Alemdar Destanı
Mondros antlaşması nedeniyle, Osmanlı Deniz Kuvvetleri’nin zaten çok zayıf olan donanması İtilaf Devletleri’nce gözetim ve denetim altına alınmıştı. Böylece denizlerimizdeki ve sahillerimizdeki hakimiyet düşman kuvvetlerinin eline geçmiş oluyordu. Anadolu hükümeti bu durum karşısında kayıtsız kalamazdı. Çok kısa süre içinde, gerek el konularak, gerekse de kaçırılarak ele geçirilen üç beş yaşlı ufak gemiyle Anadolu Donanması kuruldu.
Donanmanın diğer adı, özellikle Karadeniz’de inanılmaz destanlar yazacak, çok önemli başarılara imza atacak olan “Kuvayi Milliye” donanması idi. Bu cesaret örneği asil hareket yoktan varoluşun, inancın ve bağımsızlık ruhunun simgesiydi. Cephedeki askerlerimize silah ve cephanelerin çok kısa sürede ulaşması gerekiyordu. Bu nedenle, durumu ne olursa olsun denizde yüzen her tekneye ihtiyaç vardı. İşte “Alemdar” böyle bir ortamda, İstanbul’dan 21 korkusuz yurtsever denizci tarafından kaçırılmış ve olağan üstü mücadeleler vererek denizdeki tek savaşımızın kahramanı olmuştur. Alemdar gemisi kaptanı İsmail Hakkı bey ve diğer denizci personeli gece gündüz demeden rüzgârlara, sert fırtınalara ve azgın dalgalara karşın, cephelerde ordumuz için gerekli olan silah, cephane ve diğer malzemeleri o yorgun bedeniyle taşımıştır. Alemdar ve onun yurtsever denizcileri aynı zamanda Rum Pontus çeteleri ve Ermeniler ile de mücadele ediyorlardı.
Fırtınalı bir havada Zonguldak’a doğru yol alan Alemdar gemisi bir Fransız hücum botu tarafından yakılarak ele geçirilir. Tekrar İstanbul’a götürülmek üzere bot nezaretinde hareket edilir. Bu olay Alemdar’ın denizcileri için bir ölüm kalım meselesi olmuştur. Ya ölecekler ya da tekrar gemiyi ele geçireceklerdir. Yapılan ustaca planla Alemdar tekrar ele geçirilir. Gemideki Fransız komutan ve askerleri esir alınır. Karadeniz’deki tek deniz çatışması Alemdar ile Fransız savaş botu arasında olmuştur. Alemdar gemisinin bu başarısı askeri olduğu kadar da siyasi yönüyle de önemlidir.
Alemdar gemisi personelinin Karadeniz’de yarattığı destanlar, Ulusal Kurtuluş Savaşımızdaki yerinin ne kadar çok önemli olduğunu göstermektedir. Bunları anlatmak sayfalar alacaktır. Ben sadece bir ışık tutmakla yetiniyorum. Onlara bu inanılmaz gücü veren duygu, vatan topraklarının bir an önce bağımsızlığına kavuştuğunu görmek istemeleri olmuştur. Herkes şu gerçeği çok iyi bilmelidir ki, yüce Türk Ulusunun bağrında gerektiğinde yazılacak daha çok Alemdar destanları vardır.
Ş.Ünal BENLİALPER
Kaptan - Denizci Yazar