SeaNews Dergisi olarak bu ayki özel röportajımızı, Gemi; Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Y.K Başkanı Sn. Cem Seven ile gerçekleştirdik. Türkiye’nin özellikli gemiler konusunda dünya piyasasındaki dikkat çeken konumunu; Türk tersanelerinin faaliyetlerini; gemi inşa sektörümüzü ve yakın zamanda yapılacak NorShipping fuarı ile ilgili çalışmaları konuştuk.
SeaNews Dergisi: Cem Bey röportajımıza sizi tanımakla başlayalım mı?
Cem Seven: 1968 İstanbul doğumluyum. Orta öğrenimi Saint-Joseph Lise sinde, Lisans eğitimini ise Bilkent Üniversitesi İngilizce İşletme Fakültesinde tamamladım. Denizci bir ailedenim, rahmetli babam Gökçen Seven denizcilik camiasının duayenlerindendi. İkinci kuşak denizciyiz. Sanmar Denizcilik bir aile şirketi. Ailemizin ilk kuşak denizcileri ise SANMAR Denizciliğin kurucu ortakları babam Gökçen Seven ve dayım Orhan Gürün. Dayım Orhan Gürün, onun oğlu kuzenim Ali Gürün ve ben şirketimizin yönetim kurulunu oluşturuyoruz. Denizci bir aileden geliyor olmamız sebebiyle kuzenim Ali Gürün ile beraber erken yaşlarda daha okul çağlarında şirkete destek vermeye başladık. Mutfağa girdik, her şeyi öğrenmeye çalıştık. Ondan sonra bu bilgileri eğitimlerimizle pekiştirdik.
Öğrenmiş olduğumuz yabancı diller bize ihracat yolunda önemli katkı sağladı. İlk yurt dışına açılışımızı 1990'lı yılların başında gerçekleştirdik. Vizyonumuzu, geleceği ihracata ve de Römorkör Hizmetlerine dayalı bir büyüme modeline göre oluşturmaya çalıştık. 1990 yılı öncesine kadar şirketimizin kendisine ait Römorkör Filosu yoktu. 1978’den 1996 yılına kadar çok farklı kamu kuruluşlarına ait römorkörlere ve deniz vasıtalarına personel istihdam etme işleri ile 18 yıl iştigal etmek bize Römorkör işletmeciliği konusunda, okul tadında, büyük tecrübeler kattı. Kazandığımız bu tecrübe ile o zamanki şartlarda çok büyük bir risk alarak 1989 yılında kendimize ait ilk römorkörü inşa ettik. Malumunuz, tarihte her olayı ait olduğu döneme göre değerlendirmek gerekiyor; mevcut ana göre değil de o zamanın şartları ile bunu değerlendirmek esastır. O yıllar da Türkiye’de, römorkör ve kılavuzluk hizmetleri özel değil devlet tekelinde idi. Hatta özel iskeleniz varsa dahi hizmeti en yakın kamu kuruluşundan alıyordunuz. Böyle bir ortamda bu kadar riskli bir yatırım yapmak için iyi cesaret sergilenmiş.
Bu minvalde, vizyoner büyüklerimiz yani babam ve dayım büyük bir riske girerek römorkör inşa ediyorlar. Sanmar 1 isimli ilk römorkörümüzü 1989 yılında inşa ettik. SANMAR 1 römorkörü, Limanlarda ki Römorkör Hizmetleri devlet kuruluşları tarafından verildiği için karasularımızda çalışma imkânı bulamadı. Biz de Romanya'dan Malta'dan Yemen'den hurda gemileri, yolda kalmış gemileri zor şartlar altında Aliağa gemi söküm alanına çekerek geçinmeye çalıştık.
-1989 yılında sizin gibi özel römorkörcülük işleri yapan kuruluşlar var mıydı?
