Ülkemizde, büyük bir bölümünün Muğla iline bağlı bölgelerde olmak üzere, 350 balık çiftliğinden 2007 yılında 140 bin ton balık ve diğer deniz ürünleri elde edilmiştir. Denizcilik sektöründe önemli bir yeri olan su ürünleri yetiştiriciliğinden yıllık 400 m
Ülkemizde, büyük bir bölümünün Muğla iline bağlı bölgelerde olmak üzere, 350 balık çiftliğinden 2007 yılında 140 bin ton balık ve diğer deniz ürünleri elde edilmiştir. Denizcilik sektöründe önemli bir yeri olan su ürünleri yetiştiriciliğinden yıllık 400 milyon doların üstünde ihracat gerçekleştirilmektedir.
Özellikle son iki yılda yatırımlarına hız veren çiftlik sahipleri, son aylarda gelecek ile ilgili belirsizlikler nedeniyle tesislerini elden çıkarma yoluna gitmişlerdir. Turizmciler, çevreciler, yerleşimciler ve bürokrasi arasında sıkışıp kalan su ürünleri üreticileri sonunda isyan ederek çiftliklerini Yunan'lı şirketlere satmaya başlamışlardır. Satılan bu tesislerin oranı, Muğla iline bağlı yerlerde %35 e kadar yükselmiştir.
Bakanlıklar arasındaki antlaşmazlık, yetki karmaşası, işbilmezlik ve ardındanda işletmeciyi bıktırıp hayatından bezdiren bürokrasi illeti sonucunda su ürünleri üreticisi böyle bir çıkmaza sürüklenmiştir. Açıkdenize taşınmak için yapılması gereken yasal işlemler yeniden sil baştan olununca ortaya büyük sıkıntılar çıkmıştır. ÇED raporunun tekrar alınması için üreticilerin iki yıla yakın bir süre uğraşıp, sekiz ayrı Bakanlık ve farklı iki resmi kurum arasındaki bürokratik engelleri sabırla aşması gerekmektedir.
Burada turizmciyle çiftlik sahiplerini karşı karşıya getirip düşman gibi gösterilmesine sebep olan ve gelişen bunca olumsuz olayların sorumlusu Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Çevre Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığıdır. Birisinin evet dediğine diğeri hayır derse arada ezilen ve ekonomik kayıplara uğrayan yine üretici olmaktadır. Beceriksizliğin ve işbilmezliğin faturasını yine çiftlik sahipleri ödüyor. Üstelik kamuoyundada denizleri kirleten tek kuruluşmuş gibi gösteriliyor.
Eğer balık çiftlikleri Devletin desteğini alıp ilgili kurumlar tarafından doğru yönlendirilmiş olsalardı bugün yaşanan sorunların hiçbirisi gündeme gelmezdi. Sorunlar altında ezilen üreticiler Ülke ekonomisi için bu kadar çok önemli olan çiftliklerini yabancılara satma yoluna gitmezlerdi. Böyle yaparak üretici tepkisini dile getirmiştir. Bu vahim bir durum karşısında ise ilgili kurumların kılı bile kıpırdamamakta ve gelişen bu olaylara seyirci kalmayı tercih etmektedirler.
Muğla milletvekili Dr. Mehmet NİL HIDIR iktidarı eleştirip gerçek suçluları açıklama yerine, büyük bir pişkinlik içinde, sanki Yunanlılara yapılan bu satışların sorumluları kendileri değilmiş gibi gazetelere demeçler vermektedir. Neymiş efendim, Yunanlılar, turizmcilerle- çiftlik sahipleri arasındaki krizi fırsat bilip balık çiftliklerini satın alıyorlarmış. Ardındanda suçlu olduklarını kabullenir gibi alınması yıllarca süren ÇED raporunun hızlandırılacağını açıklıyor. Sizler bürokrasiyi azaltıp hızlandırıncaya kadar. Ülkede satılacak balık çiftliği kalmayacak sayın Milletvekili.