GAZZEMavi Marmara gemisine yapılan İsrail komandolarının insanlık dışı saldırısın da 9 insanımız ölmüş bir çoğu da yaralanmıştır.İsrail ile yaşanan gerginlik gündemi daha uzun zaman meşgul edecektir.. CHP de ki kaset harekatı ve yeni başkanın görevi tesl
GAZZE
Mavi Marmara gemisine yapılan İsrail komandolarının insanlık dışı saldırısın da 9 insanımız ölmüş bir çoğu da yaralanmıştır.İsrail ile yaşanan gerginlik gündemi daha uzun zaman meşgul edecektir..
CHP de ki kaset harekatı ve yeni başkanın görevi teslim alması ülkemizde nerdeyse iktidar değişikliği gibi algılanırken Mavi Marmara gemisine yapılan saldırı gündemi tamamı ile değiştirmiş ve gündemi yönlendirmeye devam etmektedir..
İsrail Devleti resmileşmiş haydutluğunu ve insan sevmezliğini , Yahudi olmayana karşı acımasızlığını bir kez daha gösterdi. Buna Yahudiler bile isyan etti. Barış yanlısı olup İsrail devletinin kanlı politikalarını desteklemeyen milyonlarca Yahudinin ve bunların arasında arkadaşlarımın da olduğunu bu ara söylemek isterim..Her Yahudi İsrail in cinayet motifli politikalarını destekleyen kişi demek değildir..
Siyaset tarihçilerinin bu olayı on- on beş yıl içinde ayrıntıları ile yazacağına şüphem yok. Gemi giderken inanın her gün " gemiye asker çıkarsa inşallah güverteye oturur pasif direniş gösterirler" diyordum.Kaptana acaba bu konuda talimat verilmiş midir diye kendime sorup duruyordum.Ama düşündüğüm olmadı.
Basın da siyasi iktidarın vatandaşlarımızın can güvenliği için gerekli özeni gösterip göstermediği üzerinde çok yazı yazıldı.Her konu gibi bu da doğru dürüst konuşulamıyor ülkemizde.Karşılıklı suçlamalar hava da uçuşuyor. Ve doğruyu öğrenemiyoruz.
Peki Mavi Marmara Türk bandıralı olsaydı ne olacak dı? Bugün savaşıyor mu olacaktık İsrail ile? Demek ki bu tip aktiviteler ülkenin ve devletin güvenliğini direk ilgilendirebileceği için devletin bir çok mekanizmasından izin alınmasına müteakip hayata geçebilmeli.Hareketi üstlenenlerin sivil kuruluşlar olması bu gerçeği değiştirmez. Devlet dedin mi durup kerelerce düşüneceksin.Ve gerekli düzenlemeleri yapacaksın.Bu konu da yasada boşluklar varsa dolduracaksın.Bu da bu ülkenin bir vatandaşı olarak benim düşüncem.
İsrail hesap verir mi? İsrail in sabıkalarına artık BM arşivlerinde bile yer kalmadı.Hangi dosyanın hesabını vermiş ki bunu verecek? Ama ben inanıyorum ki İsrailden bunun hesabını sormanın bir çok yolu var..İlle de kafasına yumruk vurmak gerekmiyor.Türkiyenin elinde oynayacağı bir çok kart var. Su bunların başında geliyor.
Öte yandan Türkler in tarihte Yahudilere saldırdığı bir dönem var mı diye baktım bulamadım.. Bilen varsa yazsın lütfen..
Ölenlerin mekanı cennet olsun..Yaralılara da büyük geçmiş olsun .
ANAYASA
Sivil kelimesi Farsça kökenli bir kelime; başıbozuk, asker olmayan, mülki, medeni gibi anlamları var. Hee bir de tedbili kıyafetle gezen polis anlamına geliyor..Açın bakın Osmanlıca sözlüğüne..
Bu anayasa sivil olmalı diyor herkes. O konuda dağda ki çoban bile hem fikir. Bırakın çobanı ben bile hem fikirim.Sorun yok yani o konuda.Peki bu sivilin hangisi olacak bu anayasa. Asker olmayan mı? Başıbozuk mu? Mülki mi? Yoksa resmi kıyafetle gezmeyen polis anayasası mı? Ya da medeni anayasa mı? Duyar gibiyim cevabı; medeni anayasa..Peki medeni anayasa ne demek? Medeni kelimesi de Farsça; ziletli, kibar,terbiyeli demek. Dolayısı ile anayasamız yapılacak değişikliklerden sonra ziletli, kibar ve terbiyeli olacak. Kibar ve terbiyeyi anladıkta zilet ne demek? Zilet de akıl üstünlüğü, akıllı demek. Bundan daha iyi anayasa can sağlığı o zaman. Ama ben gene de siyasi partiler yasasının değişip liderlik sultasının ortadan kalkmadığı, seçim yasasının değişip 10% barajının düşürülmediği, milletvekillerinin söz söyleme dokunulmazlığı hariç diğer bütün dokunulmazlıklarının kaldırılmadığı siyasi ortamı demokratik bulmam.
