Husiler, Küresel Askeri Baskıya Rağmen Kızıldeniz Ticaretindeki Kontrollerini Sıkılaştırıyor
Uluslararası askeri çabalara rağmen Husiler, Kızıldeniz'deki kontrollerini güçlendirerek ticaret hacminde keskin bir düşüşe neden oluyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) yeni raporu, Batı liderliğindeki koalisyonların operasyonlarının isyancı grubun artan etkisini durdurmakta yetersiz kaldığını ortaya koyuyor.
Uluslararası Çabalar Yetersiz Kalıyor
Prosperity Guardian, Poseidon Archer ve EUNAVFOR Aspides gibi operasyonlar, Husilerin faaliyetlerini yalnızca geçici olarak engelleyebildi. IISS'nin Sorunlu Sular: Husilerin Kızıldeniz ve Aden Körfezi’ndeki Kampanyası başlıklı raporu, hava saldırıları ve deniz operasyonlarının grubu kontrol altına almakta sınırlı bir etki yarattığını belirtiyor.
Bu yılın öne çıkan askeri operasyonlarından bazıları şunlardı:
- ABD Donanması muhriplerinin, Aden Körfezi'nde ticari gemileri hedef alan Husi füzeleri ve dronlarını etkisiz hale getirmesi.
- RAF Typhoon jetlerinin Yemen'deki Husi hedeflerine yönelik hassas saldırılar düzenlemesi.
- HMS Diamond’ın, Kızıldeniz’de dokuz drone ve bir füzeyi etkisiz hale getirmesi.
- Bir Fransız muhripin, Aspides Operasyonu kapsamında Kızıldeniz’in güneyinde dronları düşürmesi.
Bu çabalara rağmen Kızıldeniz ticaretinde keskin bir düşüş yaşandı. Kasım 2023'ten bu yana, ticari gemilerin geçiş sayısı yaklaşık %50 oranında azaldı ve bu, Husilerin büyüyen tehdidini gözler önüne seriyor.
Husiler: Dirençli Bir Güç
Resmi adı Ensarullah olan Husiler, 1990'larda Yemen'in Sa'dah eyaletinde ortaya çıktı ve 2014'te Sana'a'nın kontrolünü ele geçirerek dikkatleri üzerine çekti. İran tarafından desteklenen grup, balistik füzeler, insansız hava araçları (drone) ve deniz mayınları dahil olmak üzere gelişmiş bir silah cephaneliğine sahip.
Ekim ayında Gazze çatışmasının başlamasından bu yana Husiler, Kızıldeniz ve Aden Körfezi'ndeki operasyonlarını artırarak ticari gemileri hedef aldı ve gelişmiş drone ve füze saldırıları başlattı.
Husilerin Direnç Nedenleri
IISS raporu, Husilerin küresel baskıya rağmen neden dayanıklı kaldığını açıklayan birkaç faktöre dikkat çekiyor:
-
Coğrafi Avantaj
Yemen'in engebeli arazisi, Husilerin personel ve silahlarını etkili bir şekilde saklamasına olanak tanıyor ve uluslararası askeri çabaları zorlaştırıyor. -
İran Desteği
BM silah ambargosuna rağmen grup, İran tasarımı silahları ve bileşenleri deniz yolları ve geleneksel tekneler aracılığıyla kaçak yollarla almayı sürdürüyor. Hudeyde ve Salif gibi Kızıldeniz limanlarının kontrolü operasyonları için kritik önem taşıyor. -
Gelişen Taktikler
Husiler, stratejilerini geliştirerek düşük maliyetli, yüksek etkili drone ve insansız deniz araçları gibi silahlar kullanıyor. Bu, rakiplerinin pahalı savunma sistemleri üzerinde orantısız bir baskı oluşturuyor. -
Kara Operasyonlarının Eksikliği
Uluslararası çabalar ağırlıklı olarak deniz odaklı ve Husilerin karadaki üslerini ve tedarik zincirlerini etkisiz hale getirmekte yetersiz kalıyor. Yemen’in zorlu arazi koşulları bu çabaları daha da zorlaştırıyor.
Prosperity Guardian Operasyonu: Çift Yönlü Bir Kılıç
Kızıldeniz ticaret yollarını korumak amacıyla başlatılan Prosperity Guardian Operasyonu, boğazları devriye gezmek, ticari gemilere eşlik etmek ve Husi saldırılarına karşı yanıt vermek gibi görevleri içeriyor. Sivil can kayıplarını önlemede başarılı olsa da, 2023 öncesindeki ticaret seviyelerini geri getiremediği gibi Husi saldırganlığını da caydıramadı.
Yol Haritası
IISS raporu, uluslararası baskının Husilerin yeteneklerini geçici olarak zayıflattığını ancak dayanıklılıklarının temel nedenlerini ele almadığını belirtiyor. Daha kapsamlı bir strateji, kara operasyonlarını ve bölgesel iş birliğini içerebilir ve Kızıldeniz ticareti ile güvenliğini yeniden sağlamak için gerekli olabilir.
Durum gelişirken, küresel denizcilik ve askeri güçler dünyanın en önemli ticaret yollarından birini koruma konusunda artan zorluklarla karşı karşıya. Asıl soru şu: Husiler, Kızıldeniz üzerindeki hakimiyetlerini ne kadar sürdürebilecek?