Liman inşaat işlerinde çalışan römorkörler vardı. 1992 yılında yine benzer risk alarak 2. Römorkörümüz Sanmar II’yi inşa ettik. Bu römorkörümüzde kardeşi gibi bir müddet yurtdışında çalışmak zorunda kaldı. Akabinde ise müthiş bir gelişme oldu. Özel limanlara römorkör ve kılavuzluk hizmeti verme hakkı özel römorkör ve kılavuzluk firmalarına da tanındı. Nemrut Aliağa Limanı’nda başlayan hizmetler sonrasında İzmit Körfezi, İskenderun Körfezi ve diğer hizmet bölgelerine yayıldı. Bu gelişimi Türk römorkörcülük tarihinde bir mihenk taşı olarak görüyorum, özel olan limanlara römorkör ve kılavuzluk hizmetinin özel firmalar tarafından verilmesi bugün Türkiye'de inşa edilen belki de 500'ün üzerinde römorkörün yolunu açmış oldu.
Tarihe bir not düşelim; bu sayede sadece Sanmar değil, Türkiye'de hem römorkörcülük hizmeti veren hem de tersanesi olan birçok firma ülkemizin ihracatına büyük katkı vererek, Römorkör İnşasını marka haline getirdiler. Binlerce kişiye istihdam sağlandı.
-Römorkörcülüğün özelleşmesi sonucu artan gelirler tersanelere de kaynak olarak döndü diyebilir miyiz?
- Evet, römorkör ve kılavuzluk hizmetlerinden kazanılan gelirler tekrar yatırıma aktarıldı, römorkörler inşa edildi. Neticede, 2019 yılında, Sanmar’ın Türk limanlarında çalışan 23 adet römorkörü var. Dünyaya 200'ün üzerinde römorkör ihraç etmiş durumdayız aynı zamanda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki biz her zaman dünya ihalelerinde ilk beşteyiz. O ilk beşlik kısa liste üçe düştüğünde ilk 3’te yine biz oluyoruz. Dolayısıyla ülkemizin tanıtımını iyi yaptığımızı düşünüyorum. Bayrağımızı iyi dalgalandırdığımızı düşünüyorum. Özel maksat, özel yapım gemi inşası konusunda Türkiye’de birçok tersane ve römorkör işletmecisi son derece başarılı bir profil çiziyor.
-Gemi Yat İhracatçıları ve Hizmetleri Birliği olarak 2019 yılının ilk çeyreğini nasıl değerlendirirsiniz?
- 26 Mart 2010 tarihinde Resmi Gazete ’de yayınlanan ihracat tebliği kapsamında bizim birliğimiz kuruldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi’ne ve de Ticaret Bakanlığı’na bağlıyız, Ticaret Bakanlığı tarafından denetleniyoruz yani yarı kamusal bir görevimiz var diyebiliriz. 2019 yılı itibarı ile Gemi Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği’ne kayıtlı birliğimiz bünyesinde 850’den fazla firma var. Çok ciddi bir rakam. Her yıl, yaklaşık 150 firmamız düzenli ihracat gerçekleştiriyor. 2019 yılının ilk dört ayında 381 M USD tutarında ihracat gerçekleştirdik. Geçen senenin aynı döneminde ise ihracatımız 220 M USD seviyesindeydi. Bu tutar, %168’lik bir artışa tekabül ediyor. İhracatımızın önemli bir bölümü her yıl olduğu gibi Norveç’e yapılıyor. İlk 4 ayda feribot ihracatı 100 M USD’yi geçmiş durumda. Tankerler, yatlar, balıkçı gemileri ve de römorkörler de ilk dört aylık ihracat pastasından pay alan gemi tipleri.
-Üye firmalarınıza Birlik olarak ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Öncelik üye firmalarımızın uluslararası iş bağlantıları kurmalarını sağlamak ve ihracata ilişkin karşılaştıkları engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.
Üye firmalarımızdan gelen bildirimler vesilesiyle sektör sorunlarını tespit ediyor ve ilgili makamlara çözüm önerileri ile birlikte sıklıkla arz ediyoruz.
Yurtdışında gerçekleştirilen önemli sektörel fuarlarda Türkiye milli katılım organizasyonlarını gerçekleştiriyor, fuarlarla eş zamanlı gerçekleştirdiğimiz etkinlikler ile sektörün uluslarası anlamda bilinirliğini artırmak ve üye firmalarımızın tanıtımının daha etkin şekilde yapılmasını sağlamaya çalışıyoruz.
