Beşiktaş’ın ev sahipliğini yaptığı seçkin ve zengin denizcilik mirasına, Ortaköy’e doğru biraz kuzeye yükseldiğimizde iki yeni değer eklendi. Bunlar Ortaköy’de Çırağan Sarayı yanında, eski adıyla Yüksek Denizcilik Okulu’nun tarihi binası ile bu okulun bahçesindeki İzmir yolcu gemisinin grandi direği.

Beşiktaş semtimiz İstanbul Boğazı’nda, Türk denizciliğinin gurur abidelerinin bulunduğu gözbebeği bir yer. Öncelikle deniz tarihimizin büyük ve muzaffer komutan ve kahramanlarından Hızır Hayrettin Paşa’nın (Barbaros) türbesinin burada bulunması büyük bir ayrıcalık. Onun adını taşıyan ve 1942 yılında açılışı yapılan Barbaros Anıtı’nın türbeyle komşu olması da son derece anlamlı. Benzer şekilde, Beşiktaş’ta Deniz Kuvvetlerimize ait Deniz Müzemiz neredeyse 1000 yıllık deniz tarih birikiminin kamuoyuna aktarıldığı en önemli merkezlerden biri. Yakın bir gelecekte Mustafa Kemal Atatürk’ün 13 Kasım 1918 günü güvertesi üzerinde işgal donanmasına bakarak, “Geldikleri gibi giderler” dediği Kartal istimbotunun Beşiktaş Vapur İskelesi’nin yanında yerini almasıyla, müzenin tarihi miras envanteri daha da büyüyecektir. Bu çerçevede en büyük dileğimiz, Atatürk’ün devlet yatı Savarona’nın da Dolmabahçe Sarayı yakınına getirilerek hem statik devlet yatı hem de müze gemi statüsünde tarihi görevine sonsuz kadar devam etmesi. Beşiktaş’ın tüm Türk ulusunu temsilen ev sahipliğini yaptığı söz konusu seçkin ve zengin denizcilik mirasına, Ortaköy’e doğru biraz kuzeye yükseldiğimizde iki yeni değer eklendi. Bunlar Ortaköy’de Çırağan Sarayı yanında, eski adıyla Yüksek Denizcilik Okulu’nun (bugün meslek lisesi) tarihi binası ile bu okulun bahçesindeki İzmir yolcu gemisinin grandi (kıç taraftaki) direği. Tarihi bina, Osmanlı döneminden miras Feriye Karakolu binasıdır. Ana girişinde, İbrahim Çallı tarafından iki karşılıklı duvarda resmedilmiş deniz ve gemi temalı  muhteşem yağlı boya duvar tabloları var. Bu okul, 1927-1981 arasında deniz ticaret filomuza seçin zabitler yetiştirdi. Ön bahçesinde, tam deniz kıyısında İzmir gemisi grandi, yani kıç direği bulunur. Bu görkemli  armaya sahip direk, Boğaz’dan geçiş yapan gemileri Türk denizciliği adına tüm haşmetiyle selamlar. 

