Alternatif Deniz Turizminde Yeni Eğilimler; Dünya’da ve Türkiye’de Sivil Denizaltı Faaliyetleri Üzerine bir İnceleme 

                                                                                       (I) 

Ülkemizin sahip olduğu coğrafi konumundan, doğasından ve ikliminden kaynaklı avantaj, deniz turizmine olan talebi ülkemiz lehine arttırmaktadır. Katma değeri yüksek turizm aktivitelerinden biri olan deniz turizmi, son yıllarda hızlı bir gelişme göstermiştir. Deniz turizminin, mevcut potansiyeli dikkate alındığında, Türkiye’nin yeterli payı alamadığı gözlemlenmektedir.  

Bu makalede, deniz turizmi içerisinde Türkiye’de yeni ve ilk olarak ortaya çıkan turistik sivil denizaltı faaliyeti ve Nemo Primero denizaltısı örneği incelenmiştir. Dünya’da, az sayıda ülkede yapılan bu faaliyetin, geliştirilerek yaygınlaştırılması ve karşılaşılan sorunlara çözümler aranması amaçlanmıştır. 

1. Deniz Turizmi 

Deniz Turizmi; Denizde, deniz araçları ile yapılan turizm amaçlı meslek faaliyetleri ile onu doğrudan destekleyen diğer meslek faaliyetleri olarak tanımlanmaktadır. Deniz turizmi dinamik yapısına bağlı olarak, turizm gelirleri ve istihdama olan katkısı bakımından turizm endüstrisi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Deniz turizminin, toplam turizm geliri içerisindeki payı yüzde 20’ye ulaşmış bulunmaktadır. Deniz turizmi, çeşitliliği ve eklenen yeni aktivitelerle (kruvaziyer, dalış, yat, elektrikli sörf ve fly board vb) her geçen gün büyümekte, ülke ekonomisine döviz girdisi sağlayarak yeni istihdam alanları oluşturmakta ve  ekonomiye katkı sağlamaktadır. 

Deniz turizmi bileşenleri içerisinde, birden fazla tesis ve aktivite bulunmaktadır. Söz konusu bileşenler, kıyı ve deniz temelli bileşenler ana başlığı altında sınıflandırılmaktadır. Kıyı temelli olanlar, kıyı tesislerinde ve kıyıda yapılan faaliyetleri, deniz temelli olanlar ise denizin üstünde ve altında yapılan faaliyet ve aktiviteleri kapsamaktadır. 

Deniz turizminin en önemli bileşeni deniz turistleridir. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) deniz turistlerini; Seyahat eden, gittiği yerde bir yıldan az kalan ve geceleyen, istihdam dışı bireylerin aktivitelerini denizde, deniz kıyısında ve deniz çevresindeki tesis ve işletmelerde gerçekleştiriyorsa, deniz turisti olarak tanımlamaktadır. 

Deniz turizmi faaliyeti, turizm işletmeleri ve deniz turizmi araçları ile icra edilmektedir. Deniz turizmi işletmeleri kruvaziyer limanlar, yat limanları, rıhtım ve çekek yerleri ile diğer tesisler olarak tanımlanmaktadır. Deniz turizmi araçları ise kruvaziyer gemileri, yatlar, günübirlik gezi tekneleri, dalış turizmi ve suüstü aktivitelerinin yapıldığı deniz araçları ile diğer deniz turizmi araçları (yüzer otel ve özel deniz turizm araçları) olarak tanımlanmış bulunmaktadır. 

Deniz turizmi, insanların eğlenmek için ikamet ettikleri yerlerden seyahat ederek bir denizel çevreye varmaları, odaklanmaları ve ağırlanmalarıdır. Bu anlamda denizel çevre, tuzlu suların kıyı ve kenarlarında gel-git etkisi altında olan yerler olarak tanımlanır. Yüksek kârlılığı bulunan deniz turizmi sektörü, iletişim ve ulaşım imkânlarının çeşitlenmesi ve gelişimi ile büyük bir potansiyel haline gelmiştir. 

