Değerli dostumuz Kayhan Cindemir ne zaman “WhatsApp’ına baktın mı?" Dediğinde enteresan bir haber veya anı paylaştığını anlıyorum.

Değerli dostumuz Kayhan Cindemir ne zaman “WhatsApp’ına baktın mı?" Dediğinde enteresan bir haber veya anı paylaştığını anlıyorum.
Bu sefer de, Eminönü’ndeki meşhur Balık Ekmekçilerin hikayesini paylaştı. Zannediyorum aramızdan Eminönü’nde bu tadı tatmayanların sayısı azdır.
Şimdi hikâyeyi Kayhan Cindemir’den kaleminden sizlerle paylaşıyorum.
İyi okumalar😊
İlker MEŞE

60-70’li yıllarda, kayıklarda pişirilip satılan balık-ekmekler.
Balık -Ekmek 75 Kuruş

“Ne zaman (Balık ekmek)lafını duysam veya fotosunu görsem hemen yukarıdaki manzara aklıma gelir. Hem içim acır ,hem de gülerim.

Bu işin arka planını aslında çok az kişi bilir. Onlardan biride benim. Çünkü bizim yanımızda hazırlarlardı.
Balıkçı tekneler, Marmara’dan topladıkları yavru köpek balıklarını Azapkapı’da eski balık haline getirirler, orada açık artırmaya bile sokmadan Balık-Ekmekçilere satarlardı. Cüzi bir paraya satın alıkları yavru köpek balıklarını, balık halinin biraz yakınında, karadan dışarıya kapalı olan, bizim tamir teknelerinin yanlarına getirir, orada operasyona başlarlardı.

Fileto halinde parçalara ayırırlar, Haliç’in suyu ile yıkarlar, artan parçaları da atıp, Sirkeci Vapur İskelelerinin olduğu satış yerlerine giderlerdi. Kayık içindeki ocağı yakıp yağı kızdırırlar, sonra da filetoları nar gibi kızarması için önce yumurtaya, sonrada una bulayıp kızgın yağda pişirip bağıra bağıra satarlardı.

“Balık-Ekmek 75 kuruş.”

Bu kayıkların yanlarında mutlaka sucu, turşucu ve tatlıcılar bulunurdu. Malum, turşu ve tatlı olmadan balık olmaz.

Sonuçta ,satıcılar memnun, müşteriler memnun olur, bize de afiyetler olsun, bereketli olsun demek düşerdi.”