Kabotaj hakkının Türk bayrağına ve ulusuna verildiği tarih olan “1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın 92 inci yıldönümünün ülkemiz ve tüm denizcilerimize hayırlı olmasını diliyorum. Deniz gücü sadece donanmadan ibaret olmayıp, ticaret filosu, gemi inşa sanayisi ve limancılık faaliyetleri ile bir bütün olduğunun ilk kez kanun düzeyinde bir devlet stratejisiyle teşvik edilmesinin de yıldönümüdür.
Ülkeler arasındaki ilişkiler ve olayların gelişmesi incelendiğinde, denizcilik faaliyetlerini ilgilendiren pek çok olay ile karşılaşırız. Bunun sebebinin gelişen teknolojinin artırdığı ticaretin küreselleşmesi ve dünya ticaretinin %95 oranında deniz yoluyla gerçekleştirilmesidir. Deniz taşımacılığının demiryolu taşımacılığından 3,5 kat, kara taşımacılığından ise 7 kat daha ucuz olduğu düşünülürse deniz taşımacılığına ne kadar önem verilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.
1 Temmuz 1926 tarihinde yürürlüğe giren Kabotaj Kanunu, “Türkiye limanları ve sahilleri arasındaki yük ve yolcu taşıması ile kılavuzluk ve römorkör hizmetlerinin bundan böyle, Türk vatandaşları ile Türk bayrağı taşıyan gemilerle yapılacağı” belirtilmiş ve yaklaşık 350 yıldır süre gelen yabancılara verilen imtiyazlar sona erdirilmiştir. Bu kanun ile, sadece bağımsızlığımız ve denizlerimizdeki hükümranlık haklarımız perçinlenmemiş, aynı zamanda denizciliğimizin gelişmesi için de bir dönüm noktası olmuştur.
Dünyanın en büyük deniz ticaret filosuna sahip Yunanistan’ın yanı sıra İtalya ve İspanya gibi denizci ülkelerin, AB’ne girişte kabotaj hakkı konusunda azami süre muafiyet uygulayarak, kabotaj haklarını kendi tekellerinde tutmuş olup, bu davranışın kabotaj hakkının ne kadar önemli olduğunun da bir göstergesidir.Dünyanın en liberal ekonomisine sahip olduğu iddiasında olan ABD dahi ülkesinde “Jones Act” adı altında AB’de uygulananın da ötesinde bir korumacılık ile kendi ülkesinde inşa edilmemiş gemiye ABD bayrağı çekilmesine ve karasularında çalışmasına izin vermemektedir.Daha da öteye giderek Jones Act kapsamında olmasa bile ülkesinde bazı liman tesislerinin ortadoğu menşeli bir şirkete satılmasına devlet blokaj koymuştur! Bu bilgiler ışığında ülkemiz; Asya ile Avrupa arasında köprü vazifesi gören, Karadeniz, Ege ve Akdeniz gibi stratejik öneme sahip denizlerle çevrilidir. Bu denizleri birleştiren iki önemli su yoluna ve bir iç denize sahip olması, tarih boyunca bunların çevresinde yaşamış çeşitli uygarlıkları barındıran jeostratejik konumu gereği günümüz dünyasında önemi daha da artan bir ülke konumundadır. Son yıllarda sınırlarımızda, deniz kıta sahanlıkları ve münhasır ekonomik alanlarda yaşanan hadiseler de konunun kritikliğinin anlaşılması bakımından önemlidir. Unutulmamalıdır ki, üzerinde yaşadığımız coğrafya denizci olmayan devletler ile sırtını denize dönen milletleri asla affetmemiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; Piri Reisi, Barbaros Hayrettin Paşayı, Piyale Paşayı, Kılıç Ali Paşayı, Oruç Reisi, Emir Çaka Beyi, Turgut Reisi ve daha nice Türk denizci şehit ve gazilerimizi saygı ile anıyor, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj bayramımızın ülkemizde daim olmasını temenni ediyorum.