Adına zaman dediğimiz binlerce yıllık yanılsamasının içinde bir senenin daha sonuna geldik.
Çocukluğumuzda yavaş hareket eden zaman yaş ilerledikçe sprinter koşan atlet gibi hızını arttırmaya başladı sanki. Adeta menzile yetişmek gibi bir telaşa büründü. Sürekli vites küçültüp hızını arttırıyor. Bizi de o ruh haline sokuyor. Daha aceleci oluyoruz yaş ilerledikçe. Bir çok şeyi bir an evvel yapmanın koşturmasında zamanın azlığından şikayet ediyoruz. Oysa çocukken öyle miydi ? Bir güne sığdırılan onlarca oyunlar. Bitmeyen günler.
Zamanı yaratan insan aynı zamanda kendini onun emrine de soktu. Takvimin yaprağına mıhlanmış , her gün değişen o rakam yok mu ? Zaman dediğimiz şeyi tescil eden sembolümüz o bizim. O değişen rakamın buyruğuna itaat edip işimizi gücümüzü ona göre yapıp her şeyimizi ona göre planlıyoruz. Sonra yırtıp atıyoruz o yaprağı, hayatımızı koparıp atar gibi..
Ben yaş günlerini de yılbaşı partilerini de sevmem. Bunun dini ya da ideolojik bir nedeni yok. Kimin neyi kutladığı da umurumda değil. Her nefes alıp vermenin bile yeni bir başlangıcın emaresi olabileceğine inanırım.
Madem ki bu gezegende yaşıyor ve dahi ölmeye değil yaşamaya çalışıyoruz öyleyse var olduğumuz her anı bir yaş günü partisi ya da yeni yıl coşkusu ile tatmalıyız. Binlerce yıllık zamanın içinde küçük bir ana sığdırdığın nefesin seni yeni vadilere, ovalara, denizlere, maceralara, aşklara taşıyacak yaşamın en sessiz başlangıcı olabilir. Kutlamalar her zaman olabilir o halde. Kutlama yapmak için hayatımızı takvim yaprakları ile yırtıp atıp özel günleri bekleyeceğimize yaşamın kendisini bir kutlama haline getirmeliyiz.
Dolayısı ile zamanın ötesinde ya da berisinde olduğumuza bakmadan onun nereye yönelip alıp başını gittiğine aldırmadan nefes aldığımız her anın lezzetine vararak menzile yürümeye devam etmeliyiz. Zaman bizi bırakmadan biz onun içinden sıyrılıp gitmeliyiz. Hem de keyifle. Mutlu ve huzurlu . Nasıl mı ? Şu zamanı geri çevirmek hikayesi vardır bilirsiniz. Yaşlandıkça çocuklaşabilir sonuçta çocuk ruhuna kavuşursa insan hem izafiyet teorisinin insan zekasını zorlayan formüllerine gerek kalmadan zamanı geri çevirir (latife yapıyorum tabii ki) hem de mutluluk denen şeyin tam gözüne bağdaş kurar.
Yeni yıl , yani yazıya konu 2017 ülkemize ve tüm insanlığa mutluluk getirsin.
Sevgi ve saygılarımla
Kemal Murat Güler
Yeni yılınız kutlu olsun...
KEMAL MURAT GÜLER
Bu içeriğe tepkiniz
Yorumlar
Çok Okunanlar
Dev gemiler inşa etmişti! 2 tersane iflas etti...
Türk Denizciliğinin Duayenlerinden Ruhi Duman’ı Kaybettik
Türk mühendis gemiden düştü, arama çalışması başlatıldı
Gemi İnsanlarının Sosyal Medya Paylaşımları Hakkındaki Uygulama Rehberi
Karadeniz'de fırtına, gemi ikiye bölündü
SIRE 2.0 Denetimlerinde Tanker Mürettebatları İçin Büyük Zorluklar