“Dünyanın Ucundaki Fener”, orijinal adı ile “Le Phare du Bout du Monde” Jules Verne’nin hayatının son senelerine sığdırdığı yapıtlarından birisidir.

“Dünyanın Ucundaki Fener”, orijinal adı ile “Le Phare du Bout du Monde” Jules Verne’nin hayatının son senelerine sığdırdığı yapıtlarından birisidir. Orijinal dili Fransızca olan roman, Verne’nin ölümünden sonra 1905 yılında oğlu Michel Verne tarafından yayınlanmıştır. Türkiye’de farklı yayınevlerinden birçok baskısı bulunan kitabın “Kahraman Fenerciler” adında da baskıları mevcuttur. 

1905 senesinde yayınlanan romanın Fransız ressam George Roux tarafından çizilen kapak sayfası

Bu romanın benim için özel olan tarafı ise çocukluk zamanlarımda ilk okuduğum kitaplardan birisi olması ve Jules Verne’nin “Denizler Altında Yirmi Bin Fersah”, “Seksen Günde Devr-i Alem” ile “Buzlar Sfenksi” romanları gibi beni fazlası ile etkilemiş olmasıdır. Çocukluğumda okuduğum baskının etkileyici kapağını hala hatırlarım. Kaba sakallı, sarı yağmurluklu bir denizci; kabaran denizler ve arkada parlayan dünyanın ucundaki fener. Çocukluğumda televizyonda ne zaman bir deniz feneri görsem aklıma hep bu hikâye gelirdi ve düşler kurardım. Gemide çalıştığım dönemde ise gerçek anlamda deniz fenerlerini tanıma ve denizdeki pozisyonumuzu belirleyerek ya da pusula hatamızı hesaplayarak onlardan faydalanma şansını yakaladım. Mesleğe yeni başladığım dönemde henüz elektronik haritalar ve elektronik notik neşriyatlar çok fazla yaygınlaşmamıştı. Kâğıt haritalara ve fener kitaplarına gelen düzeltmeleri el ile yapıyorduk ve deniz fenerlerine gelen düzeltmeleri yaparken zaman zaman Verne’nin bu hikayesi de aklıma gelirdi. Seyir ve pozisyon bulma teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte günümüzde artık çoğu gemide elektronik haritalar kullanılmakta ve bahsettiğim fener kitapları da dijital olarak tutulmakta, düzeltme işlemleri ise artık “bir tık” kadar kolay bir şekilde yapılmaktadır. 

Eskiden deniz fenerlerini yakıp söndüren ve içerisinde yaşayan bekçileri var iken, günümüzde çoğu deniz feneri artık otomatik olarak çalışıyor. Bazı eski deniz fenerleri müzeye dönüştürülmüş ve uzun yıllardır insanların ilgisini cezbetmektedir. Teknolojinin hayatın her alanında olduğu gibi denizcilik endüstrisinde de yaygınlaşması ile birlikte, yakın gelecekte deniz fenerlerinin sayılarının daha da azalacağını ve turistik gezilerin içerisinde kendilerine daha fazla bulacaklarını da öngörebiliriz.

Ressam Aslan Şükür’ün hayat verdiği unutulmaz kapak

 Jules Verne serüvenlerinin hayranı bir okur olarak, “Dünyanın Ucundaki Fener” i tekrar okuyarak; kitabın incelemesini, hikâyenin geçtiği coğrafyayı ve içerisindeki karakterlerin analizini içeren araştırmamı sizlerle de paylaşmak istedim. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.

Jules Verne bu romanında, Güney Amerika kıtasının güneyindeki ıssız Estados Adasına 1884 senesinde Arjantin devleti tarafından inşa edilen “San Juan de Salvamento Lighthouse” isimli deniz fenerinden esinlenmiştir. Romanın yazıldığı yıllarda Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus arasındaki tek bağlantı yolu Amerika kıtasının güneyinden (Horn Burnu) geçmek sureti ile mümkündü ve bölgedeki çetin coğrafi koşullar sebebiyle sıklıkla deniz kazaları da yaşanmaktaydı. Doğudan yani Atlas Okyanusu tarafından gelip adanın etrafından dolaşmak suretiyle batıya ilerleyecek gemilerin Estados adasını tespit ederek yollarını bulabilmeleri için bu fener yapılmış ve 1902 senesine kadar faal kalmıştır. Bu fener aynı zamanda dünyanın en güneyinde inşa edilmiş deniz feneri olma özelliğini de taşımaktaydı. Jules Verne’nin romanı sonrasında “Dünyanın Ucundaki Fener” olarak tanınmıştır. 