Deniz turizmi, çok çeşitli aktiviteleri kapsamakla birlikte en baskın olanı yelkenle ve yatla yapılan seyirdir. Diğer suüstü aktiviteler ile deniz sporları ve tüplü dalışlardır. Sualtı aktiviteleri; Su kayağı, rüzgâr sörfü, deniz parkları, sualtı faunasının izlenmesi gibi turizm etkinliklerinin büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Deniz destek tesisleri ve altyapıları genellikle karada bulunur. Kıyı turizmi, daha çok deniz turizmi ile yakından ilgili olup kıyı sularında yapılan faaliyetleri kapsamaktadır. Kıyı turizmine yüzme, eğlence, güneşlenme ve kıyı yürüyüşleri örnek olarak gösterilebilir. Turizmde bina inşaatları, teknelerin kullanımı ile kara kaynaklı kirliliğin neden olduğu çevresel bozulmalar, söz konusu faaliyetleri olumsuz yönde etkilemektedir. 

Deniz turizmi, turizm aktivitelerinin deniz tabanlı ticari bir faaliyet alanıdır. Denizle alâkalı her turizm faaliyeti deniz turizmi kapsamına girmemekle birlikte, tatil amacıyla gerçekleştirilen deniz yolu seyahatleri, deniz turizmi kavramının içinde yer almaktadır. Deniz turizmi faaliyeti mekânsal farklılıklara (bölge ya da ülke) bağlı olarak, değişen ürün yelpazesiyle deniz turistlerine çeşitli imkânlar sunmaktadır. Balina ve yunus izleme turları, çeşitli dalış turları, yelken turları, balık avlama turları, spor amaçlı turlar ve arkeolojik turlar örnek olarak verilebilir.  

Deniz turizmi talebinin sürekliliğini sağlayan ana etken, eğlence ve dinlenme bazlı bir hizmetin beraberinde, katılımcıların memnuniyeti çerçevesinde çok fazla alternatifi sunabiliyor olmasıdır. Deniz turizmi, diğer turizm faaliyetlerini ikame edici özelliğe sahip olmadığı gibi, özellikle destekleyici ve tamamlayıcı bir faaliyet alanıdır. Bölgesel gelişmeye doğrudan etki ederken ulaştırma, alış veriş, konaklama, lokantalar ve benzeri iş kollarını da destekleyerek ekonomiye doğrudan ve dolaylı bir şekilde katkıda bulunmaktadır. Deniz turizminin gelişen yapısı, insanların denizden faydalanma imkânlarını arttırmış ve çeşitlendirmiştir. Daha önceleri seçkin bir kitlenin spor, eğlence ve dinlenme aracı olarak kabul edilen yatçılık, uluslararası turizm aksiyonlarının önemli bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizde sadece ürünün çeşitlendirilmesi değil, bu çeşitlendirme ile birlikte kaliteli deniz turizmi hizmet alanlarının geliştirilmesi gerekmektedir. Turistlerin, bir destinasyonun kalite ve çekiciliğine dair algılamaları, onların seyahat karar ve motivasyonlarını etkileyecek faktörlerin başında gelmektedir. 

1.1. Deniz Turizmi Tarihi  

Dünya’da deniz turizmi; 1700’lerde İngiliz bir hekimin yazdığı kitapta, deniz banyosunun sağlık için gerekli olduğu hakkındaki savı ile başlamış ve Avrupa’da yayılan bu hareket daha sonra sağlığın ötesine geçerek, keyfi yapılan gezi ve seyahatlere dönüşmüştür. 

Deniz turizminin tarihi, insanlık tarihi kadar eskiye dayanmaktadır. Boş zamanları değerlendirmek üzere, deniz ve kıyı alanlarında yapılan sağlıklı olmayı, dinlenmeyi amaçlayan faaliyet ve seyahatler deniz turizminin kapsamı dâhilindedir. 18. Yüzyılda, Avrupalı seçkinler çocuklarını hem eğitim almak, hem de gittikleri yerlerin doğal ve kültürel özelliklerini öğrenmeleri için değişik ülkelere göndermişlerdir. Daha sonra bu seyahatler toplumlarda yaygınlaşmaya başlamış ve çeşitlenerek günümüze kadar gelmiştir.  

Başka bir görüşe göre ise; Deniz turizmi tarihinde, deniz yollarının turizm faaliyetlerinde kullanılması 19. yüzyılın ikinci yarısında başlamıştır. İngiltere’de bir turizm işletmecisi olan Thomas Cook, 1866 yılında bir turist grubu oluşturarak, turistik amaçla ilk olarak İngiltere’den Amerika’ya yandan çarklı bir gemiyle seyahat düzenlemiştir. Buharlı gemi ve tren gibi ulaşım araçlarının kullanılmaya başlaması ile benzer seyahatler daha da artmış ve 19. yüzyıl sona ermeden iktisadi bir etkinlik haline gelmiştir. Turizm tarihi açısından, 19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde yaşanan diğer önemli bir olay da Amerikalı turistlerin atalarının topraklarını ve Avrupa’yı keşfetmeye başlamalarıdır. 

