ORDULU REFİK KAPTAN, ORDU LİMANINDA, ORDU GEMİSİNDE, ORDULU BİR KIZLA EVLENDİ İkinci Dünya Savaşı nihayet sona ermişti. Altı yıla yakın süren bu korkunç boğazlaşmanın dışında kalmayı başarmıştık, ama denizciliğimiz de içler acısı hale düşmüştü. Eldeki esk

ORDULU REFİK KAPTAN, ORDU LİMANINDA, ORDU GEMİSİNDE, ORDULU BİR KIZLA EVLENDİ

 

İkinci Dünya Savaşı nihayet sona ermişti.

Altı yıla yakın süren bu korkunç boğazlaşmanın dışında kalmayı başarmıştık, ama denizciliğimiz de içler acısı hale düşmüştü.

Eldeki eski gemilerle yolcu ve yük taşımacılığı yapmak günden güne biraz daha zorlaşıyordu.

Filodaki gemilerin büyük bir çoğunluğu çoktan tabi ömürlerini tamamlamışlardı, birçoğunun elden çıkartılma vakti gelmişti de geçmişti bile...

Aralarından birkaçı da ancak zoraki bakım ve tamirlerle sefere çıkartılabiliyordu.

Araya giren savaş yıllan, yeni gemilerin alınmasına bir türlü imkân vermemişti İşte bu günlerde 1948 yılında Devlet Denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü eskiyen filosunu yenilemek savaş sonrası artan yolcu ihtiyaçlarını karşılamak için filoya yeni gemiler almak için araştırmalar yapar Amerika Birleşik Devletleri’nin, Marshall Yardımı faslından vermeyi kabul ettiği fondan, ilk olarak 10 adet kuru yük gemisi ile iki tanker ve yedi adet de yolcu gemisi almak için girişimlerde bulunur.

Yazışmalar, görüşmeler derken, bu girişim meyvesini vermekte gecikmedi.

İlk satın alınanlar Ardahan, Aydın, Çoruh, Hopa, Kars, Kastamonu, Malatya, Manisa, Rize, Yozgat adlı kuru yük gemileri oldu. Alınan 2 adet tankere de Kocaeli ve Sivas adları verildi. Yolcu gemilerine gelince bunlara da Adana, Ankara, İstanbul, Tarsus, Giresun, Trabzon ve Ordu adları verilir.

 

Devlet denizyolları ve Limanları Genel Müdürlüğü Akdeniz limanlan arasında açtığı düzenli seferler kısa zamanda büyük rağbet gördü. 1930'lu yıllarda, Ankara, Ege, İzmir ve Karadeniz’le sürdürülen seferler nasıl tutulup beğenildiyse, 50'li.yılların başlarında da Ankara, Adana, Tarsus, Ordu, Giresun, Trabzon ve İstanbul gemileriyle yapılan düzenli seferler de en azından o seferler kadar rağbet gördü.  Akdeniz'de, yabancılar arasında bu Türk bayraklı gemileri tercih edenler giderek çoğalıyordu. Sevilen süvariler ve personel, düzenli servis, titizlik, temizlik ve nefis bir mutfak, bu rekabeti kısa zamanda lehimize çevirmekte gecikmedi.  Alınan bu yedi geminin içinde M/S ORDU vapuru da vardı.

M/S CAPOAPO adı ile 2 Ekim 1937 Danimarka yapısı, Naskov Skibs AlS Tersanesinden kızaktan indi.10449 groston, 6302 net ton ve azami yük kapasitesi 6200 ton. Boy: 134..20 m., en 17:60.m., derinlik 7.1 m. Yolcu kapasitesi 1155. Ana taban (iskelet) yapıldı. Bu bölüm yakıt ve su balastı taşımak için 6 tanka bölündü. 5 kargo bölümünün 1,2,4 ve 5 numaraları genel kargo, 3 numarası tamamen soğutuculuydu ve 1 ve 2 numaralı güverte arasında soğuk taşınacak yükler için bulunacaktı. Soğutucu makineleri Danimarka’daki Thomas Ths. Sabroe & Co. Aarbus firmasından temin edildi.

Kargo yükleme olanakları çok kapsamlıydı ve Thomas B. Thrige, Odense firmasından alınan 10-3 Demag elektrikli turna (T şeklinde vinç) içeriyordu, ilaveten 2 numara 35 ton,  4 numaralı diğeri 8 ton kaldırma kapasiteli 2 vinç olacaktı. Vinçler ikisi 7 ton ve biri 5 tonluk elektrikli vinçler (bodurgaç), elektrikli çıkrık, eğrilen vinçler ve elektrikli vitesle yön verilerek ortak olarak çalışacak.