1884 senesi, Dünyanın Ucundaki Fener (San Juan de Salvamento Lighthouse)

Bir asırdan eski olan bu deniz fenerinin tarihçesi incelendiğinde, orijinal halinden sadece bazı kalıntılarının kalmış olup, bu kalıntılar 1997 senesinde Jules Verne anısına Ushuaia Denizcilik Müzesi tarafından Estados adasından Ushuaia’ya getirilerek denizcilik müzesi içerisinde aynı ölçülerde bir kopyası yapılmıştır (Ushuaia dünyanın en güneyindeki yerleşim yerlerinden birisi olup, Tierra del Fuego eyaletinin başkentidir).

             

                                               Estados adasındaki dünyanın ucundaki fenerden kalan kalıntılar

 

Ushuaia Denizcilik Müzesinde 1997 senesinde inşa edilmiş replika

 

Dünyanın ucundaki feneri araştırırken; Tierra del Fuego eyaletinde, Ushuaia kentinin 5 mil doğusundaki 1920 yapımı ve halen aktif olan Les Eclaireurs fenerinin birçok kaynakta “dünyanın ucundaki fener” olarak gösterildiğini fark ettim. Fakat doğru kaynaklarda, Verne’nin romanındaki fenerin bu fener olmadığı vurgulamaktadır. Ulaşımın ana karadan daha kolay olması ve halen aktif bir fener olması sebebiyle, yerel yönetim burayı bir turistik cazibe merkezi haline getirmek amacıyla Verne’nin meşhur “dünyanın ucundaki fener” tabirini kullanarak tanıtımını yaptığını düşünebiliriz.

Les Eclaireurs feneri, Ushuaia’nin 5 mil doğusu

 

Hikâyeye ilham kaynağı olan dünyanın ucundaki Estados adasından biraz bahsedelim. Isla de los Estados, Arjantine bağlı Tierra del Fuego eyaletinin 18 mil doğusunda yer almaktadır. Buzul vadiler ve göller ile kaplı adanın hemen hemen tamamı dağlıktır. 1616 senesinde Magellan boğazını da keşfetmiş olan Hollanda’lı denizci Jakop Le Maire tarafından keşfedilmiştir. Bu yüzden adanın kuzeyindeki boğaz Le Maire Boğazı olarak isimlendirilmiştir. Adada normal anlamda bir yerleşim bulunmayıp, günümüzde sadece bilimsel araştırmalar ve askeri üs anlamında yaşantı mevcuttur. Adanın ulaşıma zor konumu ve sert iklimi sebebiyle turistik seyahatler çok nadir yapılmaktadır. Yazar Jules Verne baş karakterimiz Vasquez’in gözünden Estados adasını Amerika kıtasına demir atmış olan bir gemiye benzetmektedir. Demir atmış olsa da bu suların emniyetli olmadığı ve çok sayıda geminin seyrüseferleri sırasında kaza geçirerek battıklarına da değinmektedir. Verne, Estados adası hakkında şu bilgileri de vermektedir; adanın doğu sahillerinde şiddetli gelgitler görülmektedir ve fenerin aydınlatacağı Elgor körfezi dahil adanın sahili, denize doğru 1 mil uzanan sarp kayalıklar ve gemilerin girmesi çetrefilli koylarla kaplıdır. Bu sebeple küçük balıkçı tekneleri bile adadaki koylara sığınamaz ve sıklıkla deniz kazaları yaşanır. Hikayemizin geçtiği dönem (kasım-şubat arası) adada yaz mevsiminin görüldüğü nispeten iyi hava şartlarının hüküm sürdüğü bir dönemdir ve geriye kalan 8 aylık dönemde ada genellikle kar tabakası ile kaplıdır. Estados adası ile ilgili verdiğimiz tüm bu bilgilerden sonra adanın aslında çok önemli bir stratejik konumda olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bir asır önce ada ile ilgili ne komşu Şili’nin ne de Arjantin hükümetlerinin iştah kabartacak bir ilgilerinin olmadığını yazarımız Verne de belirtmektedir. Roman içerisinde Estados adasına ait körfez ve burun isimleri çok fazla geçtiği için bazı baskıların başında Estados adasının haritası da yer almaktadır. Bu harita sayesinde hikâye sırasında dönüp ismi geçen yerlerin konumlarına bakılabiliyor. Bu haritalardan birisi ve Estados adasının uydu görüntüsü aşağıdaki gibidir: 

