Değerli okuyucularım, Genellikle teknik içerikli makalelerimden beni takip ediyorsunuz biliyorum. 7 yılı aşkın bir süredir, kaleme aldığımız makalelerimizle, Türk ekonomisinin ve sanayisinin bir parçası olan denizcilik endüstrisinin ve gemi sanayii
Değerli okuyucularım,
Genellikle teknik içerikli makalelerimden beni takip ediyorsunuz biliyorum.
7 yılı aşkın bir süredir, kaleme aldığımız makalelerimizle, Türk ekonomisinin ve sanayisinin bir parçası olan denizcilik endüstrisinin ve gemi sanayiinin kalkınması için görüş ve önerilerimizi paylaşıyor ve ülkemizin sanayileşme ve teknolojik kalkınma çabalarına karınca kararınca katkı sağlamaya çalışıyoruz. Çalışmaya da ömrümüz yettiğince devam edeceğiz.
Fakat bugün güncel bir konudan Gazze'de yaşanan insanlık dramından ve bunun sanayi-teknoloji boyutundan biraz bahsetmek istedim.
Ve öncelikle İsrail'in mazlum Filistin halkına yaptığı zulmü kınayarak, lanetleyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Sevgili dostlar,
Pek çok insan, Leopard tankları, gümüş motor fabrikası, devrim otomobili gibi özel çalışmaları ile dahi düzeyinde zeki bir bilim adamı olan merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın neden siyasete girdiğine anlam veremez. (Biz de bu yazımızda siyasi kimliğinden değil bilim adamı kimliğinden bahsedeceğiz.)
Evet, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan, hayatını "Türkiye'nin ağır sanayii hamlesi"ne adamış ve bu uğurda iş adamı ve siyasetçi olmayı bile göze almış değerli bir bilim insanıydı.
Türkiye'nin ağır sanayi hamlesine yönelik olarak, Türkiye'de ilk yerli motoru seri halde imal etmek amacıyla 1956'da kurduğu 200 ortaklı Gümüş Motor A.Ş. adlı fabrikasının faaliyetleri engellenince, bu hayalini gerçekleştirmek için siyasi parti kurmuş ve siyaset sahnesine adım atmak zorunda kalmıştır.
Başka bir deyişle; siyasete girişinin altında yatan ana sebep de Türkiye'yi ağır sanayi hamlesi ile dünyada hak ettiği noktaya (ABD, İngilitere, Almanya seviyesine) taşımaktı. Bu mücadelesini 28 Şubat süreci de dahil 85 yaşına kadar sürdürmüştür.
Değerli okuyucularım,
İsrail'in zulmü elindeki ileri teknoloji ile adeta zirve yapıyor. Üstelik ABD, İngiltere ve Almanya da açıkça destekliyor. Bilimde, sanayide ve teknolojide dünyanın en ileri ülkeleri bunlar...
Geçenlerde gazeteler, İsrail'in Gazze halkının üstüne "pudra bombaları", "fosfor bombaları" ve "çivili roketler" ile saldırdığını yazdı.
Patlayan tek bir tank roketinin içinden, 4 cm uzunluğunda 8 bin tane çivinin 300 metrelik bir alanda halkın üzerine saçıldığını ve çoluk çocuk demeden yüzlerine, gözlerine rastgele saplandığını bir düşünün... Adeta bir "teknolojik zulüm"...
Şimdi tamda bu noktada, Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın ömrünü neden Türkiye'nin ağır sanayi hamlesine adadığını bir kez daha düşünmeye ve anlamaya çalışalım.
Evet, gerçek anlamda sanayileşemeyen ve teknoloji üretemeyen bir ülkenin, başta İsrail olmak üzere, batı dünyası karşısında şansı olmadığını çok iyi biliyordu. Ve bu yüzden ömrünü ülkesinin ağır sanayi hamlesine adamıştı... İslam ülkeleri arasındaki siyasi ve iktisadi işbirliğini güçlendirmek ve bilim, sanayi ve teknoloji alanlarında topyekün kalkınması için de D-8'in kurulmasına öncülük etmiştir.
Son söz babında,
İsrail'in son günlerdeki "teknolojik zulmü"nü görüp bilimadamı Prof.Dr.Necmettin Erbakan'ın ömrünü vakfettiği ağır sanayi hamlesi mefkuresini anlayabilenler, özelliklede bürokrasi kesimi, Türkiye'nin sanayileşme ve teknolojik kalkınma hamlesine niçin gerekli olduğunu, niçin çok daha fazla çalışması gerektiğini ve üzerlerindeki vebali şimdi daha iyi anlıyorlardır herhalde...İnşallah anlarlar...
Ne kadar olabilirse, hepinize mutlu bayramlar diliyorum.
Fatih Yılmaz