Deniz Teknolojisi Mühendisliği'nin, İnşaat  Mühendisliği, Petrol Mühendisliği ve Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği İle Olan Yetkinlik Çakışması:Deniz Teknolojisi Mühendisliği'nin tanımı: “Öğrencilere her türlü deniz araçları, kıyı ve açık deniz

Deniz Teknolojisi Mühendisliği'nin, İnşaat  Mühendisliği, Petrol Mühendisliği ve Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Mühendisliği İle Olan Yetkinlik Çakışması:

Deniz Teknolojisi Mühendisliği'nin tanımı: “Öğrencilere her türlü deniz araçları, kıyı ve açık deniz yapıları dizayn etme becerisi kazandırmak” olarak verilmektedir.

Ancak;

1) 30.10.2005 tarihli ve 25981 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Serbest İnşaat Mühendisliği Hizmetleri Uygulama, Tescil, Denetim ve Belgelendirme Yönetmeliği’ninKıyı liman uzmanlık alanı” başlıklı 5 (b) maddesi ile 15.02.2009 tarihli ve 27142 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yetkinlik Belgelendirme Yönetmeliğinin “Kıyı-liman” ile ilgili 2. ve 5 (d) maddeleri, özellikle kıyı yapıları projelerine yönelik yetkinliğin İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)'nın elinde bulunduğunu göstermektedir.

2) Öte yandan, TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Serbest Müşavirlik Mühendislik Hizmetleri Ve Büro Tescil Belgesi Yönetmeliği (Taslak)’nin 6.maddesi kapsamında; petrol, doğal gaz, jeotermal, CNG, LNG, LPG, yenilenebilir enerji kaynakları ve diğer yeraltı kaynakları ile ilgili denizden yapılan üretimlerde en uygun platformun ve üretim ekipmanlarının seçilmesi, projelendirilmesi, inşası ve işletilmesi, petrol ve doğal gaz mühendisliği çalışma alanları ve uzmanlık konuları arasında sayılmakta ve dolayısıyla açık deniz yapıları projelerine yönelik yetkinliğin Petrol Mühendisleri Odası (PMO) elinde toplanacağı anlaşılmaktadır.

3) Deniz teknolojisi mühendisliği tanımında geçen "her türlü deniz araçları" ibaresi, esasen gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliğinin temel yetkinlik alanını ifade etmektedir. Öyle ki, 4922 Sayılı Denizde Can ve Mal Koruma Hakkında Kanun’un 1. maddesinde ve diğer ilgili mevzuatta, “GEMİ”: “Adı, tonilatosu ve kullanma amacı ne olursa olsun, denizde kürekten başka aletle yola çıkabilen her araç” olarak tanımlanmakta olup, bu tanım çerçevesinde gemilerin ve dahi gemi niteliğindeki her türlü deniz araçları projelerine yönelik mesleki yetkinlik, gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliğinin ihtisas ve iştigal mevzularının tam anlamıyla taalluk ettiği Gemi Mühendisleri Odası (GMO)'nın uhdesindedir.

Sonuç itibariyle, deniz teknolojisi mühendisliği tanımının, inşaat ve petrol mühendisliği kapsamındaki yetkinliklerin bir kısmını, gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği kapsamındaki yetkinliklerin ise tamamını kapsayacak şekilde, Türkiye şartları ve ulusal mevzuat hükümleri yeterince dikkate alınmadan tasarlandığı anlaşılmaktadır.

Bir insanın, hem gemi, hem liman/tersane/marina, hem de açık deniz petrol platformu dizaynında topyekûn yetkin olması ne kadar mümkün olabilir?

Dahası, gemi dizaynı ile liman/marina dizaynı arasında veya tersane dizaynı ile petrol sondaj platformu dizaynı arasında mühendislik tekniği açısından nasıl bir benzerlik var ki, hepsi birden tek bir mühendislik dalının iştigal mevzusu olsun?