Estados Adası 

 

 

 Estados Adası uydu görüntüsü

 

İnşa edilen fenerin özellikleri ile ilgili olarak kaynaklarda net bilgiler bulunamasa da; yazar Verne hikaye içerisinde kısa bilgiler sunmaktadır. Buna göre fenerin menzili 8 mil kadar ve geçmişte diğer deniz fenerinde olduğu gibi yağ ile çalışmaktadır. Bu fenerin ışığının denizciler tarafından başka fener ışıkları ile karıştırılmasına imkân yoktu, çünkü burası dünyanın sonuydu ve yakın çevrede başka bir deniz feneri yoktu. Bu sebeple fener sadece gece saatlerinde, sürekli olarak yanmakta ve özel bir karakteristik işareti bulunmamaktaydı. Yani sadece açma ve kapama işlemi yapılıyordu, bu sayede sadece üç kişinin yaşadığı bu adada mekanizmanın arızalanma riski de minimumda tutulmuş oluyordu. Fener sadece geceleri faal olsa da bekçiler gündüzleri de fener kulesinde vardiya tutmaktalar ve fenerin seyir defterini doldurmaktadırlar. Buharlı ya da yelkenli gemi geçişlerini, hangi ülkeden olduklarını, isimlerini, hava durumunu, fırtına sıklığını, barometre kayıtlarını tutmak gibi ilave görevleri de vardır. Bu sayede Arjantin hükümeti bölgenin meteorolojik haritasının da çıkartılmasını planlamaktaydı.

Verne’nin hayat verdiği hikâyenin kahramanlarını tanıyalım. Bekçilerin başı olan 47 yaşındaki Vasquez tecrübeli eski bir denizcidir. Adadaki zorluklara göğüs gerebilecek kadar dinamik ve sağlıklıdır. Azimli, enerjik, tehlikeye açık kişiliğinin yanı sıra çok idealist ve işine bağlı birisidir. Vasquez dostlarını hiçbir zaman yalnız bırakmayan, sadık bir arkadaştır.  Bu özellikleri ile çevresindekileri kolaylıkla etkileyebilen ve herkesin güvenini kazanabilen bir liderdi Vasquez. 

John Davis; kayalıklara çarparak parçalanan Century yelkenlisinin ikinci kaptanı ve kazadan kurtulabilen tek kişidir. Genç ve güçlü bir yapısı vardır. Ticaret gemilerinde çalışmaya başlamadan önce donanmada çalışmıştır. Eğer Century sağ salim varış limanına ulaşsaydı, Kaptan Steward emekliye ayrılacak ve onun yerine John Davis geçecekti. Davis’te Vasquez gibi azimli ve kararlıydı fakat Vasquez’e göre daha sabırsız ve fevri olduğunu söyleyebiliriz. Kendisi için Verne, “dokuz canlı” sıfatını uygun bulmuş. Parçalanan yelkenliden sağ kalan tek kişi olması bu sıfatın ne kadar doğru olduğunu da gösteriyor. 

 Felipe ve Moriz; diğer fener bekçileridir. Her ikisi de eski birer denizcidir. Vasquez’in önerileriyle çok sayıdaki başvuru arasından bu göreve seçilmişlerdi.

Kaptan Lafayate; 200 tonluk, buharlı Arjantin savaş gemisi Santa Fe’nin kaptanıdır. Emrinde yaklaşık 50 kişilik bir mürettebat bulunmaktaydı ve Arjantin’in Atlantik kıyısındaki kıyı şeridinin devriyesinden sorumluydu. Aynı zamanda Estados adasına inşa edilecek olan yeni deniz fenerine gerekli malzeme ve çalışanların taşınması gibi bir görevi de bulunmaktaydı. Kaptan Lafayate sorumluluk bilinci yüksek, işine bağlı aynı zamanda çok ihtiyatlı bir kaptandır. Estados adasına son gelişinde deniz fenerinin yanmadığını görmesi ve havanın kararmaya başlaması ile birlikte daha önce defalarca Elgor Körfezine gelmiş olsa bile gün doğana kadar dışarıda beklemeye karar vermesi bunu göstermektedir.

