Bugün internet haberlerinde Ankara Feribotunda feci bir ölüme sebep olan kazayı okuduğumda artık isyan bayrağını çektim. Arka arkaya gelen deniz kazaları birşeylerin doğru çalışmadığını apacık gösteriyor. Gerçek şu ki, Türkiye’de insanın güvenliği cid
Bugün internet haberlerinde Ankara Feribotunda feci bir ölüme sebep olan kazayı okuduğumda artık isyan bayrağını çektim. Arka arkaya gelen deniz kazaları birşeylerin doğru çalışmadığını apacık gösteriyor. Gerçek şu ki, Türkiye’de insanın güvenliği ciddiye alınmiyor. Her günü kelle koltukta yaşiyoruz. Taksiye biniyorsun, emniyet kemerleri “yolcu rahat etsin” diye çıkartılmış. Ben rahat değil güvenli olmak istiyorum. Bütün otobüs şöförlerinin birçoğu Formula 1 yarışına talim yaparcasına yolcularını bir o yana bir bu yana savura savura son hızla (trafik yokken tabii) gidiyorlar. Dolmuşlar, minibüsler, özel arabalar hepsi hızlı ve kurallsız ... Deprem konusu hiç açmayalım ! Bari denizde biraz güvenliğiydik rahattık , o da bitti.
Bu duyarsızlık ne kadar devam edecek? Kaç insanımız daha ölecek? İnsana olan saygı en başta insanların hayatına değer vermekle başlar ve bu da pisipisine ölmemesi veya yaralanmaması için gerekli tedbirleri almakla başlar. Ne yazık ki bizim toplumumuz ancak kazadan sonra dövünür ama tedbirini almaz. Gelişmiş olmak insanı sadece para sahibi yapmakla değil—insana değer vermekle olur.
Artık isyan ediyorum ama neye yarar…..
Ankara feribotunda hayatını feci şekilde kaybeden vatandaşımızın ailesine baş sağlığı diliyorum ve bütün yolculara büyük geçmiş olsun diliyorum.