Poseidon’un acentelere garezi mi var? Biraz geç olsa da herkese mutlu seneler. Bu yılın herkese bolluk, mutluluk ve huzuru da beraberinde getirmesini dilerim. Her şeyi bir arada elde etmek zor olsa da biz dileğimizi tutup evrene gönderelim ve de bize ger
Poseidon’un acentelere garezi mi var?
Biraz geç olsa da herkese mutlu seneler. Bu yılın herkese bolluk, mutluluk ve huzuru da beraberinde getirmesini dilerim. Her şeyi bir arada elde etmek zor olsa da biz dileğimizi
tutup evrene gönderelim ve de bize geri dönmesini bekleyelim.
Bu yazımda öncelikle tüm okuyucularımıza teşekkür etmek istiyorum.
Kelimeleri şekillendirip cümlelere dökmek ve içinden geçenleri insanlarla paylaşmak keyif veren bir duygudur. Ancak bunlarla ilgili geri dönüşler almak daha da keyif vericidir.
Emek harcar, kafa patlatır bir şeyler ortaya çıkartırsınız. Sizin ortaya çıkarttığınız bu eseri insanların alkışlaması kadar eleştirmesi de mümkündür.
Ancak iyi ya da kötü alınan bu tepkiler insanların sizi okuduğunu gösterir.
Okunduğunuzu bildikçe de daha dikkatli davranır, daha iyi işler çıkartmak için gayrete gelirsiniz.
Tüm okurlarımıza ve sektörümüzün değerli çalışanlarına bana verdikleri destek için teşekkür edip genel istek üzerine yine acentelerin dünyasında gezinerek sözlerime devam ediyorum.
Bu haftaki konumuz acentelerin başına her daim ama en çok da kış aylarında bela olan Poseidon. Yunan mitolojisine göre Denizler Tanrısı, ilahı, hükmedicisi ‘’Poseidon’’
Mesleğe girmeden evvel Poseidon ile pek enterese değildim.
Sonrasında ise gazabına birçok defa uğradığımdan ister istemez hesaba almaya mecbur kaldım.
Şimdilerde ise onun artık neredeyse tüm acentelere garezi olduğunu düşünüyorum.
Aramızda onun attığı çelmeye takılmayan herhalde yoktur.
Denizcilikle alakası olanlar sürprizlere alışıktırlar. Belki de bu nedenle ‘Hava Müsaadesi’ denen kavramın onların dünyasında büyük önemi vardır. Karadayken güneşli havalarda serbest,
yağmurlu havalarda şemsiye ile yürüyebilirsiniz.
Fırtınalı havalarda bilemedin az daha dikkatli olur, hele ki tüy sıklet kategorisine giriyorsanız uçmamak için dışarı çıkmayıp evde kalmak hakkınızı bile kullanabilirsiniz.
Gemilerin ve içindeki mürettebatın ise seçim şansları yoktur. Fırtınalı havalarda açık denizde, geminin içinde bir oraya bir buraya savrulup dururlar.
Onlar denizin ortasında bu eziyeti çekerken ilgili limanda geminin gelmesini bekleyen acentenin ruh halinin de onlarınkinden pek bir farkı yoktur.
Kış aylarında muhtemelen Poseidon’un ruh hali daha bir hassas olduğundan kafası bozulup tepesi attıkça elindeki üç çatallı yabasını savurup denizlerde fırtınalar estirmeye devam eder.
Bu sayede de hem mürettebat mağdur olur, hem de bir sonraki limanda onu bekleyenler.
Kısaca biz acenteler.
Fırtına olması durumunda gemi haliyle gecikecek. Gelecek olan tek gemide seninki olmadığından ilgili limana doğru yolda olanların birçoğu da aynı akıbete uğrayacaktır.
Poseidon’un bozuk moralini düzelten bu oyunu oynamaktan sıkıldığı bir an gelecektir elbet. Onun morali düzelir, fırtına da dinerken gemiler birer kuğu misali süzülerek limana arz-ı endam ederler.
Bu arada acentenin çilesi katlayarak boyut değiştirmeye başlamıştır bile.
Bir olumsuzluk diğerinin devamıdır felsefesi üzerine kurulu Murphy kuralları yine her zamanki ihtişamı ile işleyecektir. Bu kez de gemi çok, ancak iş altına alınacağı rıhtım sayısı daha az olacaktır.
Sonuç? İzdiham elbette! Peki, bununla kalır mıyız? Kesinlikle hayır! Daha armatörden yenilecek zılgıt, diğer acentelerle edilecek kavgalar, rıhtımlarda yer kapmak için verilecek savaşlar da vardır sırada.
Konu atların burun farkı ile yarışı bitirmesi kadar hassas bir hale dönüşür. Herkes birbirine girer. Millet yemeden içmeden kesilir. Her ne halse bizim sektörde sakin ve ateşli olmayan tiplere az rastlanır.
Kadın veya erkek hepimiz her an horoz gibi kabarmaya hazırızdır.
Bu ruh hali içerisindeki insanlarında normal bir stres düzeyi ile yaşaması kabil değildir.
Sektörden bir okurumuz geçenlerde yaptığı yorumunda sevgili babamın acente olmasının benim için bir artı olduğuna dikkat çekmiş. Bundan gurur duymakla beraber babamın benzeri stresler
nedeniyle gözümün önünde iki kez spazm geçirdiği aklıma geldikçe şüpheye düşüyorum.
Gemiler gelirler ve giderler. Hiç birisi demirini çakıp da aynı limanda sonsuza dek kalmaz.
Ancak demoraj endişesi ile şuur kapatmış bir armatöre de böyle anlarda laf anlatmak pek mümkün olmaz.
Bu sebeple Poseidon’un gazabına uğradığımız zamanlarda bu durumun geçici olduğunu kendimize vurgulayarak vartayı mümkün olan en az hasarla atlatmaya gayret edelim.
Herkese bol güneşli az stresli günler diliyorum.
Sevgiyle kalın.