Kongre adadaki çetenin lideriydi. Soğukkanlı ve konuşmaktan pek hoşlanmayan, 40’lı yaşlarındaki Kongre’nin öfkeli bir mizacı bulunmaktadır. Geçmişi hakkında daha önce gemi kaptanlığı yaptığı dışında, nereli olduğu dahil hiçbir bilgi bilinmemektedir. Gerektiğinde kendi çete üyelerini bile öldürmekte tereddüt etmeyecek azılı bir haydut ve suçlu olarak dünyanın sonundaki bu ıssız ve keşfedilmemiş adadan başka saklanılabilecek bir yer bulamamıştı. Hikâyenin içerisindeki bazı ayrıntılardan Kongre’nin tecrübeli bir denizci olduğunu anlayabiliyoruz. Kongre’nin üçüncü fener bekçisinin varlığını umursamamasını ve deniz fenerini gerektiğinde tekrar faal hale getirilebilecek şekilde bırakıyor olmasını bir bakıma kendi sonunu hazırlayan ihmalkarlıkları olarak düşünebiliriz.

Carcante, Kongre’nin yardımcısıdır. Şilili olması dışında hakkında çok fazla bilgi yoktur. 35-40’lı yaşlarında, orta boylu, zayıf ama kuvvetli bir görünüşü vardır. Sinsi ve sadakatsizdir. Her fırsatta hırsızlık yapmaktan çekinmemektedir. Verne’nin dediği gibi “Kongre’nin sağ kolu olmak için biçilmiş kaftan” dır.

Vargas, Kongre’nin çetesindeki Şilili marangozdur. Carcante’den sonra çetenin üç numaralı ismi de diyebiliriz. Eskiden tersane marangozluğu da yaptığı için Maule yelkenlisinin tamir edilmesi sürecinde aktif rol oynamıştır. 

Kaptan Steward; 550 tonluk yelkenli Century’nin kaptanıdır. Fırtınaya rağmen deniz fenerinin ışığının en az 7-8 milden görüleceğini ve henüz görmedikleri için Estados adasının daha uzakta olduğunu düşünerek ilerliyor ve hazin sonla gemisinin batmasıyla hayatını kaybediyor. 

Hikâyeye gelecek olursak; deniz feneri inşası tamamlandıktan sonra üç ay sürecek olan ilk nöbeti tutacak nöbetçiler Vasquez, Felipe ve Moriz dir. Bekçilerin göreve başladıkları ilk günler genellikle Santa Fe’nin ne zaman limana varacağı üzerine sohbet ederek, kayda değer bir olay yaşanmadan geçmiştir. Vasquez, Santa Fe’nin limana ulaşıp, yetkililer Kpt Lafayate’nin raporunu aldıktan sonra dünyanın ucundaki fenerin faaliyete geçtiğini tüm denizcilik camiasına yayacaklarını ve Estados adası etrafında gemi trafiğinin artacağını arkadaşlarıyla paylaşarak, boş kaldıkları zamanlarda onlara moral veriyor. 

Fener bekçileri Vasquez, Felipe ve Moriz 

İlerleyen günlerde Moriz’in adanın içerilerinde başkaları tarafından vurulmuş bir guanaco (Güney Amerika da yaşayan bir tür vahşi deve kuşu) görmesi ile birlikte kahramanlarımız adada yalnız olmadıklarını anlayarak, körfezi daha yakın takibe alıyorlar. Fakat yine de yaşanan olaylar ışığında çokta ihtiyatlı davrandıklarını söyleyemeyiz. Bunu belki de körfeze demirleyen ilk geminin heyecanına da bağlayabiliriz. 

                       

Adada yalnız olmadıklarını anladıkları an 

Estados adasının batı tarafındaki mağaralarda saklanan Kongre ve yaklaşık bir düzine hayduttan oluşan çetesi ise adaya Santa Fe’nin ilk gelişinden çok daha önce gelmiş ve Elgor körfezine yerleşmişlerdi. Çete liderleri Kongre ve Carcante, idam cezasına çarptırıldıktan sonra Magellan sularından kaçarak takip edilmeleri zor olan Tierra del Fuego’ya ulaşmış ve burada duydukları Estados adasında sıklıkla batan gemilerin mallarını yağmalamak üzere oluşturdukları çete ile adaya yerleşmişlerdi. Ancak yolda gemilerinin parçalanması sonucu, adada çok sayıda gemi enkazı, ganimet ve uzun süre yetecek kadar erzak ile mahsur kalmışlardı. 

Kongre ve çetesi kıyaya vurmuş ganimetleri toplarken

Bu ganimetlerle birlikte kendilerini bu adadan kurtaracak sağlam bir geminin yolunu gözlemeye başlamışlardı ta ki Santa Fe adaya gelene kadar. Santa Fe adaya geldikten sonra Elgor körfezindeki mağaralarının girişini gizleyerek, adanın batı tarafına saklanmak zorunda kaldılar. Dünyanın ucundaki fener inşa edilirken, çete gizlice uzaktan takip etti. Kongre ve yardımcısı Carcante fenerin faaliyete geçip, Santa Fe’nin adadan ayrılmasını dört gözle bekliyorlardı. Böylece artık Elgor körfezi aydınlanacak ve mürettebatlı gemiler sağ-salim buraya gelip demirleyebilecekti. Çete’nin de tam olarak ihtiyacı olan ganimetlerini yükleyip Pasifik’e açılabilecekleri sağlam bir gemiydi. 

             Kongre fener inşaatını gizlice takip ederken 

Adanın batısında saklanan çete, yaşanan fırtınada Gomez burnundaki kayalıklara sıkışmış olan 157 tonluk Şili yelkenli gemisi “Maule” yi buluyorlar. Mürettebatı kayalıklara çarpmadan gemiyi terk etmiş ve hayatını kaybetmişe benziyordu. Kongre yelkenliyi yeniden yüzdürüp, hasarını onardıktan sonra Elgor körfezindeki ganimetlerini de yükleyerek adadan kurtulabilmenin planları yapıyor ve fener bekçilerinden korkmadığı için Elgor körfezine gidip demirlemekten hiç tereddüt etmiyor. Böylece dünyanın ucundaki fenerin aydınlattığı Elgor körfezine gelen ilk gemi, suç mahalline geri dönen ve başka suçlarda işlemeye hazırlanan çetenin elindeki Maule yelkenlisi oluyor. 

Çetenin Maule yelkenlisini buluşu 

Yelkenlinin körfeze girişini memnuniyetle karşılayan bekçilerden Moriz ve Felipe başlarına geleceklerden habersiz, küçük tekneleri ile yelkenliye çıktıklarında Kongrenin emri ile öldürüldüler. Korkunç tabloyu deniz fenerinden izleyen Vasquez bir anlık şoktan sonra yanına biraz malzeme alıp fener binasını terk etti. Kongre kaçan üçüncü fener bekçisinin varlığını ve nöbet değişimi zamanında Santa Fe’nin geri döneceğini fark etse bile aç ve susuz bir şekilde fener bekçisinin uzun bir süre hayatta kalamayacağını düşünerek, Vasquez’in varlığını önemsemiyor. Adada saklandığı süre içerisinde haydutların erzak ve ganimetlerini sakladığı mağarayı keşfeden Vasquez; dikkat çekmeyecek şekilde gerekli ihtiyaçlarını buradan karşıladı ve San Juan burnunda saklandı. 

                          

Başlarına geleceklerden habersiz Felipe ve Moriz, Maule yelkenlisini karşılarken 

Maule’nin onarım işleri bir aya yakın sürmüştü ve Kongre’nin hesaba katmadığı kötü hava şartları sebebiyle ganimetler yüklense bile yelkenlinin denize açılması biraz daha gecikecekti ancak yine de Kongre, Santa Fe gelmeden havaların düzeleceğini ve adadan ayrılabileceklerine inanıyordu. Kongre onarım işi bittikten sonra yelkenlinin ismini “Carcante” olarak değiştirerek hem yardımcısını onurlandırıyor hem de gidecekleri denizlerde bu ismin daha az şüphe uyandıracağını düşünüyor. 

                         

Carcante (Ex Maule) yelkenlisinin onarımı

Maceranın seyrini değiştirecek, kritik hadiselerinden birisi tam da bu kötü hava şartlarında yaşanıyor. Dünyanın ucundaki fenerin haydutlar tarafından ele geçirilip söndürüldüğünden haberi olmayan Century isimli üç yelkenli Amerikan gemisi deniz fenerini ararken halen emniyetli sularda olduğunu düşünse de, Elgor körfezinin ağzındaki kayalıklara çarparak parçalanıyor. Kaza sonrası olay yerine ulaşan Vasquez kazadan sağ kurtulan var mı diye araştırırken, adadaki kaderini değiştirecek arkadaşı; Century’nin ikinci kaptanı John Davis’i buluyor ve yardım ederek, hayatta kalmasını sağlıyor. Ayrıca enkazdan kendilerine adada en az iki ay yetecek kadar peksimette buluyor. Century’nin batmasının sebebinin Kongre ve çetesi olduğunu öğrenince John Davis’te çeteye büyük bir öfke duyuyor ve ikilinin çeteye karşı duydukları nefret ve öç alma istekleri birleşiyor. Fırtına aynı şiddeti ile devam ederken, Vasquez ve Davis; fırtınanın Santa Fe adaya ulaşana kadar devam etmesini umuyorlar. 

 

Vasquez umutsuzca Century gemisine kollarını sallarken ve John Davis ile karşılaştığında

Vasquez ve Davis sahilde dolaştıkları bir gün Century’den kalan küçük bir top arabası, birkaç gülle ve barut kutusunu buluyorlar. Davis eğer Santa Fe adaya dönmeden yelkenli ayrılacak olursa bu mühimmatı kullanarak yelkenliye hasar verip adada kalış süresini uzatabileceklerini düşünüyor. 

               Vasquez ve Davis’in top mühimmatlarını buluyor

25 Şubat günü, kayıtlara göre Santa Fe’nin adaya gelmesine daha bir hafta vardı ve havanın düzelme emareleri ile beraber Carcante (ex Maule) demir almaya başlamıştı. Yola henüz çıkmışlardı ki yelkenlinin iskele gövdesine, su hattının yaklaşık 1 ft üzerine Davis ve Vasquez’in sahilden ateşledikleri top güllesi çarptı. Estados adasından yapılmış olan bu saldırı çete üyelerinde büyük bir şaşkınlığa yol açtı. Peşi sıra ikinci bir top güllesi ilk deliğin biraz gerisine isabet etti. Hasar çok büyük gözükmese de “Carcante” nin denize açılmasını erteleyecek türdendi. Davis ve Vasquez amaçlarına ulaşmıştı. Burada Davis’in donanma geçmişinde elde ettiği tecrübe ve müthiş başarılı atış için yazarın kendisine bahşettiği olağanüstü şansı da unutmamak gerek. Çete üyeleri saldırıyı yapanların sağ kalan fener bekçisi ve Century den sağ kalan tayfa olabileceği üzerine kafa yoruyordu fakat Kongre’nin bunlara ayıracak zamanı yoktu, en hızlı şekilde hasarı gidermek ve Santa Fe gelmeden önce adadan sonsuza dek ayrılmak istiyordu. 

Davis ve Vasquez, Carcante’nin (Ex Maule) iskele bordasında su hattı üzerine iki isabetli top atışı yapıyor