Üye firmalarımız ile Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere devlet kurumları ile aradaki köprü vazifesini görüyor, firmalarımızın destek enstrümanlarından faydalanmalarını sağlıyoruz.
Hedef ülkelere yönelik ticaret heyeti organizasyonları gerçekleştiriyor, Türkiye’de gerçekleştirilen denizcilik fuarlarına yönelik alım heyetleri gerçekleştiriyor, üye firmalarımız ile yabancı alıcıları bir araya getiriyoruz.
-Türkiye’den çok başarılı özel yapım tekneler ihraç ediliyor. Bunlarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
- Evet, özel maksatlı özel yapım gemilerin inşaasında ülkemiz hem kalite, hem de rekabetçi fiyat sunabilmesi ve teslim sürelerine sadık kalması nedeni ile özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri için tercih nedenidir. Hibrit veya LNG ile işletilebilen Feribotlar, balıkçı gemileri, platform destek gemileri, Kutup bölgelerinde seyahat yapabilen ice class yolcu gemileri başarılı olduğumuz gemi tipler arasında yer alıyor. Özel maksat özel yapım gemilerin inşasının yanında Yat inşasında da oldukça başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz. Yat inşa süreci malumunuz 3-4 yılı bulabilen bir süreç. Yüksek kalite, rekabetçi fiyat ve terzi usulü üretim metodumuz, müşteri memnuniyeti yaklaşım sergilememiz, ülkemizi Yat İnşasında ön plana çıkarmaktadır.
- Bu özel yapım gemilerde yerlilik oranı nedir?
-Evet arttı. Yerlilik oranının yüzde elliden başlayarak projesine göre yüzde 70’lere ulaştığını söyleyebiliriz. Yerli oranını artırabilmek için uğraşıyoruz. Hali hazırda gemi sacını ağırlıklı olarak Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Gönlümüzden geçen ise gemi sacını Ereğli Demir Çelikten sıklıkla tedarik edebilmek. Güney Kore’de mukim çelik fabrikasının kendi gemi inşa sektörünün ihtiyacının büyük bir bölümünü karşıladığını düşünecek olursak, Ereğli’nin de sektörümüzün tüm ihtiyacını karşılayabilmesi için fiyat, teslim süresi ve imalat toleransları problemini çözerek bize destek olması ve bu vesile ile de yerli girdinin yükselmesini arzu ediyoruz.
-Tersanelerimiz ürünleri en çok Avrupa’da tercih ediliyor. Bunun nedeni nedir sizce?
-Birlik olarak İhracatımızın çoğunu Kuzey ülkeleri ve özellikle Norveç’e yaptığımızı söylemiştim. Norveç inovasyona önem veren bir ülke. İnovasyon dalgaları Norveç’ten başlıyor ve yayılıyor. Bizim tersanelerimizin de Norveç'ten en çok sipariş alan tersaneler arasında yer alıyor.
Evet tersanelerimiz çok başarılı, mütevazi olamayacağım. Hakikaten çok başarılı. Çünkü ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz. İhracat tutarlarımızın içinde , müşterilerin “repeat order” ları önemli bir yer tutuyor. Bizler inşa edilmesi zor hibrit, doğalgazlı inovatif gemiler yapıyoruz. Biz, Hyundai, Samsung ve Daewoo tersaneleri gibi çok büyük tonajlı gemileri büyük yerlerde yapmıyoruz. Tabii ki satış fiyatı ve de kar marjı yüksek olan LNG taşıma ve depolama gemilerini yapmayı da arzu ederiz ancak özel maksat özel yapım ve inovatif gemilerin inşası da bizim avantajımız diye düşünüyorum keza büyük tonajlı gemi inşa etmek yolunu seçmiş olsaydık belki de 2008 yılında Lehman Brothers krizi ile muhtemelen büyük tonajlı gemilerin inşası esnasında yakalanacaktık. Büyük gemi inşa eden dünya daki tersanlerin önemli bir kısmı krizden oldukça etkilendi. Zaten krizin devam ettiği yıllar sürecinde de biz hep böyle özel yapım gemiler, koşulsuz müşteri mutluluğu prensibi ile zaman zaman müşterinin nazını çeken, onlarla iş birliği yapan bir yapımız olduğu için bu başarıyı sağladık.
