Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği (EMPA) 43. Dönem Kongresi 22-24 Nisan 2009 tarihleri arasında Antalya'da Concorde Otel'de yapıldı.Sadece kılavuz kaptanlar açısından değil; Türkiye açısından da son derece önemli ve yararlı bir toplantı gerçekleşti.Gerek a
Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği (EMPA) 43. Dönem Kongresi 22-24 Nisan 2009 tarihleri arasında Antalya'da Concorde Otel'de yapıldı.
Sadece kılavuz kaptanlar açısından değil; Türkiye açısından da son derece önemli ve yararlı bir toplantı gerçekleşti.
Gerek alınan Karar'lar açısından gerekse yapılan seçimlerde Türkiye'den isimlerin etkin görevlere gelmesi açısından; bizleri sevindirecek sonuçlar alındı.
Bu aynı zamanda Türk Kılavuz Kaptanları olarak 1998 yılında Şanghay'da başlamış olduğumuz yurt dışına açılım yolculuğumuzun kilometre taşlarından bir yenisini oluşturdu.
Uluslar arası Kılavuz Kaptanlar Birliği (IMPA) içerisinde 1999 yılında Uluslar arası Teknik Komite Üyeliği ile başlayan; 2002 yılından bu yana İcra Kurulu içerisinde yer alarak yoluna devam eden Türkiye; şimdi artık Avrupa Kılavuz Kaptanlar Birliği Yönetim Kurulu içerisinde İspanya'dan boşalan koltuğu da dolduracak.
Bu göreve seçilen meslektaşım Kaptan İsmail Akpınar'ı yürekten kutluyorum.
Öyle bir kongre düşünün ki; Uluslar arası meslek kuruluşu IMPA bir Türk tarafından temsil ediliyor. EMPA için yapılan seçimlerde Türkiye'yi temsilen bir başka kılavuz kaptan Yönetime seçiliyor.
Antalya'da böyle bir Kongre yaşadık.
Hepimiz gururlandık.
Türkiye'den katılımın yüksek düzeyde olması, bizzat Bakan Sayın Binali Yıldırım'ın katılarak açılış konuşmasını yapması bize ayrı bir güç ve mutluluk verdi, Avrupa'lı meslektaşlarımız önünde göğsümüzü kabarttı.
Göğsümüzü kabartan sadece katılım mıydı? Hayır.
Burada Bakan Sayın Binali Yıldırım'a bir parantez açmak istiyorum.
***
İlk gün açılış konuşması Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım tarafından yapıldı.
Konuşmadan sonra Öğle yemeğinde Bakan, katılan yabancı ülke ve Uluslar arası kuruluş temsilcileriyle öğlen yemeğini birlikte yemek istedi.
Ben de IMPA Genel Sekreteri Nick Cutmore'dan IMPA adına bu yemeğe katılmasını istedim.
Yemekten sonra; Nick'ten neler konuşulduğunu ve izlenimlerini aktarmasını rica ettim.
Bana ilk söylediği şu oldu:
“Ne kadar bilgili ve konulara hakim Bakanınız var. Keşke İngiltere'de bizim Ulaştırma Bakanımız da bu kadar ilgili ve bilgili olsa...”
Nick Cutmore'a dedim ki:
“Bizim ülkemizde biz çoklukla Avrupa ülkelerine öykünürüz, orada işlerin daha düzgün ve yolunda gittiğine ilişkin bir ön yargımız vardır. Senden duyduğum sözler işlerin yavaş yavaş tersine döndüğünü gösteriyor..."
Sayın Bakan yemekte uçak kazaları ve çarmıh kazaları da dahil olmak üzere kazalarda insan unsurunun rolünden bahsetmiş; köprüüstü ekibi ve köprüüstü bilgi alışverişi gibi teknik bilgi isteyen konulara hakimiyetiyle yemeğe katılanların hayranlığını kazanmış. Ayrıca Türk Boğazlarından geçen kılavuz kaptan almayan gemilerin yarattığı riske de dikkat çekerek, EMPA Genel Sekreteri Chris Lefevere'e "EMPA'nın bu konuda bir katkısı olursa memnun olacağını" söylemiş.
Bu Genel Kurul'da alınan ve EMPA'nın Türk Boğazları ile ilgili aldığı "Kılavuz kaptan alınmasını kuvvetle tavsiye" eden kararda Bakan Sayın Yıldırım'ın katkısı büyüktür.
Tabii ki bu aynı zamanda bir ekip işi. Ulaştırma bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Suat Hayri Aka; konusuna hakim ve başarılı bir bürokrat. Denizcilik Müsteşarımız Hasan Naiboğlu sektörde çok sevilen bir isim. Meslekten gelen başarılı bürokrat kadrosu gerek Ulaştırma Bakanlığı; gerekse Denizcilik Müsteşarlığı'nın başarısının sırrını oluşturuyor.
Bakan Bey ayrıca açılış günü meslek Şehidimiz Fahrettin Aksu için anma yapılması konusuyla da yakından ilgilendi. Bir anma köşesi yapılmasına kadar varan ayrıntılarla dahi ilgilenerek insana verdiği önemi ve değeri de göstermiş oldu.
Uluslar arası Kılavuz Kaptanlar Birliği ve şahsım adına kendisine teşekkür etmeyi borç bilirim.
***
Kongreden aklımda kalan bir başka anıyı; Norveç delegasyonuyla ilgili anekdotu da anlatma isterim:
Gala gecesi Başkan Yardımcılığı'na yeni seçilen Kaptan İsmail Akpınar ile birlikte bütün katılımcı ülkelerin masalarını ziyaret ederek teşekkür ettik.
Herkes yapılan organizasyondan son derece mennundu. Çıkan ufak tefek aksaklıklar da kısa sürede çözülmüştü.
Norveç Delegasyonu ile konuşurken; Ülkemiz adına bize gurur veren şu sözleri söylediler:
“Türkiye'de her şey ne kadar organize. Biz bu kadarını beklemiyorduk. Norveç'te bizim ülkemizde biz sizin kadar organize değiliz!..”
Norveç delegesi, bu sözleri kompliman olarak söylemediğini, bunun gerçek samimi fikri olduğunu da özellikle belirtti.
Avrupa'nın kişi başına milli geliri en yüksek ülkesinden böyle bir övgü almak bizim koltuklarımızı kabartmaz mı? Tabii ki kabarttı.
***
Bu Genel Kuruldan benim Türkiye adına çıkardığım ders şu oldu:
Türk insanının önü açık. Fırsat bulunca her şeyin en iyisini yapmak için her şeye sahibiz.
Yani un, şeker ve yağ var. Hem de en iyisi var.
İnanıyorum ki gelecek günler Ülkemiz adına çok daha güzel olacaktır.