Carcante ve marangoz Vargas hasarı inceliyor

Böylece onarım işleri için “Carcante” tekrar Elgor körfezindeki eski yerine demirledi. Marangoz Vargas tamiratı 48 saat içerisinde bitirebileceğini düşünüyordu. O gece çete üyelerinin gözüne uyku girmedi. Çete üyelerinin adaya gidip top atışını yapanları bulma fikrini Kongre; bunun anlamsız zaman kaybı olacağını ve ellerine bir şey geçmeyeceğini söyleyerek kabul etmiyor ve tamirat bittikten sonra top atış menzilinin dışından seyir etmeyi planlıyordu. Davis ve Vasquez ise bundan sonrasının tanrının elinde olduğunun farkındaydı. Santa Fe’nin körfeze erken gelmesinden başka yapabilecekleri bir şey yoktu. İki günlük onarım işlerinden sonra yelkenli tekrar seyre hazırdı. Adayı terk etmeden önce Carcante son bir kez ufku taramak için deniz fenerine tırmandı ve ne olduysa o an da oldu. Körfezde Carcante’nin “Santa Fe, Santa Fe” çığlıkları yankılandı. Santa Fe gelmişti. Carcante’nin haykırışlarını duyan Kongre’de hemen fenere tırmandı. Gemi kuzey-kuzeydoğu yönünde 5-6 mil uzaklıktaydı. Dumanından buharlı bir gemi olduğu anlaşılıyordu. Zaten Santa Fe’yi defalarca görmüşlerdi, hemen tanıdılar. Kongre, deniz feneri yanmadığı için Santa Fe’nin karanlıkta körfeze girmeyeceğini ve acele etmeleri halinde kaçabilmek için şansları olduğunu düşünüyordu. Artık güneşte ufuk çizgisinin altına inmeye başlamıştı ve çete demir alıp harekete başlamıştı. Vasquez ve Davis saklandıkları yerden çıkarak hemen fener binasına yöneldiler ve dünyanın ucundaki feneri tekrar devreye aldılar. Çetenin fener ekipmanlarına zarar vermemesi ve hemen devreye alınabilecek şekilde bırakmış olması gerçekten büyük bir şanstı. Fenerin yanması ile beraber akıntıya karşı büyük bir mücadele içerisinde olan “Carcante” yelkenlisinde büyük bir haykırış duyuldu. Uzun bir ışık huzmesi karanlığı delip geçmişti. Dünyanın ucundaki fenerden tüm gücüyle bir ışık parlıyor hem Elgor körfezini hem de adanın etrafını aydınlatıyordu. 

Dünyanın ucundaki fener tekrar parlıyor

Fenerin parlamasıyla Kongre “herkes karaya” diye emretti. Hayatta kalmak için tek seçenekleri Santa Fe körfeze girmeden önce feneri söndürmekti. Kısa sürede adaya çıkan çete tüm hızla fenere doğru koşuyordu fakat fener binasının giriş kapıları kilitliydi, bunun üzerine dışarıdan fener balkonuna tırmanmaya başladılar. Eğer birkaç dakika içerisinde feneri söndüremezler ise Santa Fe körfeze girmiş olacaktı. Tam balkon korkuluklarına ulaştıklarında silah sesleri duyuldu. Carcante ve Vargas vurulmuştu. Davis ve Vasquez fener binasını savunuyorlardı. Silah seslerinin arkasından Santa Fe’nin düdük sesleri duyuldu ve kısa süre içerisinde körfeze demirledi. Şansları kalmadığını anlayan Kongre ve çetesi adanın içlerine doğru kaçarken, Davis ve Vasquez Santa Fe’ye çıkarak başlarından geçenleri Kaptan Lafayate’ye anlattılar. Olumlu hava şartları sayesinden Santa Fe beklenenden dört gün önce adaya ulaşmıştı. Kahramanlıklarından dolayı Kaptan Lafayate, Davis ve Vasquez’in elini sıktı, gemideki herkes onları yürekten tebrik ediyordu. Çetenin kalan üyeleri bulunmadan ve deniz fenerinin güvenliği sağlanmadan Kaptan Lafayate adadan ayrılmayacaktı. Bir süre sonra çete üyelerinin bir kısmı teslim olmuş, kalan kısmı ise ölü bulunmuştu. Kongre ise bir akşam güneş batmadan kayalıkların tepesinde belirdi. Onu gören herkes tanımıştı. Belinden çıkardığı tabancasını alnına dayamış ve tetiği çekerken falezlerden aşağı yuvarlanıp, kendi cezasını kendisi vermişti. Estados adasındaki facianın sonu da böyle sona ermişti.

Kongre uçurumdan aşağı düşer ve kayalıklar çarpar

 

KAYNAKLAR

-       Le Phare du Bout du Monde /Jules Verne (Resimler: De A. Galland; Yayınevi: Librairie Hackette, 1940)

-       Dünyanın Ucundaki Fener / Jules Verne (Estados haritası: Murat Sayın; Çeviren: Yasemin Yener, Bilgi Yayınevi, 2020)

-       Dünyanın Ucundaki Fener / Jules Verne (Kapak fotoğrafı: Aslan Şükür)

-       Fotograflar: Ressam George Roux (Kitabın ilk baskısında kullanılan fotoğraflar)

-       Mac Dermott’s Argentina: https://macdermottsargentina.tur.ar/

-       Museo Maritimo de Ushuaia: https://museomaritimo.com/

-       Connecting Words: https://www.cwabroad.org/

-       julsverne.ca

-       Wikipedia: https://en.wikipedia.org

Mustafa Sökükcü

Kılavuz Kaptan

[email protected]