bir kılavuzluk hizmetinde kalitenin düşmesinin deniz kazalarını artırabileceğini belirterek şöyle konuştu:
“Ben 30 yıldır kılavuz kaptanlık hayatım boyunca, hem yurt içinde hem de yurt dışında çeşitli çalışmalar yaptım. Edindiğim deneyim, kılavuzluk hizmetlerinin özüne bakıldığında, bunun her zaman yüksek hassasiyet, eğitim ve standartlar gerektirdiğini göstermektedir. Eğer bu standartlar düşürülür ya da piyasa rekabetine kurban edilirse, kaza riskleri artar ve bu riskler ülkemiz denizciliği açısından büyük bir tehdit oluşturur.”
Sektörün Görüşlerinin Yeterince Dikkate Alınmadığı İddiası
Emekli Baş Kılavuz Kaptan, yönetmeliğin taslak aşamasında sektör temsilcilerinin görüşlerinin istenmesine rağmen, bu geri bildirimlerin yürürlüğe giren metinde yeterince karşılık bulmadığını iddia etti. Özellikle Kasım ayında gerçekleştirilen meslek komitesi toplantısında, bakanlık yetkililerine de benzer uyarıları yapmış olduğunu ifade eden Oğuzülgen, sonuçların kaygı verici olabileceğinin altını çizdi.
“Taslak yönetmelik aşamasında bizim de görüşlerimiz alınmıştı. Ancak bunların değerlendirilip değerlendirilmediği veya ne ölçüde dikkate alındığı büyük soru işareti. Şimdi karşımızda yürürlüğe giren bir metin var ve endişemiz, ileride yaşanacak olumsuzlukların da sorumluluğunu taşıyacak oluşumuzdur.”
Geleceğe Dair Öneriler
Oğuzülgen ve diğer sektör uzmanları, kılavuzluk hizmetlerinin ihale ve açık artırma yöntemiyle özelleştirilmesinin yerine, mevcut sistemin uluslararası standartlara uygun biçimde geliştirilmesi gerektiğini söylüyor. Kılavuz kaptanların eğitim seviyelerinin yükseltilmesi, meslekî gelişiminin teşvik edilmesi ve hizmet kalitesini sürekli takip eden bir denetim mekanizmasının oluşturulması, öne çıkan öneriler arasında. Yarı kamu niteliğinde değerlendirilen bu hizmetin, kâr odaklı yaklaşımlardan uzak tutulması gerektiği de ortak görüş olarak dile getiriliyor.
Sonuç olarak, Emekli Baş Kılavuz Kaptan Saim Oğuzülgen’in DTO Mart ayı Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşma, denizcilik sektörünü yakından ilgilendiren önemli uyarıları barındırıyor. Yürürlüğe giren yönetmeliğin beklentilerin aksine sektörün emniyet, maliyet ve rekabet dengesini olumsuz etkileyebileceği iddia ediliyor. Özellikle deniz kazalarının artması gibi ciddi risklere dikkat çeken Oğuzülgen, bakanlık ve ilgili kurumların konuyu yeniden gözden geçirmesini talep ediyor. Bu kapsamda, pilotaj hizmetlerinde uluslararası normların esas alınması ve sektörün birikiminin dikkate alınması gerektiği vurgulanıyor.
Denizcilik camiasında tartışmalar devam ederken, yeni düzenlemelerin uygulanma süreci ve sonuçları yakından izleniyor. İlgili kurumların olası riskleri bertaraf edecek önlemleri alıp almayacağı, önümüzdeki dönemde netleşecek. Ancak Oğuzülgen gibi deneyimli denizcilerin uyarıları, sektördeki pek çok kişinin aklındaki soru işaretlerini canlı tutmayı sürdürüyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: