2024-2025 balıkçılık sezonunun başlangıcı, palamut bolluğuyla hem sektör temsilcilerini hem de halkı sevindirirken, Marmara Denizi'nde yeniden gündeme gelen müsilaj sorunu endişeleri artırıyor.
İstanbul İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği, sezon değerlendirmesini kamuoyuyla paylaşarak, denizlerdeki balık bereketi ile çevre kirliliğinin oluşturduğu tehditlere dikkat çekti. Özellikle Marmara Denizi'nde avcılık faaliyetlerini olumsuz etkileyen müsilajın, sektörde maddi kayıplara yol açtığı vurgulanan açıklamada, bu sorunun bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiği ifade edildi.
Açıklama şu şekilde;
2024-2025 Balıkçılık Sezonu bilindiği üzere 1 Eylül itibari ile başlamış olup, sezon başlangıcında denizlerimiz palamut bolluğu ile şenlenmiş, bu durum sektörümüz açısından bereketli bir başlangıç yapılmasına neden olmuştur.
Ayrıca palamut bolluğu sayesinde, kıymetli halkımızın dünyanın en doğal besin maddesi olan deniz balığına erişimi kolaylaşmış, böylece sağlıklı besin maddesine uygun fiyata sahip olması mümkün olmuştur. Ülkemiz balıklar için bir göç koridoru olduğundan balık hareketi takip edilerek avcılık gerçekleştirilmekte bu durum itibari ile avcılık faaliyetleri Marmara Denizi’ne yoğunlaşmış bir biçimde devam etmektedir.
Denizlerimizde balık bereketi özellikle çinekop, hamsi, sardalya ile devam etmesine rağmen özellikle Marmara Denizi’nde baş gösteren müsilaj (kaykay) artışı nedeniyle avcılık faaliyetleri gerçekleştirilememektedir. 2021 yılı yaz aylarında su üzerine çıkarak ilk kez kamuoyunun dikkatini çeken ancak sektörümüzün 1982 yılından itibaren değişkenlik gösteren zaman zarflarında büyük maddi kayıplara uğramasına neden olan ve 2021 yılında kamuoyuna maal olması sonrasında müsilaj olarak adlandırılan çevre kirliliği olayı bu yılda sektörümüzü yüksek miktarda olumsuz olarak etkilemektedir.
Tamamıyla bir çevre kirliliği olayı olan ve derin deşarj, arıtma tesislerinin yoksunluğu, gemiler ile taşınan balas suları ile tetiklenen müsilaj olayı denizlerimizin aşırı kirletilmesi ile oluşmakta olup güney rüzgarlarının artış göstermesi ile su üzerindede gözlenmektedir.
Ufak ölçekli kıyı balıkçılarından başlayarak, gırgır avcılığına kadar tüm sektörümüzü etkileyen bu çevre kirliliği olayı neticesinde ağlar denizden çekilememekte, ağ ve hidrolik teşkilatları başta olmak üzere avcılık faaliyetinde kullanılan tüm ekipmanlar kaybedilme derecisinde zarar görmektedir.
Bu durumlar neticesinde ufak ölçekli kıyı balıkçısından başlayarak, gırgır avcılığına kadar avcılık faaliyetinde bulunan her boydan sektör üyesi büyük maddi kayıplar yaşamakta iflas ile karşı karşıya kalmaktadır. Balık türü ve stoklarında yaşanılan azalma ve kayıplar kimi çevrelerce av baskısı kisvesi ile sektörümüze mal edilmekte olup, asıl nedenin çevre kirliliği, deniz zemininde oksijensizlik, dip zeminde bozulma, ışık kirliliği ve musilaj olduğu örtülmeye çalışılmaktadır. Tür ve stok kayıplarında en büyük nedenin çevre kirliliği olduğunun en doğru ispatı ticari avcılığı olmayan ve yok olan türlerdir. Musilaj ve çevre kirlilikleri neticesinde, balıkçılık faaliyetleri zarar görmekte buda sektörümüzü ve sektörümüzle bağlantılı iş kollarını ekonomik ve istihdam açısından etkilemektedir ki bu durum ülke ekonomisine yara vermektedir.
Oluşumunda herhangi bir dahilimizin olmadığı çevre kirliliği olayı olan müsilaj neticesinde en büyük mağdurun sektörümüz olduğunu bir kez daha vurgulayarak, Marmara Deniz’inde yaşanan bu çevre sorunlarından biran önce arındırılmasını talep ediyor, sektörümüz için vazgeçilmez bir avcılık merası olan Marmara Denizi’nde nesillerdir devam eden avcılık faaliyetlerimize devam etme arzumuzu yenilediğimizi değerli kamuoyuna saygı ile beyan ediyoruz.
Saygılarımızla,
İstanbul İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu