Denizcilik tarihinin oluşum süreci içinde gelişen en önemli kültürel unsurlardan birisi, sahip olduğu etkin ve karakteristik özellikleriyle sektördeki “Özgürlükçü-Ulusal” yapılanmada göstermiş olduğu başarıdır. Bu olgunluğun sağlayacağı kazanımlar ve biri
Denizcilik tarihinin oluşum süreci içinde gelişen en önemli kültürel unsurlardan birisi, sahip olduğu etkin ve karakteristik özellikleriyle sektördeki “Özgürlükçü-Ulusal” yapılanmada göstermiş olduğu başarıdır. Bu olgunluğun sağlayacağı kazanımlar ve birikimler ile gelişecek olan denizciliğin ana arteri, o toplumun denizlerdeki egemenliğini kesintisiz bir biçimde belirleyecektir.
ABD-AB eksenli hazırlanan uluslar arası sömürü içerikli yeni liberal politikaların ana hedefi, denizci toplumların ulusal deniz gücünü acımasızca perdeleyerek, sahip oldukları deniz kaynaklarına ve ekonomisine pervasızca müdahele etmektir. Küreselleşme aldatmacalarının başarılı senaryo yazarları ve baş aktörleri olan batılı ulusların, geri kalmış ülkelerin denizcilik alanlarındaki yatırımlarının gerçek amacı. O ülkenin deniz kaynaklarını sonuna kadar sömürmek ve kontrol altında tutmaktır.
Denizcilikte küreselleşmenin gerçek yüzünü görebilmek için onu çok iyi anlayıp tanımlamak ve yorumlamak gerekir. Uluslar arası tekelci sermayenin daralan ekonomisinin rahatlayabilmesi için küresel boyutlarda genişleyerek yeni kaynaklar ve pazarlar yaratması gerekmektedir.
Ulusal denizcilik politikalarımızın nitelik ya da karakter dokusundaki deniz kültürü yetmezliğinin ve günümüzün dış baskılarından kaynaklanan eksikliklerinin neden olduğu aksamaların giderilebilmesi için, küresel sermaye güçlerinin odağı olmaktan kurtulmalıyız. Denizcilik sektörümüzün resmi ve özel tüm kurum ve kuruluşlarında yaşanan, netleşmesi belki de yıllarca sürecek olan kaygıların ve güvensizliğin egemen olduğu sisli ortamdaki bilinç bulanıklığının dağılması için düşünülenden daha çok zaman ve özveriye gereksinim duyulacaktır. Yaşanan bunca olanaksızlıklar ve sıkıntılar içinde çırpınan sektörün ulusal birlik kararlılığını sürdürerek sonuna kadar direnmeli ve küresel emperyalist güçlere kesinlikle hiçbir ödün vermemelidir. Sorunların çözümü yine kendi yapılanması içinde belirleyeceği kriterler doğrultusunda olmalıdır.
Özgür bilimsel düşüncenin ve onun yaratıcı gücünün etkisiyle gelişecek olan,” çağdaş denizcilik-denizci toplum” anlayışındaki bütün sosyal ve ekonomik değerlerin geri kazanılması ile ulusal denizciliğimiz yepyeni bir gelişim süreci içine girecektir. Çarpık ve eksik yapılanmanın sancılarının yarattığı büyük sıkıntıların giderilmesi için de istikrarın yakalanması, kaçınılmaz bir sektör gerçeğidir.
İnsan ve çevre unsurlarının varlığının ne kadar çok önemli olduğunu kavramış uluslar arası çağdaş denizcilik anlayışının ana parametresini oluşturan ileri teknoloji, bilim, bilgi ve araştırma-geliştirme çalışmalarındaki yoğunluk, sektördeki gelişmişliğin en belirgin göstergesi olacaktır.