S.S. United States gibi bir kruvaziyer – düzenli sefer yapabilecek kruvaziyer gemisi – inşa etme fikrinin tohumları ABD Hükümeti tarafından 1946’da atılmıştı. O günlere kadar Amerikan askeri birliklerini dünyanın çeşitli yörelerine nakletmek için ABD genellikle RMS Queen Mary, RMS Queen Elizabeth, RMS Aquitania gibi İngiliz gemilerine bel bağlamıştı. Bu nedenle ABD hükümeti, gerektiğinde askeri amaçlar için kullanılabilecek Mauretania, Lusitania gibi hızlı, lüks, düzenli seferler yapabilecek ve gerektiğinde donanmanın emrine girebilecek türde gemilere yatırım yapmaya karar vermiş ve United States fikri böylece doğmuştu. Geminin inşası ve tasarımı için dönemin ünlü gemi inşa mühendisi William Francis Gibbs görevlendirilmişti. Kırmızı, beyaz ve mavi renklerindeki çift bacaları ve o narin siluetiyle 300 metre boyundaki (Titanik’ten 30 metre daha uzun), 1928 yolcu ve 900 mürettebat kapasiteli gemide 395 kabin, 14 birinci sınıf suit bulunmaktaydı.
William Francis Gibbs, yangına karşı korunmak için gemideki her şeyi yangına dayanıklı malzemelerden yapmış, gemide piyanolar hariç ağaç mobilya kullanılmamıştır. Haziran 1952’de yapılan deneme seferlerinde, sonradan elde edilen gizli kayıtlara göre 38 knot hıza ulaşmış ve 3 Temmuz 1952’de New York’tan Le Havre limanına yaptığı ilk seferinde ise 36 knot servis hızına ulaşarak Atlantik’i en hızlı geçen gemi unvanını elde etmiştir. Kısacası S.S. US, her açıdan ABD’nin bayrak gemisiydi, bir onur kaynağıydı. ABD’de inşa edilen ve ABD bayrağıyla seyreden en önemli ticari gemiydi. 1952-1969 arasında Atlantik’i 800 kez geçen S.S. US, 1958’de devreye giren jet yolcu uçakları nedeniyle deniz ulaşımı, kısmen dahi olsa, yolcuların favori seyahat yöntemi olmaktan çıkmış, deniz turizmi 1960’da ilk kez ekonomik problemlerle karşı karşıya kalmıştır. 1960 sonrası ise Federal Hükümet ile sürekli mali konularda sorunlar yaşanmıştır. 1964’te büyük bir kayıp olan kız kardeşi S.S. America, yabancı bir girişimciye satılmış, dönemin düzenli sefer yapan diğer gemileri France, Queen Mary ve Queen Elizabeth ise düzenli sefer yerine kruvaziyer seferlerine kaydırılmıştır. Nihayet 1969’da S.S. United States Philadelphia’daki bağlama limanında paslanmaya terk edilmiştir. Değişen hayat şartları, insanları lüks, pahalı ve rahat bir yolculuk yerine hızlı yani uçak yolculuğunu tercih etmelerine neden olmuştur.
S.S. America’ya değinmişken, gelin biraz da onun hayatından bahsedelim. ABD’nin ilk bayrak gemisi olan S.S. America’nın çileli hayatı ve sonu, S.S. US’den daha da feci ve utanç verici olmuştur. Ağustos 1939’da suya indirilen geminin omurgası 1938’de kızakla konmuş ve tasarım ve inşa görevi yine William Francis Gibbs’e verilmişti. İlk seferini 10 Ağustos 1940’ta 1202 yolcu ve 643 mürettebat ile Southampton’dan Pire’ye uğrayarak, Süveyş Kanalı üzerinden Avustralya’ya dönüşte ise Pasifik üzerinden Panama ve Miami’ye gerçekleştirmişti. İkinci Dünya Savaşı esnasında ABD birliklerinin nakliyesi için Donanma’ya devredilen gemide ciddi değişiklikler yapılarak bazı savunma amaçlı silahlar ile donatılmış ve yolcu kapasitesi 7678’e yükseltilmiştir. Bu dönemde 350.000 ordu mensubu ve savaş esirlerinin nakliyatını gerçekleştirerek, İkinci Dünya Savaşı süresince en fazla ordu mensubu taşıyan gemi unvanını elinde tutmaktadır. Seyir hayatı süresince United States Lines, Yunan Chandris Grup, Venture Cruise Lines, yine Chandris Grup, akabinde Intercommerce Corporation, Silver Moon Ferries gibi şirketler olmak üzere birçok kez sahip ve isim değiştiren gemi nihayet otel yapılması amacıyla 1994’te Pire’den Tayland’ın Phuket sahillerine çekilirken, halatların kopması sonucu Kanarya Adaları’nda Fuerteventura Adası’nın batı sahillerinde Playa De Garcey sahillerine kayalara çarparak parçalanmış ve kalıntıları bugün artık tamamen görünmez olup deniz dibinde doğal bir resif haline dönüşmüştür.
