Geçtiğimiz hafta Şile'de batan ve 7 kişinin hayatını kaybettiği "Bilal Bal" isimli yük gemisi, bir kez daha adeta ölüm makinesine dönüşen yaşlı koster filosunun yenilenmesinin ne kadar elzem olduğunu acı bir bilanço ile gözler önüne serdi. Batan gemi 43 yaşındaydı. Avrupa'da bu yaşta bir gemi ile sefere çıkma şansınız sıfır! Çünkü bu yaşta bir geminin hurdaya gitme yaşı gelmiş de çoktan geçmiş bile... Bu yetmiyormuş gibi 3 bin tonun altında yük taşıma kapasitesi olan bir gemiye 3 bin 80 tonluk yük konuluyor. Yani kısacası bu gemi diğer birçok örnekte olduğu gibi büyük bir risk alınarak kaderine terk ediliyor. Ve belki de en akıl almaz olanı bu gemi kaptansız ve baş mühendissiz Boğaz'dan geçiyor. 10 mürettebatlı gemide kaptan, makinist ve yağcı gemiden indiği halde gemi sefere devam ediyor.
Peki bu kadar yaşlı bir gemi nasıl hala denizde dolaşabiliyor. Hele ki kaptansız nasıl sefer yapabiliyor? Kimler buna göz yumuyor? Bu kadar mı kuralsız, denetimsiz bir ülkeyiz? Burada kimlerin hatası var? Elbette hepimizin! Yeterli denetimleri yapmayan kamunun, bu gemileri sefere çıkaran armatörlerin, gemiyi terk eden kaptanın, bu konuda yetirince kamuoyu oluşturmayan STK’lar ve biz basın mensuplarının... Günledir aklımdan çıkmayan ve yakın takipte olduğum bu konuyu kılavuz kaptanından armatöre, gemi inşacısından denizcilik müsteşarına birçok uzmanla konuştum. Burada vereceğim birkaç görüş durumu özetleyecektir sanıyorum:
● Standart altı bu gemilerin sefere çıkmadan önce mutlaka denetimlerinin yapılması gerekiyor. Hele ki bu yaşta bir geminin bir dalgıç tarafından kaynak yerlerine bakılması gerekiyor. Denetim yapmayan idarenin hatası büyük.
● Türk armatöre ait olan ve yurtdışına çıkmayacak olan birçok gemiye denetim yapılmıyor. Tüm eksikliklerine rağmen sefere çıkmasına göz yumuluyor. Kara listeye geçmemek için yurtdışına giden gemilere yapılan denetimler kabotaj hattındaki gemilere de aynı şekilde yapılmalı. Bu son faciadan sonra kamunun denetimler konusunda daha hassas davranacağını umuyorum.
● Geminin 43 yaşında olduğu halde sefere çıkması yetmiyormuş gibi bir de gemide kaptan ve baş mühendis yok. Bunu dünyaya nasıl anlatacağız? Sektör temsilcileri bu konuda artık sesini çok daha yükseltmeli. Bir daha böyle bir kaza yaşanmaması için daha temel sebepleri bulmak ve gerekli önlemleri almak gerekiyor.
● Yaşlı koster filosunda 200'den fazla gemi 30 yaşından büyük. En başta can güvenliği için bu gemilerin acilen yenilenmesi gerekiyor. Teşvik kanunu çıkmasına rağmen finansman sıkıntısı nedeniyle 3 yıldır hayata geçirilemeyen koster yenileme projesi acilen tekrar gözden geçirilmeli. Projenin hayata geçmesi için sektörün düşük öz kaynaklı, uzun vadeli düşük maliyetli finansmana ihtiyacı karşılanmalı.
Evet, bu acı olay bir kez daha koster filosunun yenilenmesi projesinin ne kadar acil bir konu olduğunu ortaya koydu. Daha kaç geminin batması, kaç canımızı yitirmemiz gerekiyor bu filonun yenilenmesi için? Bata bata mı yenilenecek bu filo? Artık herkes elini taşın altına koymalı.
Dünyanın LNG ile çalışan ilk römorkörünü bir Türk tersanesi yaptı. Yine aynı tersane ilk uzaktan kumandalı geminin inşasını gerçekleştirdi. Balıkçı gemisi, nehir tipi gemiler, platform destek gemisi, enerji gemileri, araştırma destek gemileri gibi projelerde Avrupalı armatörlerin tercihi olan Türk tersaneleri, geleceğin trendi olarak görülen deniz içi rüzgar tribünü destek gemisi ihalesinde de dünya devlerini geride bırakarak, teknolojisiyle örnek oldu. Bir yandan bu başarılara imza atan Türk denizcilik sektörü, öte yandan hala 'Şile faciası' gibi tamamen ihmalden kaynaklanan gemi kazalarıyla gündeme geliyor.
Umarım Ekonomi Bakanlığı'nın da bu konuda devreye girmiş olması süreci hızlandırır, filomuz bir an önce yenilenir ve biz bir daha böylesi acı haberler almayız.