UYU KAPTAN UYU

4.kaptanım anlatıyor:

Limana 1 saat var, 19 mil sürat ile geliyorlar. Kaptana haber veriyor, 5 mil kalıyor demir yerine kaptan gelmiyor. Telefon ediyor cevap yok. Yol kesiyor demir yerine gelindiğinde sürat sıfıra yakın, kaptan kan ter içinde ancak köprüüstüne geliyor.

Uyuya kalmışmış.

Sonra 4.kaptana “Sen demirlersin artık” deyip aşağıya iniyor.

Yanlışlıklar: Telefon çalmıyorsa kaptan çağırma ziline bas, cevap gelmezse 2.kaptanı köprüüstüne çağır. Benim gemimde genel alarma bile basabilirsin, 2 defa çalması kaptanın uyanması için yeterli. En son hatayı da kaptan yapıyor. 4. kaptana demirlemesi için izin vermesi büyük hata. Hiç tahmin edemeyeceği bir olay başına gelir ki Allah korusun. Siz siz olun, bırakın 4.kaptanı, 2.kaptana bile demirlemeyi bırakacaksanız yanında olun.

Size 2 uyku hikâyesi anlatayım;

Türk bayraklı gemimiz Aliağa’dan Tunus’un Bizerte limanına giderken Saat 04.00’de vardiyaya gelen 2.kaptanımızı (04.00 – 08.00 ikinci kaptanın vardiyasıdır) belli ki uyku basıyor. Batıdaki beyaz rotada gitmesi gerekirken herhalde rüzgâr ve/veya akıntının etkisiyle doğudaki kırmızı rotaya kayıyor ve 1 saat sonra tam yol Mikonos adasının doğusunda karaya çıkıyor!

Yine uykunun sebep olduğu başka bir kaza olayı:

Doğudaki siyah rotada ilerlemesi gereken gemi hiçbir rota düzeltmesi yapmadığından akıntı ve/veya rüzgârın etkisiyle iskeleye kayıyor ve vardiya zabitimiz uykuda olduğundan Yunan adası Astypalaia’ya çıkıyor. Vah ki vah..

Ne o, biz şimdi bilim insanı mı yetiştirdik diyoruz. “Peki, beybaba buradaki zayıf halka nedir, biraz açar mısınız?” açalım:

1- Gemilerde bira dahil içki bulundurulması ve de içilmesi yasak olmalı. Ünal kaptanımız istediği kadar dikkat çeksin. Kaptanlarımız neredeyse kontratlarına koyduracaklar gemide içki stoku şu kadar olmalı diye..

2- Özellikle trafiğin yoğun olduğu bölgelerde, adaların arasından geçerken kaptanımız teyakkuzda olmalı. Yani? Vardiya zabitinin yapabileceği her türlü yanlışlığa karşın tedbirini almalı, ona göre rota çizmeli veya bölgeye gelmeden önce ayakta olmalı.

3- Gece vardiyalarına gözcü olarak bir gemici koymalı. Esasında gemi jurnaline gözcü varmış gibi kayıt düşülüyor, ama hakikatte yok.

Neden yok? Çünkü gündüz güvertede çalışacağı 8 saat 4 saate düşecek.

4- Köprüüstü alarm sisteminin aktif olması gerekir. İstediğin saat aralığını ayarlıyorsun. Son çalıştığım şirkette önceleri 12 dakikaydı, sonra 6 dakikaya indirdiler. Yani 6 dakikada bir yanıp sönen bir ışık, üzerine basıp reset edilmezse zil çalıyor. Belli bir süre içinde yine üzerine basıp reset edilmezse bu sefer bütün gemide genel alarm çalıyor.