İşte, belki de, aralarında yeterli benzerlik olmadığı için her türlü deniz araçları, kıyı ve açık deniz yapıları projelerine yönelik olarak topyekûn bir yetkinlik elde edilemiyor olabilir. Yani belki de asıl hata, çevresel faktörler, insan fıtratı ve mühendislik mentalitesi bakımından rasyonel olmayan tasarımın kendisindedir.  

Genel Değerlendirme ve Sonuç (Öneriler):

Eğitim müfredatı ve yetkinlik alanları (Kanuni deyişle ihtisas ve iştigal mevzuları) bakımından farklı iki meslek olan "gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği" ile "deniz teknolojisi mühendisliği" mezunlarının birbirini ikame edebilmesi şeklindeki defakto durum devam etmektedir. Ancak, gerek Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu ve gerekse Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri incelendiğinde, söz konusu defakto uygulamanın yasal zemininin o kadarda sağlam olmadığı anlaşılmaktadır. Öyle ki, 18.02.1982 tarihli ve 17609 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği'nin 13. maddesinde: "..Bir fakültede veya yüksekokulda aynı veya benzer nitelikte eğitim-öğretim yapan birden fazla bölüm bulunamaz." hükmü bulunmakta ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’nun 14.maddesinde ise: Her ihtisas şubesi yalnız bir oda açar. İhtisas ve iştigal mevzuları ayrı olan mühendis ve mimarlar; ancak ihtisas veya iştigal mevzularının taallûk ettiği odaya kaydolunurlar.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, Türkiye kamuoyu, özellikle de üniversiteye hazırlık sürecinde meslek tercihi yapacak olan genç kardeşlerimiz, adı geçen meslekler arasındaki farklılığı kavramakta güçlük çekmektedirler. İnsanlar bir yana, kurum ve kuruluşlar tarafından bile bunların aynı meslek olduğu zannedilmektedir. Açık deniz ve kıyı yapıları projelerinde yetkinlik imkanı bulun(a)mayan deniz teknolojisi mühendisliği mezunları, mezuniyetleri sonrasında tıpkı gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisleri gibi GMO'ya üye olmak suretiyle sadece gemi projelerinde yetkinlik kazanabilmekte; hangisinden mezun olunursa olunsun fiili yetkinlikler eşit olmakta; bu durum ise "Aynı fakültede, aynı bölümden 2 tane mi var?" sorusunu akıllara getirmektedir. Deniz teknolojisi mühendisliği tanımının, özellikle yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince, inşaat mühendisliği, petrol mühendisliği ve gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği ile olan yetkinlik çakışması giderilecek şekilde yeniden ele alınması kaçınılmazdır.     

Son yıllarda ülkemizde inşa edilen kıyı yapısı sayısındaki artış ve denizlerimizdeki petrol ve doğal gaz arama, çevresel ve sismik araştırma faaliyetlerinde yaşanan hareketlilik ile birlikte söz konusu mevzuat hükümleri dikkate alındığında, deniz teknolojisi mühendisliği mezunlarının "İnşaat Mühendisleri Odası (İMO)" ve/veya "Petrol Mühendisleri Odası (PMO)"na üye olabilmelerini bir şekilde sağlamak yada deniz teknolojisi mühendisliği mezunlarınca TMMOB'a başvurularak "Deniz Teknolojisi/Deniz Mühendisleri Odası" kurmak suretiyle söz konusu yetkinlik sorunlarına çözüm aramak, sorunun gemi mühendisliği konsepti içerisinde idare edilmesi şeklindeki mevcut uygulamadan çok daha akılcı ve sürdürülebilir gözükmektedir. İstiklal Projelendirme ve Uygulama Topluluğu vb. oluşumların son yıllardaki başarılı çalışmaları, böylesine esaslı ve stratejik bir konsept değişikliği için gerekli potansiyelin varlığına işaret etmektedir.