Kapt. Mustafa Can : "Tahıl koridorunda umutsuz değilim"
Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Mustafa Can, tahıl koridorunda yaşanan krizin Rusya’nın elini güçlendirmesiyle sona ereceğini söyledi.
Bloomberg Tv'de İş Dünyası programına katılan Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Mustafa Can, deniz taşımacılığının ekonomisine ve geleceğine dair açıklamalarda bulundu.
Rusya’nın, Ankara’da yapılan bir sempozyumda Ukrayna bayrağı açılması ve orada yaşanan kavganın ardından tahıl koridoru gemilerinde yaptığı kontrolleri bıraktığını bunun da bekleyen gemi sayısını 40’ı aşmasına neden olduğunu söyledi.
Kapt. Can, “Tahıl koridoru anlaşmasının sona ereceği 18 Mayıs’ta Rusların da kendilerine uygulanan ambargodan bir şey almadan devam edeceklerini düşünmüyorum” dedi.
“Umutsuz değilim”
Rusya’nın ambargolar yüzünden gübre, petrol ve doğalgaz ihracatı yapamadığını hatırlatan Can, “Bunlarla ilgili bir şey koparmadan devam edeceklerini zannetmiyorum. Ancak bu arada Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin üzerinde olumlu bir etkisi var. Bu sebeple birkaç sorun çözülebilir. Tamamen umutsuz değilim'' diye konuştu.
Can şunları söyledi
“Faizler kabul edilebilir seviyede olmalı”
''Deniz taşımacılığı küresel bir iş olduğu için seçimlerden çok etkileneceğini düşünmüyorum ancak Türk denizciler yeni yatırım yapabilmeleri için gerekli kredilere ne yazık ki ulaşamıyorlar. Artık şu seçim bitse de ekonomi normal rayına girse diye bekliyoruz. Tüccarlarımızın mal alımlarında ciddi bir yavaşlama var. Ne olacağını kimse kestiremediğinden dolayı Türkiye yönlü navlunlarda bir azalma var. Bu belirsizlikte, doların nereye gideceğinin belli olmadığı ortamda iş adamlarının yatırım yapma iştahı yok. Her şeyin rayına oturması lazım, belirsizliklerin giderilmesi lazım. Faizlerin de kabul edilebilir seviyelerde olması gerekiyor. Malum, şu anda 40-45 seviyelerinde. Kredi kullanacağım dediğinizde politika faizinin yüzde 9, piyasa faizinin 40-45 olduğunu görüyorsunuz. Bu pek hayra alamet değil. Bence daha da önemlisi Kur Korumalı Mevduat (KKM) nereye kadar gidecek. Türkiye ve Merkez Bankası bunun altından nasıl kalkacak. Bunu da merakla bekliyoruz”
“Çin’in girişi bize negatif yansıyacak”
“Baltık Kuru yük Endeksi’ne baktığımızda düşüşün durduğunu, bu seviyelerin de armatörler ve yük sahipleri tarafından kabul edildiğini görüyoruz. Pandemi sonrası acil ihtiyaçlar sebebiyle navlunlar uçuk seviyelere çıkmıştı. Navlunların düşmesiyle birlikte hem ürün fiyatlarında hem de çelik ve hammadde fiyatlarında ciddi düşüşler görüyoruz. Mısır, buğday, çelik, ham demir gibi ürünlerin hepsinde navlunlarla beraber bir düşüş görülüyor. Bu düşüşün dünya ticaretini tetikleyeceğini düşünüyorum. Bununla birlikte tüm dünyada ikinci 6 ayda güzel şeyler olacağını düşünüyorum. Pandemi sonrası Çin tekrar oyuna giriyor. Bol miktarda hem yedek parça hem de tam ürün olarak piyasaya döndü. Bunun piyasaya pozitif etkisi olacağını ancak Türkiye’ye negatif etkisi olacağını düşünüyorum. Türkiye özeline döndüğümüzde, ucuz kredi bulmamız gerekiyor. Krediye ulaşabilmemiz gerekiyor. Hak ettiğimiz ihracatçı konumumuzu istiyoruz. Yeşil pasaport taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz. Yurtdışında rakiplerimiz yüzde 3-3.50’ye kredi bulabilirken biz yüzde 40-45’lere bulabiliyoruz. Böylelikle armatörlerin dünya ile rekabet şansları kalmıyor”
Rüzgar ve güneş enerjisine dönüş
“Karbon emisyon kurallarına biz denizciler olarak hazırız. Gemilerimizde karbon ayak izimizi düşürdük. Ancak biliyorsunuz ki Avrupa’da çelik fabrikası neredeyse yok. Çelikte Türkiye ise dünyaya ihracat yapan sektör. Bu açıdan ciddi sıkıntılar olacağını düşünüyoruz. Enerjimizin büyük kısmını katı yakıtlardan elde ediyoruz. Bunun hızlı bir şekilde rüzgar ve güneş enerjisine dönmesi gerektiğine inanıyorum. Armatörlerimizin de doğru hamleler yapmasıyla bu konuda iyi bir noktada olduğumuzu söyleyebilirim”