Dönelim yine bizim S.S. US’e. S.S. America’nın hazin sonundan ders almış olmalılar ki, ABD Denizcilik İdaresi ve ABD Hükümeti, S.S. US’in yurt dışına satılmasını veya yabancı bayrak altında işletilmesini kesinlikle yasaklamış, hatta Norwegian Cruise Line 1976’da gemiyi satın alıp S.S. Norway adını vermek istemişse de, bu gerçekleşmeyince S.S. France’i alıp S.S. Norway adını vermişlerdir.
Bu arada S.S. US’in bir de İstanbul seferi vardır. 1992 yılında geminin sahibi ABD’li işadamı Fred Mayer iken, Türk ve Uluslararası Denizcilik sektöründe tanınan işadamı Kahraman Sadıkoğlu’nun gayretleri ve girişimleri sayesinde tekrar seferlerine başlatılabilmesi umuduyla, gemide izolasyon malzemesi olarak kullanılan asbestlerin ayıklanması ve Türk tersanelerinde iyileştirme çalışmalarında bulunmak üzere Philadelphia’dan İstanbul’a çekilmiştir. Ancak, çevrecilerin de baskıları sonucu gerekli izinlerin alınamaması nedeniyle yapılan çabalar boşa çıkmış ve gemi önce Ukrayna’ya, orada da çabalar sonucunda sonuç vermeyince tekrar geri çekilerek Philadelphia’da Delaware Nehri’ndeki iskeleye bağlanmıştır.
Dört ABD Başkanı, caz üstadı Duke Ellington, şair yazar Sylvia Plath, Bob Hope, Prenses Grace, Salvador Dali, Rita Hayworth, Windsor Dük ve Düşesi ve daha birçok ünlü zengin ismi Atlantik aşırı seferlerde misafir eden S.S. United States nihayet uzun süredir bağlı bulunduğu Philadelphia’dan hareket ederek Vivik #6 romorkörü ile Alabama’nın Mobile limanına çekildi. S.S. United States’in son seferindeki varış limanı deniz tabanı olacağından, zamanında gemide seyahat etmiş ve yaşanmış anıları olan yüzlerce kişi gözyaşlarını tutamayarak hüzünlü bir mutluluğun içindeydiler. Hüzünlüydüler çünkü S.S. United States Mobile’de ebedi seferi için yıkanıp temizlendikten sonra bir daha geri dönmemek üzere çıkıyordu bu sefere ama mutluydular çünkü gittiği yer olan Fort Walton Beach açıklarında denizin 55 metre derinliklerinde dünyanın en büyük yapay resifini oluşturacaktı.
Dikkat ederseniz, S.S. America ve S.S. US’in kaderleri bir yerde aynı ama biri feci bir şekilde sonuçlandı, diğeri ise güvenli ve kontrollü bir şekilde kendine yakışır bir merasimle bu sona kavuştu veya kavuşacak. Yani, yaşamının geri kalan kısmını dalgıç ve su altı sporcularına adayacaktı. Bu derinlik birçok amatör dalgıç için oldukça güç bir dalış sayılır ama deniz tabanında 300 metre boyunda 55 metre yüksekliğindeki bir profil de oldukça heyecan verici bir seyir imkanı sağlayacaktır. Gemi, 3 Mart 2025 tarihinde Mobile’a varmış ve burada gereken temizlik ve toparlanma işlerinin yapılması için bekletilmektedir. Bu işlemler ABD’de tahminen bir yıl sürecektir. Başka bir heyecan verici olay ise Okaloosa Bölgesi’nde deniz tabanında sergilenen yapay resife ek olarak karada da gemi ile ilgili malzeme ve parçaların sergileneceği, geminin şanlı tarihini konu edinen bir takım sergi ve konferansların tertip edileceği bir müze yapılmaktadır.
S.S. United States’i bu son seferinde çeken Vivik #6 romorköründen bahsedelim kısaca. Vivik #6 bu görev için seçilmiş çok önemli özel okyanus aşırı görev yapabilecek bir romorkördür. 43 m uzunluğunda, toplam 5.750 HP güç üreten iki lokomotif makineye sahip, 500 ton yakıt, 100 ton yağ ve 200 ton ballast kapasitesine sahip iki köprüden yönetilebilen bir römorkördür ve S.S. United States tarihindeki en büyük tekneyi çekmiştir.
Yeni mevkiinde ve yeni görevinde huzurlu yıllar dilerim, Güle Güle S.S. United States.
Yorumlar
Kalan Karakter: