Herkese merhabalar...Aslında planlarımda başka yazı bulunmasına rağmen, geçen hafta sonu yerli KLAS B AIS üreticilerinden, şu an satışta olan onaylı markanın yönetim kurulu başkanından geçen yazıma itiraz geldi. Bazı konulardaki yanlış anlaşılmaları gider

Herkese merhabalar...

Aslında planlarımda başka yazı bulunmasına rağmen, geçen hafta sonu yerli KLAS B AIS üreticilerinden, şu an satışta olan onaylı markanın yönetim kurulu başkanından geçen yazıma itiraz geldi. Bazı konulardaki yanlış anlaşılmaları gidermek için bu hafta da KLAS B AIS hakkında tekrar yazmak zorunda kaldım.

Öncelikle itiraz şekli için ilgili kuruluşa teşekkür ederim. Asabi bir şekilde gerilim ortamında konuyu vay sen haklısın , vay ben haksızım durumuna getirmek yerine, medeni olarak yazımda geçen bazı konuların kendilerine göre yanlış olduğunu ve bu konular hakkında görüşlerini bildirmek istediklerini belirttiler.

Ben de yazılarımı detaylı olarak inceleyerek mümkün olduğunca etkilerden uzak objektif yazmaya çalıştığımı,olayları her yönüyle ele almaya çalıştığımı kendilerine belirttim. Ama yine de itirazları köşemde yayınlayarak kendi görüşlerimle beraber  tekrar gündeme getireceğimi bildirdim. Yani anlayacağınız Klas B AIS’e davam...

İtiraz yazısının genel havasından anladığım kadarıyla geçen yazımda yerli üreticiye karşıymışım havası hissedilmiş bu firma tarafından. Ve açıklamaların temeline bu kırgınlık oturmuş. Öncelikle şunu belirteyim. Ben kesinlikle yerli üreticiye karşı değilim. Onlar bu işe inandılar, yatırım yaptılar ve deniz elektroniğinde yerli üretimde bir ilke imza attılar (Aselsan bir aralar deniz VHF denemişti ama sonra üretimi durdurdu. Yani bu ürün deniz elektroniğinde yerli üretim tek ürün). Geçen yazımda da bunu belirttiğimi düşünüyordum ama tekrarlayayım dedim.  Ve yine ben bunun bir başlangıç olduğunu, bu ürününün dünya piyasasında yer alacağını ve bundan sonra başka ürünlerin üretiminin de gündeme geleceğini düşünüyorum. En azından yabancı üreticilerin ortak üretim için Türkiye’yi bundan sonra daha da dikkatle inceleyeceğini zannediyorum.  Yapılan işi azımsamıyorum. Ama olayı çok boyutlu incelediğimde olaydan etkilenenlerin durumunu ortaya koymaya çalışıyorum. Yani ilk yazımda olayın tarafları olan Denizcilik Müsteşarlığına – Yerli Üretcilere – İthalatçılara ve Tüketiciye aynı uzaklıkta durmaya çalışıp sadece gördüklerimi yansıttım. Bir cihazı yaratmak hiç de kolay değildir. Buna  zaman harcayan , para harcayan insanların şevkini kırmak istemem, ama doğrudan ya da dolaylı aksaklıkların belirtilmesi gereklidir. Üstelik bu cihaz bir de satın alınması zorunlu bir cihazsa hepimiz adımlarımız dikkatli atmalıyız gerekli rekabet ortamının zamanında oluşup oluşmadığını izlemeliyiz.

Diğer bir itiraz konusu, Denizcilik Müsteşarlığının yaptığı düzenlemelerle pazarın tek firma lehine dönüştürüldüğünü ima etmiş olmamdır. Ben bu itiraza katılamıyorum. Yazımı defalarca tekrar okudum ve ben bu anlamı çıkaramadım. Ama madem yanlış anlaşıldım tekrar üstüne basa basa düzelteyim. Ben yapılan düzenlemelerin tek firmaya endeksli düzenlemeler olduğuna inanmıyorum.  Zaten şu anda 2 firmanın daha onay yolunda olduğunu yazımda açıklıkla belirtmiştim. Belki de bu günlerde gerekli onayları almışlardır. Olayın aslı şudur. Denizcilik Müsteşarlığı yaklaşan Klas B AIS zorunluluğu üzerine düşündü. Türkiye için özel şartlar gerekliliğine karar verdi. Bu durumu fırsat bilerek yerli üreticileri devreye sokarak hem ilerlemekte olan Türk Elektronik sektörünü denizcilik pazarına sokmayı hedefledi hem de bu sayede istenen özel şartların yerine getirilmesini sağlamayı amaçladı. Çünkü dünyadaki Klas B cihazı üreten diğer firmaların hepsi uluslar arası standartları baz alarak cihaz üretmektedirler. Ve bunların üretiminde sadece Türkiye için Denizcilik Müsteşarlığının istedikleri ekstra özellikleri sağlayacak değişiklikler yapmak dünya pazarına göre , pazar payının küçüklüğü nedeniyle karlı olmayacaktır. O yüzden de şu ana kadar Türkiye’de Klas B AIS ithalat müsadesi alabilecek bir yabancı marka bulunmamaktadır. Bu durumu da garipsemiyorum. Diğer bağımsız yabancı ülkelerin lokal otoriteleri nasıl özel kararlar alabiliyorsa bizim ülkemizin sorumlu otoritesi bu kararları alabilir. Ama bu kararları ilgili devlet ve özel kuruluşlara zamanında bildirmelidir. Çünkü çok değil 2007 baharında yabancı Klas B cihazlarının ithali ve satışı mümkündü. İthalat onay kuruluşu olan Telekomünikasyon Kurumu o tarihlerde haklı olarak uluslar arası standartlara sertifikalara bakarak ithal izni veriyordu. Bu sırada bazı ithalatçı firmalar stok yapıp , yurt dışı ile bağlantılar kurdular. O zamanlarda kimse ithal edilen bu ürünlerin tekne ruhsatına işlettirilemeyeceğini bilmiyordu. O zamana kadar herkes yerli üretim AIS olacağını biliyordu.Ama özel şartları bilmiyorlardı. İthalatçıların moralini bozan bu oldu. Yani olay sadece onların pazar payından pay alamaması kadar basit değil olay. Sonuçta deniz elektroniğinde yerli üretim olmadığı için ithalatçı firmalar bugüne kadar aktif olarak piyasaya hakimdiler. Onlarda bu sektörün gelişmesi için yıllardır yatırımlar yapıp personel çalıştırıyorlar.  Yani onları da anlamaya çalışıp dinlememiz lazımdır. Burada yerli üretici firmaların suçu yok dediğim gibi, zaten bu tartışmanın tarafı da olmamalılar bence.

Şimdi gelelim maliyet işine. Gelen itirazda Denizcilik Müsteşarlığının talebi olan ekstra özellikler nedeniyle cihazın ancak ticaret gemilerinde zorunlu olan SOLAS’a uygun KLAS A AIS ile karşılaştırılabileceği belirtilmiş. Ben geçmiş yazımda Türkiye’de üretilen KLAS B cihazının fiyatının ithal KLAS B’lerden daha fazla olduğunu belirttim. Çünkü tüketici ve ithalatçılar bunu düşünüyor. Tüketici cebinden çıkan paraya bakıyor. Bu ekstra özelliklerin yurt dışı firmalar tarafından kaça mal olacağını da bilemiyorum.Çünkü elimizde bu konu ile ilgili veri yok. Ama ben  fiyatın KLAS A AIS ile karşılaştırılmasına karşıyım. Çünkü KLAS A AIS farklı bir cihaz.  Bu durumda ancak bir yabancı firma Türkiye şartlarına uygun cihaz üretmeye karar verirse karşılaştırma olanağı bulacağız demektir. Maliyetin Denizcilik Müsteşarlığının başlangıçta düşündüğü rakamdan yüksek olduğunu da belirtmiştim. Bu konuda ilgili firma Dolar – EURO paritesinin yükselmesi nedeniyle böyle bir farkın oluştuğunu bildirmiştir.
 
Yerli üretim bu cihazların dış pazarda da ilgi gördüğünü biliyorum. Ve yazımın başlangıcında da belirttiğim gibi umarım bu deniz elektroniği piyasasında Türkiye’nin yer almasına sebep olacak gelişme olur.

Aşağıda bana gelen itiraz metnini bulabilirsiniz. Bu yazıdaki önemli bulduğum ana hatlara ait düşüncelerimi bildirmeye çalıştım. Sonuç olarak şunu belirteyim. Bu cihaz belirli bir tarihte takılması zorunlu bir cihaz. Tüketici bu yüzden cebinden çıkacak paranın en az olmasına çalışıyor. O cihazın çok özellikli ya da daha az özellikli olmasıyla ilgilenmiyor.  Şu anda alabileceği tek marka olmasından da rahatsız. Bu marka ne kadar zamanında hazırlık yapıp iyi hizmet vermeye çalışsa da tüketici bunu deneyebileceği başka bir seçenek her zaman için ister. Bahsetmeye çalıştığım karışıklık budur.


-----------------------

Kayhan Bey Merhabalar,
 
Ilgili yazinizda gercegi yansitmadigi gorusunde oldugumuz husular ile ilgili ozet aciklamalarimiz asagidadir.
 
(bu yazi metni sadece size ozet bilgi/aciklama aktarmak amacli yazilmistir)
 
Herbiri hakkinda talep etmeniz durumunda cok daha detayli bilgi vermeye hazir oldugumuzu da bilmenizi isteriz:
 
1-Bilindigi gibi dunyada SOLAS’a tabi gemiler Klas-A, ulusal sularda sefer yapan gemiler de Klas-B CS olarak tanimlanan turde AIS Transponder kullanmaktadir.
2-Oysa ulkemiz kosullarinda dunyada Klas-B CS olarak satilan/kullanilan AIS Transponder’in birebir kullaniliyor olmasi mumkun degildir.
3-Bunun en temel sebeplerinden birisi standart Klas-B CS ‘in 2W olana yayin gucunun,  bu gemilerin bizim Marmara denizimizin tamaminda izlenebilmesi icin yeterli olmamasidir.
4-Denizcilik Mustesarligimiz, Ulusal AIS Uygulamasi icin, cikis yayin gucunun  adaptif olarak ( 2W/12,5W) ayarlanmasi ve benzeri toplam 10 adet ilave Ulusal Fonksiyonu sart kosmustur.
5-Bu ozelliklerin ne oldugu nasil uygulanacagi gayet detayli bir sekilde D.M. tarafindan tum yerli uretici adaylari ve ithalatcilara verilmistir.
6-Sonucta ulkemizdeki ulusal uygulama icin, belirtilen teknik ozellikleri saglayan tum yerli ve yabanci ureticiler tedarikci olabilecektir.
7-Ulusal ozelliklerin uygulandigi Klas-B CS Transponder ile yurtdisinda satilan standat sistem arasinda gerek donanim gerekse yazilim olarak yaklasik 3 kat farklilik (ilave vardir)
8-Bu ilave  (Ulusal) ozellikler ekteki dokumanda bilgilerinize sunulmaktadir.
9-Dolayisiyla hali hazirda pazarin tek bir firma lehine  kapali oldugu bilgisi kesinlikle dogru degildir. Bizim disimizda iki yerli firma daha kendi sistemlerinin uygunluk belgesi icin D.M.’ye basvurmustur.
10-Ithalatci firmalar ise Ulusal Fonksiyonlarin tamamen iptal edilerek yurtidisindaki standart Klas-B CS sistemini burada satabilmek istemektedir. Bu ise D.M. tarafindan yaklasik 2 yil once, gerek yukarida belirtilen, gerek ekteki dokumanda aciklanan nedenler ve gerekse de ulkemizin cok ozel kosullari tarafindan reddedilmistir. Ithalatci firmalarin kendi urunlerini satmak icin yapmalari gereken tek sey sadece kendi ureticilerinin gayet net belirlenmis olan bu ulusal fonksiyonlarin ilave edilmesini saglamak olacaktir.
11-Ulusal ozellikleri iceren Klas-B CS cihazi teknik ozellikleri dolayisiyla sadece Klas-A Transponderlar ile karsilastirilabilir. En azindan kendi urunumuz icin soyleyebiliriz ki, belirlenen son kullanici fiyatimiz (€985) Klas-A  cihazlarin  ortalama €3000 olan fiyatinin ucte biridir.  Bu cihazi dunyadaki benzer orneklerinden daha pahali oldugu kesinlikle gercek disidir,
12-Cihazlarin istenen zamanda yetismemesi de gercek degildir, 500’e yakin  ulusal ozelliklere sahip ve tum ulusal-uluslararasi sertifaksyonlarini tamamlamis Klas-B CS cihazi Ocak-2008 ayindan bu yana ulusal sularimizda seyreden gemilerde kullanilmaktadir.
13-Urunun satis fiyati sayin bakanimiz tarafindan 2005 yilinda (euro-dolar paritesi birbirlerine esit iken)  USD1000  olarak talep edilmisti, gecen iki-uc yillik sure icinde tum girdilerin euro cinsinden olmasi ve euro-dolar kurundaki ciddi degisim dolayisiyla, USD1000 degil ama €1000’in  altinda tutulmus ve belirtilen mucbir degisiklik disinda verilen soz yerine getirilmistir. Ayrica yukarida beliritildigi gibi benzer bir cihazin dunyanin hicbiryerinde daha ucuza satilmadigi hatta satilamayacagindan eminiz, aksi goruste olanlarin ise mufteri durumuna dusmemeleri icin  bu iddialarini ispatlamalarini beklemekteyiz.
14-Cihazimizin montaj agirlikli oldugu da tamamen gercek disidir, urunumuzun yerli katki orani 80% ‘in uzerindedir (ispata haziriz)
15-Son olarak yukarida bahsedilen Ulusal Ozellikler, Dunya Denizcilik Orgutu ( IMO’ ‘nun iki hafta once, Londra’daki  toplantisinda tum dunya delegasyonlarina sunulmus, aralarinda Amerikan Sahil Guvenlik ( USGS) ‘de dahil olma uzere pek cok ulke tarafindan cok buyuk ilgi gormus, kendi ulkelerindeki cogu sorunu giderecegi dusuncesi ile yakin incelemeye alinmistir.
 
