Sevgili Barbaroslar, geçen yıl Mayıs ayında Deniz Ticaret Gazetesinde yayımlanan yazımı bazı değişikliklerle tekrar sizlerle paylaşmak istedim.. Öğrencilik yıllarımızda "Denizcinin tanımı" nedir diye sorulduğunda aklımıza hukuk derslerinden öğrendiğimiz
Sevgili Barbaroslar, geçen yıl Mayıs ayında Deniz Ticaret Gazetesinde yayımlanan yazımı bazı değişikliklerle tekrar sizlerle paylaşmak istedim..
Öğrencilik yıllarımızda "Denizcinin tanımı" nedir diye sorulduğunda aklımıza hukuk derslerinden öğrendiğimiz "Gemi adamı ’’ tanımı gelirdi ..
Denize çıktığımız ilk yıllarda ise bu tanım, usta olma yolunda seyir eden denizcinin elindeki hamur gibi yeni biçimler almaya başladı; içine duygular girdi.,düşünceler katıldı… Kendi yorumlarımız ile bu tanım kendimizi biçimlemeye başladı.. Gemi adamını; bir hizmet akdi ile gemi arasına sıkıştıran tanım denizcinin önce insan olma büyüklüğüne sığmayarak, kağıt üzerinde bir tanım olmaktan çıkıp yaşam bulmaya başladı..
Ne diyor Deniz İş Kanunu gemi adamını tanımlarken " Bir hizmet aktine dayanarak gemide çalışan kaptan, zabit ve tayfalarla ve diğer kimselere ''gemi adamı " denir. Bu kadar..
Hikaye anlatacak hali yok tabii kanun yapıcının...
Hukuki anlaşmazlıkta kimin gemi adamı sayılıp sayılmayacağını basit,kısa ve anlaşılır şekilde belirtmiş..İşin lafzi yanını gayet de iyi yapmış..
Peki ya işin ruhu.?.Yani bu bağlamda hukukçu olmayanlar ya da olanlar denizciyi ezberden çıkıp nasıl tanımlar?
Hukukçu arkadaşlarımızı bilmem ama her denizcinin bu konuda söyleyeceği çok şeyi olduğuna inanarak bende diyorum ki ;
Denizci her şeyden evvel yürekli insandır..Cesurdur...Çünkü başka turlu denizlere kafa tutamaz o...
Denizci yaşadığı ortama, yani gemiye ve çalışma arkadaşlarına karşı merttir..Sözünün eridir..Denizin kendiside merttir.. Yalanı affetmez hemen yüzüne vurur...
Denizci çalışkandır...Tembel denizci bir seferlik yolcudur...
Denizci özlem adamıdır..Özler..Özlenir..Kavuşmanın en büyük ruhsal doyum olduğunu ondan daha iyi kimse bilmez...
Denizci duygu adamıdır..Şairlerin kıskanacağı doğanın en güzel manzaralarını o görür..O yaşar ilk defa görünen ve bir daha görünmemek üzere kaybolup giden güzellikleri denizlerde...
Denizci bilgedir..Çok okur..Hatta yazar. Sürekli yalnızlığı bazen akil almaz büyüklüğe erişir..Doğanın ihtişamı karşısında kendini aciz hisseder..Tüm bunlar bilgeliğinin elinde onu hoş görülü ve anlayışlı yapar..İnsanı sever..Yalan ve iftiradan uzak durur..
Denizcinin kalbi sevgi doludur..Onu güçlü kılan sevdiklerine olan bağlılığıdır...
Denizci dosttur..Arkadaştır,,Sefer dönüşü hep o arar arkadaşlarını, dostlarını..Unutulmuşluğunu bilse bile..
Denizci nankör değildir..Milyonlarca çeşit canlıyla paylaştığı denizlerini kirletmez...Onu ibadet yeri gibi temiz tutar..Çevre bilinci yüksektir..
Denizci için emanet kutsaldır..Gemisi ve taşıdığı yük onun namusudur..
Denizci güvenilir adamdır..Binlerce hatta milyonlarca insani ilgilendiren ticari yolculuklar sadece onların ellerine teslim edilir..
Denizci paylaşmayı bilir..Adalet duygusu gelişmiştir..Çünkü denizde yaşamın başka türlü olmayacağını bilir..Adalet "kutup yıldızı gibidir geri kalan her şey onun etrafında döner" (Eflatun) sözünü iyi bilir..
Denizci iyi bir yurttaştır..Gittiği ülkelerde ülkesini temsil ettiğini unutmaz..O bilinçle hareket eder..
Denizci varlıgının nedenini kavrayarak ve yaşamın mucizesini anlayarak her gün şükrederek yaşar .Selametini Allahın adıyla anarak dualaştırır..Bunu her gün yapar..
Denizci ismini her gün kucağında uyuduğu, uyandığı hatta canını verdiği denizden almıştır... Çünkü onunla özdeştir artık..Oysa karada çalışanlara karacı denmez..
Hulasa denizci farklıdır...Ne demişti Yunanlı filozof; insanlar ikiye ayrılır, denizciler ve olmayanlar...Dolayısı ile bu farklılığın önemini algılamak denizci gibi hareket etmek büyük bir sorumluluk gerektirir..
Allah bütün denizcilere selamet karada çalışıp Türk denizciliğine her kademede her sektörde emek veren arkadaşlarımıza da kolaylıklar versin...
İyi bir denizci ve daha da önemlisi iyi bir yurtsever olmanın her zamankinden daha fazla önem kazandıgı şu günlerde Türk denizcisinin ayrışmasına değil birliğine olan öneme dikkat çekerek yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sevgiler herkese...