4. ve 5. Güvertenin arasında insanların kalacağı koğuş yerleştirilmiş. Banyo ve tuvaletlerin (Umumi), 22 tek kişilik ve çift yataklı odaların bulunduğu B güvertede birinci sınıf yolcular kalacaktı. Aynı güvertede büyük bir yemek salonu mevcuttu, liman tarafında dinlenme odası, sancak tarafında sigara içme odası olacaktı. Üçüncü sınıf konaklama rahat dört yataklı odaların bulunduğu C güvertedeydi. Yemek salonu 3 nolu ambar kapağın ilerisinden geminin ortasına doğru yerleştirilecek ve 121 kişilik pulman koltuk bulunacak. Gemi personeli ön üst güverte ile kıç tarafta konaklarken, mühendisler ve kamara memuru, kâtiplerin konaklaması da bu katta olacaktı.  Kaptan ve Memurlar köprü üstü güvertesinde konaklıyordu.  Doluyken 16 mil hız verecek sürüş makineleri(gemiyi), çift etkili, iki vuruş dönüşlü 7,400 I.H.P Burmeister & Wain marka dizel motorları vardı (1960 yılında motorları S.A. Fiat S.G.M ile değiştirildi)  Gemi Aralık 1937 de teslim edildi.


Sonra. Başlayan 2. Dünya Savaşı nedeniyle Amerika Birleşik Devletlerinin Kara Kuv-vetleri Avrupa da yaralanan askerleri ve ölen askerlerin nakliyesi için Hastahane Gemilerine ihtiyacı olur ve 1940 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kara Kuvvetleri Hastane gemisi olur. Hastalar, yaralılar, ameliyatlar, ölüler. Savaşın acılı olaylarını yaşar teslim alındıktan sonra M/S ORDU gemisini Amerika Birleşik Devletlerinden Türkiye’ye Kaptan Sıtkı Baler getirdi.

 

M/S ORDU Gemisi diğer kardeşleri ile birlikte genellikle  Karadeniz ve İzmir hatlarında dönüşümlü olarak çalışmaya başladılar Bunlardan Karadeniz Sürat Postası her hafta salı günü saat 10,00'te İstanbul’dan kalkar Zonguldak, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon ve Hopa'ya uğrar, yükünü, yolcusunu çıkarır, Hopa' dan dönüşe geç ve aynı limanlardan yük yolcu alıp aynı haftanın pazar günü İstanbul'a dönerdi. Bir diğeri ise İstanbul, Akçakoca, Ereğli, Zonguldak, Amasra, Kurucaşile, Cide, İnebolu, İlişi, Abana, Çatalzeytin, Türkeli, Ayancık, Sinop, Samsun, Ordu, Ünye, Fatsa; Görele, Tirebolu, Rize, Hopa’ya uğrayan Karadeniz Aralık Postası yapardı. Bu Posta 14 gün sürerdi. Bir diğeri ise İstanbul-İzmir Seferi yapardı.

 

Birçok kişinin anısı vardır M/S ORDU gemisinde biriside Demokrat Partisi, Adalet partisi ve Doğruyol Partisinde Belediye Başkanı ve Milletvekili ve Bakanlık yapan İsmet Sezgin’in unutamayacağı anısı vardır. Yıllarca aynı yastığı baş koyduğu ve yakında kaybettiği eşiyle M/ ORDU gemisinde tanışmıştır.

Ve Bu anısını Sabah Gazetesinde Yavuz Donat’a şöyle anlatır:

“55 yıllık eşini, ilk flörtünü, büyük aşkını kaybeden "İsmet abi" derin bir iç geçirdi. Gözündeki yaşı sildi. Ve "öğrenciyken İzmir'de tanışmıştık" diye söze başladı: Saadet, Kız Eğitim Enstitüsü'nde okuyordu, ben İktisadi ve Ticari İlimlerde. Atina'da Türk sporcularına saldırı olmuştu. Onu protesto ediyorduk. İşte o mitingde tanıştık.

ALSANCAK İSKELESİ

O günlerden bir anı...

İsmet Sezgin, Aydın'a gider "1,5 ay sonra döneceğim" diye.

Ama İsmet Abinin işi uzar İzmir'e dönüşü gecikir. Saadet hanım da "demek İsmet gelemeyecek" diye düşünür.Bir arkadaşı ile birlikte, İstanbul'a gezmeye gitmeye karar verir.

Gerisini İsmet abi anlatsın:  Aydın'dan İzmir'e gidip, hemen Saadet'i aradım... Yoktu... Arkadaşları dedi ki, İstanbul'a gidiyor... Hemen Alsancak Vapur İskelesi'ne koştum.

AŞKIN GÖZYAŞLARI

İsmet abi, vapur iskelesine vardığında "Ordu Vapuru" da demir almış, yavaş yavaş uzaklaşmaktadır.Saadet hanım vapurdan inmek ister, inemez. İsmet abi vapura binmek ister, binemez. İki sevgili, yaşlı gözlerle, birbirlerine mendil sallarlar.

Gemi uzaklaşınca İsmet abi günlerce üzgün gezer ve sonra bir gün parka gider, ağacın altına oturur, kâğıt kalemi çıkarır ve başlar yazmaya... Bu sevgilisine yazdığı ilk şiir.”