Birleşmiş Milletler 2017 yılını, “kalkınma için sürdürülebilir uluslararası turizm yılı” olarak kabul etmiştir. Dünya Turizm Örgütü tarafından Temmuz 2018’de, (UNWTO) Birleşmiş Milletler’e (UNGA) “Yoksulluğu ortadan kaldırmak ve çevre koruma için, ekoturizm de dâhil olmak üzere sürdürülebilir bir turizmi teşvik etme” raporu sunulmuştur.  

Rapor, 2016’dan bu yana yapılan sürdürülebilir turizm politikalarındaki ilerlemeleri içermekte ve ekoturizm de dâhil olmak üzere, sürdürülebilir turizmi teşvik için yoksullukla mücadele ve sürdürülebilir kalkınmayı ekonomik, sosyal ve çevresel bir dengede bütünsel bir biçimde ele almaktadır. 

1.2. Mavi Ekonomi 

Mavi ekonomi, ekosisteme dayalı bir ekonomik kalkınma paradigması prensibidir. Bu anlayış okyanusları mekânsal planlamanın bütünleştiği geliştirme alanlarını koruma, sürdürülebilir kullanımın sağlanması, petrol ve maden zenginliği ekstraksiyonu, biyoprospektif, sürdürülebilir enerji üretimi ve deniz taşımacılığı şeklinde kavramsallaştırmaktadır.  

Dünya’nın, dörtte üçüne yakın bir bölümünü oluşturan okyanus ve denizler karbon salınımını bertaraf etmekte ve oksijen ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamak suretiyle ekosistemi düzenlemektedir. Mavi ekonomi kavramı, deniz ve okyanuslardaki potansiyel kaynakların tahrip edilmeden korunması ve deniz çevresinin kirlenmesinin önlenmesine dayalı olarak, deniz ticareti ve taşımacılığı ile deniz turizminin sürdürülebilirlik temeline dayanmaktadır. Mavi ekonomi, Dünya’da ekonomik büyüme ve yoksulluğun azaltılması açısından da önem arz etmektedir. Örneğin, deniz turizmi ve ekosistem açısından büyük öneme sahip, mercan resiflerinin iklim değişikliği nedeni ile tehdit altında bulunması gibi. 

Turizm, Dünya ekonomisinde en hızlı büyüyen sektörler arasında olup küresel ekonomide önemli rol oynamaktadır. Faaliyet, iş yaratma, ihracat geliri ve yerli katma değer ile ekonomiye doğrudan katkı sağlamaktadır. Turizm geliri, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bölgesinde ortalama Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH)’nın % 4.1’i, istihdamın % 5.9’u ve hizmet ihracatının ise % 21.3’ ünü oluşturmaktadır. Beklenen büyüme öngörüleri ve belirgin fırsatlara rağmen turizm, özellikle bir dizi zorlukla karşı karşıyadır. Bunlar, turizm politikası geliştirmenin karmaşıklığı, parçalı yapısı ve rekabet eden politika öncelikleri nedeniyle bütçe kısıtlamaları, makroekonomik koşullar, döviz kurları, güvenlik ve doğal afetler gibi dış faktörlerin turizm üzerindeki etkileridir. Gelişen teknolojiler ve ekonominin dijitalleşmesi nedeniyle turizm sektörü de sürekli değişim ve dönüşüm içerisindedir. Turizm politikası, sürdürülebilir kalkınma hedefi kapsamında geniş paydaş katılımı sağlanarak inşa edildiğinde, istihdama doğrudan ve dolaylı katkısı nedeniyle daha kapsayıcı bir şekilde büyüyecektir.  

2. Denizaltı Faaliyetleri için Saha Analizi ve Operasyon Gereklilikleri  

Dünya çapında, yüzlerce denizaltı işletim sahaları mevcuttur. Bununla birlikte, herhangi bir turistik sivil denizaltı operasyonuna başlanmadan önce, kapsamlı bir saha analizi her zaman gereklidir. Saha fizibilite analizi, aşağıdaki kategorilerde belirtilen faktörlerin uygunluğu göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. 