Yani, bizler son 3 yil icinde 700 adam/ay uzerinde Ar-Ge yaparak, yaptigimiz Ar-Ge’yi de tamamen ozkaynaklarimizdan karsilayarak, ulkemizin ilk yerli deniz elektronigi ureticisi olmus, ustelik hayata gecirilen uygulama ile dunyadaki en kapsamli ve en yaygin AIS Klas-B orneginin gerceklestirilmesine katkida bulunmus durumdayiz.
 
Beklentimiz elbetteki sektorun bizi (ve bizle birlikte bu pazara giren tum yerli ureticileri) bagrina basmasidir.
 
Bu urunler yerli gelistilmemis olsaydi, benzer cihazlarin  mevcut durumdakinin en az 3 ya da 4 kati fazla bedel ile ithalatci firmalar tarafindan satisa sunulacagi aciktir.
 
Burada  hicbir katma degerleri olmadigi icin kendilerini kaybeden tarafta goren ithalatci firmalari bile anlayisla karsilayip cok buyuk kismi ile bayilik gorusmeleri gecmiste yapilmistir.
Ancak hepsinin yaklasimi bu cihazin satilmasi gerekenin en az 60% daha ucuz satildigi, belli bayi marjlari saglanmaz ise bizle birlikte calisamayacaklari yonunde olmustur.
Dolayisiyla onlarin yuksek bayi marjlarindan taviz vermek istememeleri, bizi de kendi bayilik yapilanmamizi sifirdan kurmak zorunda birakmistir.
 
Bizler ortada hicbir karmasa olmadigi tam tersine gurur duyulmasi gereken bir tablo oldugu, ithalatci firmalarin ticari kayiplarindan dolayi memnuniyetsizlikleri disinda herhangi sikayet sozkonusu olmadigi dusuncesindeyiz.
 
Ilk uygun zamaninizda size gerek bu konuda gerekse diger calismalarimiz hakkinda bilgi sunmaktan mutluluk duyacagiz.
 
Saygilarimizla,