Küresel kükürt sınırının beşinci yıl dönümü dolmak üzere, düzenlemenin ve sonrasında yaygın olarak kullanılmaya başlanan scrubber'ların getirdiği çevresel faydalar hakkındaki tartışmalar devam ediyor.
Gemi sahipleri yeni inşa gemileri için kurulum maliyeti son zamanlarda önemli ölçüde düşen scrubber'ları tercih etmeye devam ediyor.
Aracı kurum BRS'nin yeni raporuna göre, 2020'de bir capesize gemisine scrubber takmanın maliyeti yaklaşık 1,3 milyon dolardı ve kurulum süresi dört ila altı haftaydı. Son zamanlarda kurulum maliyeti yaklaşık 800.000 dolara düştü.
Clarksons Research'ün verilerine göre, mevcut filonun %29,1'inde scrubber bulunuyor ve sipariş defterinin %25,7'sinde ise scrubber'lar bulunacak.
Ancak ülkeler, bu egzoz temizleme kitlerinden dünya denizlerine ne pompalandığına dair çok sayıda bilimsel makale yayınlanmasıyla birlikte bu ekipmanlara karşı harekete geçmeye devam ediyor.
İsveç, gelecek yıl 1 Temmuz'dan itibaren açık devreli yıkayıcılardan gelen yıkama suyunun kendi sularına deşarjını yasaklayacak ve 2029 yılı başından itibaren kapalı devreli yıkayıcıların çalıştırılması yasaklanacak. Danimarka da İsveç'i takip ederek kendi sularında benzer bir yasak kararı ve takvimi uyguladı.
Münster Üniversitesi'nden Profesör Christine Achten liderliğindeki bir araştırma ekibi, Alman Federal Denizcilik ve Hidrografi Ajansı ile iş birliği yaparak, yıkama sistemlerinden çıkan atık suları polisiklik aromatik hidrokarbonlar (PAH) ile kirlenme ve bunların toksik etkileri açısından inceledi.
Araştırma ekibi, 2020-2023 yılları arasında dört gemiden alınan atık su örneklerini PAH kontaminasyonu açısından analiz etti.
Kapalı devre sistemden çıkan atık su, özellikle yanma proseslerinden kaynaklanan yüksek oranda toksik, yüksek molekül ağırlıklı PAH olmak üzere, açık devre sistemlerden çıkan atık sudan daha yüksek PAH konsantrasyonlarına sahipti.
Achten, "Çevresel açıdan bakıldığında, kirletici girdilerin havadan suya kayması kabul edilemez" diye özetledi.
BRS bugün yayınladığı yeni bir raporda, "Gelişen düzenleyici ortam, gemi sahiplerinin yeni teknolojilere yatırım yapmasının ne kadar zor olduğunu, özellikle de geri ödeme belirsiz ve önceden yüklenen sermaye harcamaları önemliyse, vurguluyor" dedi.