Bir de CHP neden desteklediği maddelere evet oyu vermedi anlamadım.Şimdi 2 madde referanduma gidecek ve milletimizin zihni daha berrak olacaktı.
TÜRK OLMAYAN GEMİ ADAMLARININ TÜRK BAYRAKLI GEMİLERDE İSTİHDAMI
TMMOB nin Türk bayraklı gemilerde yabancıların çalıştırılmasına karşı gelmesi bence gerçekçi değil.Türk armatörü istediği gemisine yabancı bayrak çekebiliyor .Bu iş yasaklarla olmaz. Sermayenin serbestçe dolaştığı bir dünyada emek de serbestçe dolaşmalı.Bilgisi, tecrübesi, lisanı yeterli olan gitsin istediği yerde çalışsın.Burada hem eğitimde rekabeti uluslararası alana taşır hem de istihdam alanını gene uluslararası alana taşırsınız. Denizde emeğin serbest dolaşımının yaygınlaşması eğitim, ücret gibi temel konularda standartı da beraberinde getirir. Beğensek de beğenmesek de küreselleşme dediğimiz gerçekle yaşayacağız.Ya bu gerçeği kavrayacak bilgi ve vizyona sahip olup küreselleşen dünyanın neresinde olacaksak orasında olacağız ya da küreselleşmeye çocuklugum da Anadolunun geri kalmış bir ilçesinde gökyüzünden geçen uçaklara baktığım gibi bakacağız.Ki böyle bir lüksümüz yok.
SON YAZIMA GELEN YORUMLAR
Bundan önce yazdığım Denizcilik Okulları adlı yazımda (başlık DenizHaber.Com editörlerine aittir) gelen yorumlarla ilgili bir kaç şey söylemek istiyorum; birincisi lisanın çok da önemli olmadığını söyleyen bir okurumuz vardı..Peki tamam deyip geçiyorum..
Diğer okurumuz da denizcilik okullarının 4 yıllık eğitime ihtiyacı olmadığını söylüyordu. Bir gemi Kaptanını, Baş Mühendisini sıradan meslek sahibi olarak görenler denizcinin en önemli iki boyutunu görmemekte ısrar edenlerdir bence. Nedir bunlar? Denizcinin akademik ve kültürel yanlarıdır. Denizci sadece A noktasından B noktasına Ahmetin, Mehmetin yükünü taşıyan adam mıdır ? Herkesin olduğu gibi denizcinin de sosyal, kültürel, ahlaki,dini,siyasi özetle insana özgü olan ne varsa bir yanı vardır. Bütün bunlar akademik bir eğitim ve üniversite kültürü ile entellektüel derinlik kazanabilme şansına sahip olur..Yoksa bütün profesyonel meslek sahiplerine sadece mesleklerini öğretip bir kaç yılda onları okullarından mezun ederseniz olur biter. Bu da araştırma ve geliştirmenin yani öğrenme sürecinde ki sürekli gelişmenin yolunu tıkar ki büyük resimde o sektör için felaket olur.
Gerçek bir denizci için gemiler sadece pervanesi olan ve denizde hareket eden araçlar değildirler.Size bu rolü biçenlere şiddetle itiraz edin. Kimse bir avukata 2 sene oku demiyor..Ama bize diyebiliyorlar.Biz dünya insanıyız. Bir gün Afrikalıyla, bir gün Orta Doğuluyla , bir gün Uzak Doğulu ,başka bir gün Avrupalı ,Hispanik ya da Amerikalı ile teşviki mesai de bulunuruz. Ve kendi insanımızı temsil ederiz..Ülkemizi temsil ederiz.Oturmamız kalkmamızla.Konuşmamızla.İşimize hakimiyetimizle.Genel kültürümüzle.Gemiye gelen insanlar her konudan söz edebilirler.Biz de etmeliyiz.Bilgimizin gücü ve öz güvenimiz ile olur bütün bunlar..Bu da akademik eğitimden geçer. Gemiler size yük taşıması ile birlikte bu misyonu da yerine getirmenizi sağlayan araçlardır..
Son olarak ismini vermeyen bir okurumuz da denizcinin aydını falan olmaz demiş..Hukuk adamından, doktordan,iktisatçıdan,gazeteciden v.s aydın oluyor da denizciden neden aydın olmuyor anlamadım? Denizde ki fenerler gibi diğer bütün aydınlara yol gösterir denizcinin aydını.Tarihler boyunca nasıl göstermişse..
Sevgili barbaroslar, ülkemiz de özel sektör attığı cesaretli adımlarla ülkenin lokomotifi olmaya devam ediyor.Krizden alacağımız en büyük ders küreselleşen dünya ekonomisinde ki sermaye hareketlerini ve diğer gelişmeleri bundan böyle çok iyi takip etmek. Bunu yapmazsak hangi yönden hangi rüzgarın eseceğini kestiremeyiz. Ama küreselleşme denilen çağda ki gelişmeleri yakınen takip edersek rüzgarı kendi yelkenlerimize doldurur kendi ufkumuza gideriz.Başkasının dümen suyuna değil.
Sevgiler herkese