SİTİMLİ BİR YOLCU VE YÜK GEMİSİ

S/S İzmir gemisi 1926-1952 yılları arasında Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletmesinde görev yaptı ve Binlerce yolcuyu Akdeniz, Karadeniz ve Avrupa hatlarında taşıdı. Ama en değerli yolcusu Mustafa Kemal Atatürk oldu. Atatürk bu gemiyi iki kez kullandı. Eser Tutel’in Seyr-i Sefain adlı kitabında 1901 Hollanda yapımı yolcu ve yük gemisi İzmir’le ilgili bazı teknik detaylar da yer alıyor. 96 birinci ve 68 ikinci mevki kamaralı, 4.875 grostonluk, 120 m boya ve 15 m genişliğe sahip İzmir, uzun yıllar hizmet görmüş ve 1954’te kadro dışı bırakılmış. Deniz Yolları’nın en mutena gemilerinden olan bu sitimli yolcu ve yük gemisi temizliği, rahatlığı, nefis yemekleri ve kusursuz servisiyle Atatürklü yılların en çok beğenilenlerinden biri olmuştu. Atatürk, ilk seferinde 14 Eylül 1928 günü İzmir vapuru ile İstanbul’dan hareket ederek önce Sinop Limanı’na uğramış ve daha  sonra Samsun’a gelmiş. Bu seyahatinde Atatürk, geminin anı defterine şu satırları yazarak memnuniyetini belirtmiş: “Seyr-i Sefain İdaresi’nin intizam ve mükemmeliyetini, her fırsatta, her yerde gördüm. Bu defa bana, İstanbul’dan Samsun’a kadar pek güzel ve rahat bir seyahat temin eden İzmir vapuru da bunun takdire şayan bir numunesidir.” Atatürk, S/S İzmir’le ikinci Karadeniz yolculuğuna 8 Haziran 1937 günü çıktı. Gemi saat 17.00’de İstanbul’dan Trabzon’a hareket etti. Ata’nın manevi kızı Sabiha Gökçen’in kendi kullandığı uçakla Boğaz’da İzmir Vapuru’nun üstünde akrobasi hareketleri yaparak Atatürk’ü uğurlaması, Atatürk’ü çok mutlu etmişti. Gemi, 10 Haziran 1937 günü 15.00’te Trabzon’a gelmiş ve 12 Haziran 1937 sabah saat 05.30’da hareketle, 13 Haziran 1937 günü İstanbul’a dönmüştür. 

GELELİM DİREĞİN ÖYKÜSÜNE

Bu öyküyü 1952-1957 yılları arasında Deniz Ticareti Mektebi’nde Dahiliye Şefi (bahriyedeki karşılığı sınıf subayı) olarak görev yapan merhum babam Halit Gürdeniz (1949 Makine) kaleme almış ve direğin ön kısmına bir plaket üstüne bu bilgileri kaydetmiş. Söz konusu plaket halen direk üzerinde korunuyor. Plaketten şunları öğreniyoruz: İzmir gemisi, 1950 senesinde Devlet Deniz Yolları ve Limanları İşletmesi Genel Müdürlüğü emrindeki ticari ömrünü  tamamlayarak  hurdaya çıkarıldı.

1955 yılında Ortaköy Beşiktaş’taki Yüksek Deniz Ticareti Mektebi Müdürü (merhum) Nejat Saner’in Haliç Tersanesi Müdürü (merhum) Nedret Utkan’a nezaket ziyaretinde bulunduğu bir gün, kendisi, MKE-(Makine Kimya Endüstrisi Kurumu)’na gönderilmek üzere rıhtımda bekletilen bu direği görmüş ve okulun bahçesine dikilmek üzere tersane müdüründen gemi direğini talep etmiştir. Talep uygun görülerek, Koca Yusuf yüzer vinci ile taşıma ve dikme işlemleri 1955 Mayıs/Haziran aylarında gerçekleştirilmiştir. Beşiktaş’ın denizcilik mirasına büyük katma değer sağlayan bu direk, son 65 yılda söz konusu tarihi semtin sembolü haline geldi. Direğin gizinde, direk boyu ile orantılı en az 5 yaprak boyutundaki Türk bayrağının usulüne uygun şekilde çekilmesi; direğe resmi ve dini bayramlarda deniz örf adetlerimize göre uygun şekilde çekilecek alay sancakları dışında başka bayrak, flama vs. çekilmemesi önem arz ediyor. Ancak bayrak ve direk donanım disiplinine zaman zaman uyulmadığını, Boğaz motoru ile okul önünden geçerken üzülerek gözlemliyorum. Bu direğin gerek bakım ve tutumu gerekse temsil ettiği tarihsel geçmiş ve değerlere saygı paralelinde kullanımı, Beşiktaş Belediyesi başta olmak üzere tüm Beşiktaş halkının sorumluluğu. Atatürk’ü taşımış İzmir gemisinin, grandi direk gizine toka edilen Türk sancağı sonsuza kadar nazlı nazlı ve gururla dalgalanmaya devam edecektir.

E. Tümamiral Cem GÜRDENİZ  18.03.2020