  • Dalış alanı kalitesi (örneğin görünürlük, derinlik, özellikler)  

  • Dalış lojistiği   

  • Onarım tesisleri  

  • Bakım ve taşıma tesisleri  

  • Fırtına sığınak planı  

  • Yolcu tesisleri  

  • Pazar profili ve ziyaretçi demografisi  

  • Denizcilik hukuku  

  • Çevresel izinler  

  • Yasak sahalar 

  • Acil durum planlamaları 

  • Personel Yeterlikleri 

  • Uzun vadeli büyüme potansiyeli  

2.1. Denizaltı Faaliyeti ve İşletmesi 

Günlük 5-6 sefer olarak planlanan dalış, gün doğumu ve gün batımı arasında gerçekleştirilmektedir. Uygun ortam olması halinde gece dalışı da icra edebilmektedir. Potansiyel yolcular, oteller ve benzeri diğer yerlerden rehberlerin tanıtımı ile toplanmakta ve biletler ise turizm acenteleri tarafından satılmaktadır.  

Turistik bir denizaltı işletmesinin kurulmasında sermaye harcamaları önemlidir. Daha büyük turistik denizaltı işletmelerinin birçoğu birkaç ortak girişimci tarafından kurulurken, küçük işletmeler bağımsız olarak hareket etmektedir. 

2.2. Denizaltı Dalış Bölgesi ve Dalış İzni 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nca, izin verilen/tahsis edilen dalış sahası deniz trafiğine kapatılmakta, Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı’nca da denizcilere yasak saha  ilan edilerek, deniz haritalarına işlenmek suretiyle seyir emniyeti sağlanmaktadır. Mevcut düzenlemelere göre dalış öncesinde, Liman Başkanlığı’ndan dalış izni alınmaktadır. 

2.3. Denizaltı Operasyonu İçin Gerekli Ekipman ve Alt Yapı  

Denizaltı, operasyonun sahip olduğu teknolojik açıdan en gelişmiş ve önemli bir ekipman parçasıdır. Denizaltı ve destek ekipmanına ek olarak, dalış bölgesinin mesafesi göz önünde bulundurulmak suretiyle operatörün, denizaltı yolcu kapasitesinin iki katı yolcu taşıyabilen rahat bir yolcu transfer teknesine ihtiyacı olacaktır. Ayrıca, bölge şartlarına uygun küçük bir tekne de sualtı telefonu aracılığıyla denizaltı ile temas etmek, dalış sahası emniyetini korumak ve ihtiyaç halinde transfer yapmak üzere hazır bulundurulacaktır. Bu teknede, su üstü zabiti bulunacak ve zabit, dalışa tahsisli alanda deniz trafiği ve seyir emniyetini sağlayacaktır. Bilet satış alanı için bir yolcu servis iskelesi ve isteğe bağlı olarak da, bir hediyelik eşya dükkânı kıyı tesisi gereksiniminin bir parçasıdır. Hava kompresörünü, akü şarj cihazlarını, yedek parçaları ve bakım atölyesini barındıran bir bina veya konteyner, denizaltı rıhtımına bitişik olmalıdır. Geceleri, denizaltı bakım ekibi pilleri sekiz saate kadar şarj edecek, yüksek basınçlı hava tanklarını, oksijen tüplerini ve karbondioksitten arındırma bileşiğini yeniden değiştirecektir. 

Denizaltılar, yılda bir kez olmak üzere 30 ila 50 günlük bir süre zarfında karada bakımları yapılarak, denizcilik otoriteleri/yetkilileri tarafından dalışa uygunluk muayenesinden geçirilmektedir. 

Personel gereksinimleri, konum ve dalış programına göre değişmektedir. 9 saatlik bir vardiyada çalışan tek bir ekip ile günde 6 dalış yapabilir. Denizaltı günlük dalışlarına ilaveten gece iki dalış daha yapabilir. Bu nedenle, günde iki vardiya yapabilecek sayıda mürettebat gerekecektir. Genel olarak, günlük bir vardiya operasyon senaryosu için personel gereksinimi 11 kişidir. Buna ek olarak, operasyonun etkin bir şekilde icra edilmesi için yeterli idari ve pazarlama personeli bulunmalıdır. 

