Turizm Bakanlığı’na devredilen Girne Yat Limanı’nın, belli bir zaman sonra özelleştirileceği iddia ediliyor.
Ülkede, elektrik kesintileri ve eylemlerin yaşandığı geçen ay, Girne’deki tarihi yat limanının Bakanlar Kurulu kararıyla 25 Ocak tarihinde Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’na devredildiği öğrenildi.
Star Kıbrıs’a açıklamalarda bulunan güvenilir bir kaynak, KKTC’nin en önemli tarihi mirasları arasında bulunan Girne Kalesi’nin de yer aldığı yat limanının, Girne Belediyesi kontrolünden alınarak belli bir zaman sonra özelleştirileceğini iddia etti.
Aynı kaynak, yapılan protokol gereği ilk iş olarak Girne Belediyesi’nin kontrolünde olan restoranların deniz kenarından kaldırılacağı, şu anda ofis olarak kullanılan tarihi bina ve önünün kafeteryaya çevrilerek ihaleye çıkarılacağını savunarak, limanla ilgili bakanlığa en az 20 kişinin istihdam edileceği ileri sürdü.
Devir edilecek mi ?
Yapılacak tüm bu işler için Turizm Çevre ve Kültür Bakanlığı’nın bütçesi yeterli olmadığını ifade eden kaynak, “Bir süre sonra gerekli ortam hazırlanarak şimdilik ismi açıklanmayan bir şirkete Yat Limanı uzun vadeli olarak kiralanacak ve özelleştirmeye gidilece” dedi.
Öte yandan, Girne Yat Limanı yaklaşık iki yıl önce yine yapılan bir protokol ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’na devredilmiş, bakanlık bu süre içinde limanla ilgili hiç bir iyileştirme yapılmamış tarihi liman adeta dökülmüş ve bir çok eleştirilere hedef olmuştu.
Basından saklandı mı ?
Elektrik kesintilerinin ve eylemlerin yaşandığı hafta Bakanlar Kurulu kararıyla Turizm Bakanlığı’na devredilen tarihi yat limanı olayı kamuoyunda bazı soruları da beraberinde getirdi. Yat Limanı’nı geçen Cumartesi günü ziyaret eden Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Ünal Üstel’in bölgede incelemelerde bulunarak restoran sahipleriyle bir toplantı gerçekleştirdiği öğrenildi.
Ziyaret esnasında, restoran sahiplerine limanın bakanlığına devredildiğini söyleyen Ünal Üstel’in bazı değişikliklere gidileceğini de ifade ettiği belirtildi.
Bakanlığın her türlü etkinlikiğinin basın bürosun tarafından duyurulmasına rağmen bu olayın gündeme gelmemesi ‘Devir gözden kaçırılmak mı’ isteniyor sorusunun sorulmasına yol açtı.