Bu sistemin muhakkak o gemide de olması lazım, olay 50 sene önce geçmiyor. Ama uyanık zabitlerimiz ne yapıyor? Butonun üstüne bir kitap koyuyor, yani devamlı basılı durmuş oluyor. Dolayısıyla ne ışık yanıyor, ne de zil çalıyor. O zaman sistemi duvara asalım, üzerine kitap koyup susturamasın. Gemi götüremeyen, ama uyanıklığa çok açık olan ilim irfan yuvasından yetişmiş zabitlerimiz seyirde kaptanın cebinde olan, ama limanda cihazın üzerinde kalan açma kapama anahtarını bir ara limanda alıp dışarıda yedeğini yaptırıyor. Gece seyrinde cebindeki yedek anahtarla sistemi off ediyor. Sonra adaya nasıl çıktığının sebebi araştırılıyor diye yazıyor kaza araştırma komisyonu. Yahu çocuk bile anladı adam uyuyor arkadaşlar uyuyor anlamadınız mı?

5- Alarm sisteminin olmadığı yıllarda Ünal kaptan gemisini nasıl götürürdü? Adaların arasından ne zaman geçeceğiz? 05.00’te mi? Ünal kaptan kendi kamarasında kendi çalar saatini 04.30’a kurup köprüüstüne çıkardı, ta ki o bölgeden geçip düzlüğe çıkana kadar. Zannetmeyin ki alarm sistemi kurulduktan sonra benim uygulamam değişti. Yine saatimi kurar kalkarım. Kamaramda bulunan ecdis ve radar monitörlerinden takip ederim. Gerekirse köprüüstüne çıkarım.

6- Peki, uyumayan, mesleğiyle ilgili zabiti nasıl yetiştireceğiz? Gemiye gittiğimde zabitlerimi köprüüstünde toplar yoğurdu nasıl yediğimi anlatırım. Bir kere altlarında imzaları bulunacak PVC’ye kaplı 5 maddelik 1 sayfalık yazıma göre bu gemiyi götüreceksiniz (1.kitapta vardiya zabitinin dikkatine isimli yazı). İkincisi vardiyaya çıktığınızda cep telefonlarınızı kamaranızda bırakacaksınız. Acil görüşme yapmak istediğiniz vakitsiz bir zaman da olsa bana haber verin köprüüstüne gelirim. Üçüncüsü, gecenin kel alaka bir saatinde gizlice yan taraftan (kırlangıçtan) sizi kontrol etmeye gelebilirim. Ters bir durumda yakalarsam sizi hiç affetmem ikinci şansınızı başka gemide kullanırsınız.

7- Başka öneriniz var mı? Var. Kaptan kamarasında artık köprüüstü cihazlarının birer monitörü var. Giden gelen gemileri çok güzel izleyebiliyorum. Ekrandan resimler çekip talebelerime sorular hazırlıyorum. Geminin her tarafını gözetleyen dom kameralar var. Köprüüstünü de gözetleyen kamera bir bağlantıyla kaptan kamarasından izlenebilir. O zaman isterse zabit uyusun. Bu olayların benzerlerinden çok var. Sonunun geleceği de yok. Mühim olan kıssadan hisse çıkarıp bu olaylardan hangi dersleri almamızdır.

Ben çok kısa bir çözüm önereyim mi? Tüm gemilere yaz ve kış 2 stajyer zorunluluğu getirmek. Zabit uyur, ama stajyer uyumaz. O yüzden ilk kitabımızda da yazmadım mı seyirde en güvendiğim kişiler stajyerlerdir diye. Hem gemilerimiz daha emniyetle gider, hem de stajyerlerin staj gemisi bulma sorunu bir nebze çözülmüş olur.

Son olarak Türk denizciliği nereye gidiyor diye merak edenleriniz olursa aşağıdaki resimlere baksınlar.

Köprüüstünde vardiyada uyuklayan zabit değil, KAPTAN. Diğer resimde de 3.kaptan, çekmiş kafayı gece yarısı vardiyasına geliyor operasyon altındaki gemiye. Gemi ofisinde güya vardiya tutuyor, yük operasyonuna nezaret ediyor!