YALNIZ SOKAKLAR ORDU VAPURU

Bir parça götürüyor benliğimden
Ordu Vapuru
Bütün anılarımla birlikte
Beni de sürüklüyor peşinden
En tatlı tutkularımın
Bir buçuk aylık hasretimin
Ve onun
Ardından bakakalıyorum
Yalnız vücudum dolaşıyor sokaklarda
Yalnız sokaklar benim arkadaşım
Bir onlar anlıyor halimden
Bir ben biliyorum kendimi
Bu yaşanası dünyada
Her gün yeniden ölüyor
Yeniden diriliyorum

İstanbul'da muhasebecilik yapan 52 yaşındaki Mehmet Uzunoğlu'nun bir başkadır M/S ORDU gemisindeki anısı:

“Karadeniz'e sefer yapan Türkiye Denizcilik İşletmeleri'ne ait ''Ordu Vapuru''nda dünyaya gelen Mehmet Uzunoğlu'nun nüfus kâğıdında, doğum yeri ''Ordu Vapuru'' yazıyor.

İstanbul'da muhasebecilik yapan Uzunoğlu, 12 Temmuz 1951'de, Karadeniz seferini yapan ''Ordu Vapuru'' ile Giresun'a giderken, fırtına nedeniyle annesinin kendisini vaktinden birkaç gün önce vapurda dünyaya getirdiğini söyledi.

Doğumunun vapurda olması nedeniyle nüfus cüzdanında doğum yeri kısmına ''Ordu Vapuru'' yazıldığını belirten Uzunoğlu, ''Doğum olan vapurlara beyaz bayrak asılırmış. Giresun Limanı'nda bizi karşılamak için bekleyen amcam, vapurun direğinde beyaz bayrak olduğunu görünce benim dünyaya geldiğimi anlamış'' dedi.

Doğum yeri konusunda çoğu zaman zorluklarla karşılaştığını belirten Uzunoğlu, anısına şöyle devam etti: 

''Askerliğimi yapana kadar doğum yerim ile ilgili bir konuda olumsuzluk yaşamadım ancak, askerliğimi yaptıktan sonra sık sık olumsuzluklarla karşı karşıya kaldım. Bu olumsuzluklar en çok banka ve devlet dairelerinde karşıma çıktı. Bana doğum yerimi sorduklarında (Ordu Vapuru) deyince, bana (hangi ile bağlı, ilçe mi, nahiye mi) diye sordular. Ya da doğum yerimi Ordu olarak yazdılar. Bundan 15 yıl önce Giresun'dan bana bir koli gönderilmişti. PTT memuru, doğum yerinden dolayı bana koliyi vermedi, muhtardan nüfus cüzdanı suretiyle ikametgâh kâğıdı getirmemi istedi. Onları götürerek koliyi alabildim. Bu tür sorunlarla 32 yıldır mücadele ediyorum. Doğum yerim Ordu Vapuru, ama nüfus kütüğüm Giresun'da bulunuyor.''

Mehmet Uzunoğlu, vapurda dünyaya gelmesinin kendisini adeta denizle bütünleştiğini de kaydederek, ''Denize tutkunum. Denizden uzak bir yerde herhalde yaşayamam. Hava rüzgârlı da fırtınalı da olsa İstanbul'da ulaşım için genellikle deniz yolunu kullanıyorum. Çünkü denizde büyük huzur buluyorum. Deniz ürünlerini yemeyi de çok seviyorum'' diyor anılarında.

M/S ORDU gemisini denilince Kaptan Oktay Sönmezin’ Anılarda Gemiler adlı kitabından bir alıntı yapacağım

“ Böyle bir pazartesi günü elimde bavulum, cebimde ordinom gemiye geldiğimde ilk üçüncü kaptanı gördüm. Refik Akdoğan (Pat Refik). Geminin eskilerindendi. Bana gemiyi tanıttı. Köprü üstünü gösterdi. Koskoca gemiydi. Merdivenler; koridorlar kat kat güverteler, salonlar vs. S/S MERSİN'den sonra 'köyden indim şehire gibi bir duyguydu, bir keyifti yaşadığım. Sonra da hemşeri çıktık. Orduluymuş. O gün anlatmıştı. Ev-lenince Ordu'da yayınlanan yerel gazetede "Ordulu Refik Kaptan, Ordu limanında, Ordu gemisinde, Ordulu bir kızla evlendi" d!ye hoş bir haber de çıkmış. Bana kamaramı gösterdi. Yerleştim.”

Sen çok yaşa Refik Kaptan

Denizcilikle ilgili yazdığın sayısız kitaplar seni dünya var oldukça denizlerde gemiler çalıştıkça sonsuza kadar yaşayacaksın size eşinizle birlikte sağlıklı. Huzurlu nice nice yıllar dilerim.

Ayrılışı hüzünlü olmuştur.

M/S ORDU yıllarca hizmet etti Kaptan Muhittin Resan Yönetimindeyken Kurucaşile açıklarında çıkan yangın geminin sonunu getirdi Tamiri mümkün olmadığı için kadro dışı bırakıldı sonra 1970 yılında Marmara Transporta satıldı Aliağa’da söküldü.

 

 

 

 

ORDU VAPURU FOTOĞRAFLARI