Dünya’daki bütün denizlerin sahillerindeki kumsallarında bulunan milyonlarca kum tanecikleri kadar çok ve o kadar da gizemli olan yıldızlarla gökyüzünden kuşatılmış olan yeryüzünde, mitolojik tanrılar Ege’yi toprağı, suyu, havası ve insanıyla çok farklı y
Dünya’daki bütün denizlerin sahillerindeki kumsallarında bulunan milyonlarca kum tanecikleri kadar çok ve o kadar da gizemli olan yıldızlarla gökyüzünden kuşatılmış olan yeryüzünde, mitolojik tanrılar Ege’yi toprağı, suyu, havası ve insanıyla çok farklı yaratmışlardır.
Yunan mitolojisinde tanrı “Gaia” sonsuz maviliklerin ve derinliklerin sahibi, yaşamın özü olan Pontos’u (deniz) yaratmıştır. Tanrıların tanrısı Zeus’un kardeşi Poseidon hırçın dalgaların, sessiz adaların, anaforların, nehirlerin ve göllerin tanrısıymış. O, Ege’nin berrak ve masmavi derin sularındaki göz kamaştıran sarayında yaşarmış. Bu denizlerde hayat bulan, coşan, kızan ve sakinleşen Poseidon, zaman zaman dört atın çektiği arabasına biner ve Ege denizinde dolaşırmış. Bütün deniz canlıları onu tanır ve sevgi gösterilerinde bulunurlarmış. Özellikle yunuslar onu hiç yalnız bırakmazlarmış. O aynı zamanda “dalgaların efendisi” denizdeki gücün sembolüymüş. Eski Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası Afrodit uzun zaman Ege ve Akdeniz sularında bir sedefin kabuğu içinde dolaştıktan sonra hırçın dalgaların beyaz köpüklerinden büyük bir ihtişam ile çıkmıştır. Afrodit sayesinde Egeliler sevecen, yürekli, hoşgörülü, neşeli, umutlu, misafirperver, yardımsever olarak yaratılmışlardır. Müzik, sanat ve spora olan ilgileri onlara ayrı bir kimlik kazandırmıştır. Mitolojide kainat, Ege denizi ve onun adalarında yaratılmıştır. Bütün mitolojik tanrı ve tanrıçalar Ege’yi korumuşlar ve burasını Evrenin en güzel, en canlı ve yaşanılacak yeri yapmışlardır. Denizine, sahillerine, adalarına kendi ruhlarını vermişlerdir. Ege denizinde kıyılara vurarak sakinleşen masmavi dalgaların kar beyazı köpüklerinde büyük bir zevk ile yıkanan peri kızlarını bütün tanrılar korurlar ve onların adalarda yaşamalarına izin verirlermiş. Mitolojik tanrılar için yaşanacak en güzel yerlerin buraları olduğu söylenirmiş. Onlar için güç, onur ve sevginin varlığı kadar uğur, gösteriş ve huzurun da önemi büyükmüş.
Delos (Parlak) adasında yaratılan Apollo “Işıkların Senfonisi” ile bütün Ege adalarını en parlak ışıklarla aydınlatmış ve renkten renge dönüştürerek inanılmaz bir güzelliği armağan etmiş. Buraları aşkın ve sevginin sonsuz merkezi oluvermiş. Yine Apollon, pırıl pırıl parlayan ışık volkanlarının derinliklerinden, göz kamaştıran harika görüntüsü ile Santorini adasını yaratmıştır. Güneş’in sembolü Apollon , Afrodit ve denizlerin tanrısı Poseidon sahip oldukları efsanevi güçlerle Ege’yi ve adalarını mutluluklar diyarı yapmışlardır. Yunanlı’lar, önemli bir bölümü taş yığını olan ve yeşillikten yoksun ada ve adacıklarını işte böyle mitolojik efsanelerle yüceltilmişler, sahip çıkmışlar ve insanlığa sevdirmişlerdir. Adacık bile denemeyecek kara parçalarını cennetten bir köşe gibi göstermeye çalışmışlar ve Dünya’ya böyle sunmuşlardır. Sahip oldukları iki bin yetmiş adanın sadece üç yüz tanesinde yaşam vardır. Ama onlar için denizler ve adalar bir yaşam kültürü, bir gücün varlığı ve önemli olmuştur. Bizler ise sahip olduğumuz adalara isim verirken bile denizci bir ulus olmadığımızı her yönüyle hissettiriyoruz.
Ege’nin masmavi pırıl pırıl suları ve insana heyecan veren dalgalarının coşkusu, yaşamın gizli kalmış bütün güzelliklerini bizlere sunmaya devam ediyor. Yay gibi kıvrılan sahillerinde yansıyan Güneş’in ışıkları buradan bütün kainatı aydınlatıyor. Derinliklerdeki sessizliği gizemin, fırtınalarla coşan suları heyecanın, sakin sakin kıpırdayan mavi tenli yüzü ise huzuru yansıtıyor bize. Diğer tarafta Güneş’ten kavrulmuş kumsalların kuytu köşelerinde yılların silemediği ayak izleri, yaşanmış nice ateşli aşkların ölümsüz ruhunu armağan ediyor.
Sahillerinde yıldızlar gibi serpilmiş koyları, inci tanesi kumsalları, sarp kayalıkları ve milyonlarca yıldır hiç bıkıp usanmadan özgürlüğün sembolü sevgilisine sarılmış yemyeşil bitki örtüsü ile ayrı bir mitolojik tanrı oluvermiş ufkun uzayıp giden sonsuz derinliğinde.