Müşterilerimizin bizden ne istediklerini biliyor, onların coğrafyasında sorunsuz çalışabilecek, yaşam şartlarına saygılı olarak, IMO, ILO, Bayrak ve Klas Kuruluşlarının kurallarına uygun rekabetçi fiyata haiz gemiler inşa ediyoruz. Bütün bu parametreler de başarıyı getiriyor.
Kendi şirketimiz dünyada ki ilk LNG ile çalışan römorkör inşa ettiğinde inovasyon ve çevre duyarlılığı kapsamında geline son nokta olduğunu düşünmeye başlamışken farkına vardık ki Norveç yine inovatif bir projenin desteklenmesi kararını alarak yüklü miktarda fon ayırıp hidrojen teknolojisini, yani hücre yakıt teknolojisini gündeme alarak kısa süreli seyahat eden feribotlar başta olmak üzere hidrojen ile çalışan gemiler inşa ettirmek üzere çalışmalara başlamış. Hali hazırda mevcut konvansiyonel feribotlarını kısa süreli seferlerde kullanmak üzere kendi tersanelerinde hidrojen yakıt kullanabilecek şekilde tadilata başladılar.
Hücre yakıtı dediğimiz hidrojeni kullanarak tamamen 0 emisyon, çevre dostu. Şimdi artık hidrojende geldiğimiz noktada duman, partikül yok. Hatta ve hatta çok ütopik bu ama hatırlatırsanız ömrümüz vefa ederse 10 sene 15 sene sonra deniz suyunu kullanarak, H2o’dan hidrojeni ayırarak prosesten geçirerek pervanelerin döndüğünü göreceğiz.
-Hidrojenin üretimi mi, biraz açar mısınız?
- Hidrojenin ayrıştırılması için çok büyük prosesler ve üretim teknikleri gerekiyor ve de pahalı. Henüz Doğalgaz kadar ucuz tedarik edilemiyor. Çalışmalar ilerledikçe bu komplike süreç belki de yerini daha kolay ve rekabetçi bir sürece bırakacak. Umarım bu şekilde gerçekleşir. Bu başarıldığı zaman belki de daha önce bahsettiğim gibi ana kaynak olan ve doğada bol miktarda bulunan su kullanılarak gemilerin yürütülmesi sağlanacak.
Tersanelerimizin de hücre yakıtlı gemilerin inşa pazarından önemli bir payı alacaklarından hiç şüphem yok.
Tersanelerimiz, çalışanlarımız, her türlü zor teknolojiyi başarı ile adapte edebilecek tecrübe, akıl ve pratikliğe sahiptir.
- Birliğinizin Nor-shipp katılımı hakkında bilgi verir misiniz?
-Nor-Shipping’de yine birçok firma Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçılar Birliği çatısı altında katılım gösteriyor.
Çok güzel bir organizasyon yapıyoruz. Bu sene Nor-Shipping’de, 5 Nisan Çarşamba akşamı resepsiyon-akşam yemeği tertip ediyoruz. Çok profesyonelce hazırlanıyoruz. Misafirlerimizin önemli bir bölümünü Norveç ağırlıklı olmak üzere yurtdışındaki müşterilerimiz oluşturacak
Bir nevi Birliğimizin iştigal sahasına uygun, ihracat yapılan yabancı müşterilerin ağırlanacağı bir organizasyon olacak. Onunla ilgili de davetiyeler ve de film gösterimiz hazırlandı. Davetimiz Fuar alanın dışında bir yerde gerçekleşecek. Biz Birlik olarak etkili, çok önceden kurgulanmış, planlı ve profesyonel bir organizasyon yapmayı önemsiyoruz.
-Cem Bey çok teşekkür ederiz. SeaNews Dergisi olarak başarılar dileriz