Turistik denizaltı operasyonları için ideal olarak, dalış sahasındaki sualtında ortalama 5 metreyi aşan bir görünürlük ile çevresinde deniz canlısı yaşamına sahip olmalı ve dalış süresi minimum 45 dakika, maksimum bir saatlik bir süreyi kapsamalıdır. Uygun bir çalışma alanı/yeri seçilmesi halinde, turistik denizaltı faaliyetleri başarılı olmaktadır. İşletmeler, bu nedenle deniz dibi görüşü net olan ve deniz canlıları yaşamına uygun tropik bölgeleri tercih etmektedir. 

Yeni dalış sahaları için, gerekli izinler alınarak yapay resifler, servis dışı gemiler veya uçaklar ile diğer resifler deniz yaşamını canlandırmak ve müşterileri eğlendirmek için deniz tabanına yerleştirilebilir. 

3. Mark III Tipi Denizaltı Teknik Özellikleri ve Deniz Emniyeti  

Mark tipi denizaltılar 18.60 m uzunluğunda, 4 m genişliğinde ve 6.5 m yüksekliğindedir. Havadaki toplam ağırlığı 106 ton, maksimum dalış derinliği ise 90 m olup yolcu kapasitesi mürettebat  hariç 46 kişidir. Geniş görünüm alanı olan (800 mm çap), her iki tarafta 11 adet olmak üzere 22 adet seyir camı ile başta ve kıçta 2 adet çok geniş vitrinli (1600 mm çap) kaptan seyir kokpiti bulunmaktadır. Dışarıdan şarj edilebilen elektrik tahrikli 6 x 15 kw motorları bulunmaktadır. Akülerin/pillerin tam şarjından sonra 6-7 sefer yapabilmektedir. Akülerin şarjında 380 volt elektrik kullanılmakta ve şarjı, karada özel konteynerinde bulunan evireçler yardımıyla yapılmaktadır. Akü şarjı, yaklaşık 5-8 saatlik bir süre zarfında tamamlanmaktadır. Dalış için yeterli miktarda oksijen, su sarnıcı ve hava tankları ile karbondioksit emicileri mevcuttur.LS 250 olarak da adlandırılan Mark II, Finlandiya’da inşa edilen ilk turistik denizaltıdır. 

Mark II’ler ilk olarak 1987 yılında İspanya ve Kore’ye teslim edilmiştir. 

Mark II serisinden edinilen deneyim, bir denizaltı için neyin gerekli olduğuna dair bilgiyi geliştirmiş ve geminin tamamen yeniden tasarlanmasına yol açmıştır. Kilit nokta, denizaltının turizm faaliyetlerini daha iyi karşılaması, daha güvenilir olması, daha kolay bakım yapılması ve daha ekonomik olmasıdır. Mark III’ler ise, güvenilirliliği kanıtlanmış bir sicili ile mükemmel bir denizaltıdır. Ancak, günde 45 dakikalık 7-10 dalış için tasarlanan batarya kapasitesinin, fazla sayıda operasyon için küçük olduğu ortaya çıkmıştır. Batarya, iklimlendirme kapasitesinin arttırılmasına da izin vermemiştir. Bu nedenle, Mark IV’ün daha büyük pillerle donatılmış gelişimi 1992 yılının başlarında başladı ve teknoloji hızla geliştikçe, yeni denizaltı nesline Mark IV adı verildi. Akü kapasitesi Mark III’ün 3 katı olduğundan, tüm gün, dalış için bol miktarda depo edilen enerji kullanılabilmekte ve gün boyu planlanan tüm dalışlara yeterli gelmektedir. Daha sonra geliştirilen Mark V denizaltı serisi, 35, 50 ve 65 yolcu kapasitedeki dalışlara uygun üç gövde boyutuna sahiptir. 

Resim 3.1. Mark III tipi Denizaltı Planı (Yavuzyiğit Organizasyon Ltd., 15.07.2019, kişisel yazışma) 

Resim 3.1’de planı görülen Mark-III tipi sivil denizaltı, geliştirilerek akülerinin şarj dayanaklılık süresi uzatılmış, iç donanımı ve işletim sistemleri yenilenerek Mark-IV tipi yeni  versiyon denizaltılar üretilmiştir. Söz konusu denizaltıların geliştirilen en son tipi Mark V serisidir. 

Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dergisi 

Yıl: 2019, Cilt: 1, Sayı: 1-2, ss. 83-105